Ana içeriğe atla

FİKİR NASIL BULUNUR?

Reklam dünyasında dolaşıp, farklı bakış açıları edinmek için bu tür kitaplar okumaya başladım. Bu nedenle de Jack Foster'ın "Fikir Nasıl Bulunur" kitabını, büyük umutlarla aldım.  

Fikrin tanımından yola çıkarak bazı basamaklardan söz ediliyor. Kitapta, çok şaşırtan bilgilerle karşılaşmayı beklemeyin. Tabii bazı örnekler akılda tutulduğunda ilham verebilir: 

"Gutenberg, bir metal para presi ile şarap presini bir arada kullandı ve ortaya matbaa çıkıverdi.

Dali, düşleriyle sanatı birleştirdi, ortaya gerçeküstücülük çıktı.

Newton, gel-git ile ağaçtan düşen elmayı bir araya getirdi, yerçekimini buldu.

Hutchins, zil ile saati birleştirdi; işte size çalar saat.

Lipman, kurşunkalem ile silgiyi bir araya getirdi, alın size silgili kurşun kalem."

Bunların dışında genel olarak işe odaklanmak gerektiği vurgulanıyor. Tabii gazeteciler ve reklamcılar için bu durum biraz daha farklı. Çünkü, zaman sınırlaması var. 

"Bir reklam ajansının başkan yardımcısı "pireyi deve yapan adamdır". Pireyi deve yapan bir adam, işe sabah 9'da gelip de masanın üzerinde bir pire bulan ve saat 17'ye kadar ondan deve yaratmaya çabalayan, sözde yoğun bir yöneticidir. Usta bir "pireyi deve yapısı" ise, daha öğlen tatili olmadan bunu başarandır." 
Fred Allen 

Kısa sürede büyük işler başarmak zorunda olunca da kararlı olmanın önemi üzerinde duruluyor. 

“İster sanatçı, ister bilim insanı olsun” diyor J. Bronowski “doğanın çeşitlemelerinden yeni bir birliktelik çıkarsadığı anda insan yaratıcı olmaya başlar. Bunu da, benzerlikleri daha önce fark edilememiş şeyler arasındaki benzerliği bularak gerçekleştirir... Yaratıcı beyin, alışılmadık benzerlikleri görebilen beyindir.”


Beynimizi ve kendimizi geliştirmek için zaman ayırmalıyız. Hobimiz olmalı, işimizi severek ve eğlenceli şekilde yapmalıyız. Çok çalışmalıyız, vazgeçmemeliyiz yani kararlılık konusunda inatçı olmalıyız. O zaman ilham perileri etrafımızda dolaşacaklar, güzel fikirler aklımızda uçuşacak... 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge