Ana içeriğe atla

TÜRK KADIN FİZİKÇİLERİN DEMİR LEYDİSİ KEŞİFLERE DOYMUYOR


Teknolojik buluşlar ve akademik araştırmalarıyla birçok kez bilim dergilerine kapak olan, Adolph Lomb Madalyası ve National Science Foundation'ın (Ulusal Bilim Vakfı) verdiği ödül de aralarında olmak üzere, pek çok ödüle layık görülen Dr. Hatice Altuğ, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Obama'nın elinden de ödül alan ilk Türk bilim kadını olmuştu. Altuğ, Presidential Early Career Awards for Scientist and Engineers  ile geleceğin en önemli bilim insanları arasında gösteriliyor. 

Kadınlara bilim dünyasında daha çok yer açılmasının neleri değiştirebildiğine örnek olması için bu ay Dr. Hatice Altuğ’un çalışmalarını anlatacağım. Fizik alanında kadınlarla karşılaşmanın çok yaygın olmadığını düşünen Altuğ,  bunu değiştirmek için çalışıyor. 

Dünya’nın en iyi 20 üniversitesi arasında kabul edilen İsviçre’de bulunan EPFL’de (Swiss Federal Ecole Polytechnique Lausanne) Yardımcı Doçent olarak çalışmalarına devam eden Dr. Hatice Altuğ,  yakın zamanda Science Dergisi’nde Graphene'in elektro-optik özelliklerini kullanarak mono-layer proteinlerin algılanmasında kullanılan ayarlanabilir plasmon-tabanlı bir biosensör geliştirdiği çalışması yayınlandı.

1978’de Burdur'un Karamalı ilçesinde doğan Dr. Hatice Altuğ, hayatında eğitimci olan anne ve babasının etkisi büyük oldu.  Ortaokul ve liseyi Antalya’da okudu.  Elektromanyetik dalgalar ve yerçekimi kuvvetleri kanunları gibi konularla ilgili öğretmenlerine sorular soran Altuğ’un, aldığı yanıtlar “Bunlar müfredat dışı.” ya da “Bunlardan sorumlu değilsiniz.” şeklinde oldu. 

İlk tercihi olan Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü’ne tam burs alarak girdiğinde sınıftaki tek kız öğrenci olarak eğitimine devam etti.  Bilkent’ten 2000 yılında dereceyle mezun olduktan sonra Stanford Üniversitesi’nden tam burs olarak “Uygulamalı Fizik” bölümünde doktoraya başladı.

Doktora sırasında lazer sistemleri ve optik aletler üzerine çalışma yürüttü.

2004’te “Optical Switch (Optik Anahtarlar)” isimli çalışması “Silikon Vadisi Birincilik Ödülü” getirdi. Yine lazer üzerine yaptığı başka bir çalışma ile de 2005 yılında “Research Excellence Reward (Mükemmel Araştırma Ödülü)” aldı.

Lazerin hızını 100 kat artırmayı başararak, Nature Physics adlı dünyaca ünlü bilim dergisine kapak oldu.  

 Stanford Üniversitesi'ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Boston Üniversitesi'ne geçti.
Altuğ, yaptığı bu çalışmalar ile 2010 yılında, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı'nın (National Science Foundation) verdiği "Başkanlık Erken Kariyer Ödülü"'nün sahibi oldu.

ABD'deki Boston Üniversitesi'nde nanoteknoloji ile geliştirdiği cihaz vücutta hastalık taşıyan virüsleri tespit edebiliyor. Yaptığı çalışmalar sonucu vücutta hastalık taşıyan virüsleri tespit eden portatif ve düşük maliyetli bir cihaz geliştirdi. İnsanların evlerinde bile, vücutlarında herhangi bir virüs olup olmadığını test edebilecekleri, cep telefonu büyüklüğünde geliştirdiği alet ile 2011 yılında Popular Science Dergisi'ndeki "Yılın En Başarılı 10 Genç Bilim İnsanı" listesine girdi.

Bir tel zımbanın yarısı büyüklüğünde, rahatça kullanılabilen bir MedikalÇip geliştirdi. Araştırma Nature Light Science & Application Dergisi’nde yayınlandı. Bu çip insan vücudundaki proteinleri test edebiliyor. Optik Laboratuvar olarak adlandırılan bu cihaz, kan örneği üzerinde 170 bin farklı molekülü hızlıca analiz edebiliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge