Ana içeriğe atla

SOSYAL MEDYA YALNIZLAŞTIRIYOR

Gelişen teknolojiyle birlikte sosyal medyayı en çok kullanan ülkeler arasında yerimizi hızla aldık. Sosyal medyayı kullanmanın gerekli olduğunu savunuyorum ancak dengeli bir şekilde. Bunu hem kendimizi geliştirmek hem iletişim kurmak hem de bilgi edinmek için kullanmalıyız.  

Son dönemlerde sıkça duyduğumuz FOMO ( Fear of missing out ) ve Nomofobi’ye yakalanmamalıyız. FOMO, dijital dünyada gelişmeleri kaçırma korkusu olarak tanımlanırken aslında buna bir çeşit “sanal uyuşturucu” diyebiliriz. Çünkü, bir yerlerde mutluluk ve heyecan verici olayları merak edip, endişeyle internete sürüklenme hali. 

Nomofobi ise, bağımlılık derecesinde telefon kullanma durumu. Yani dijital denizlerde gezip,  yeni bir şeyler görmek, kimin ne yaptığını takip etmek için modern bir sanal hayata geçiş. Mesela, bir uygulama birden bire yayılıyor ve herkes fotoğrafının şeklini ona göre değiştiriyor.  

Bu alemde herkes çok sportmen ve mutlu olduğunu gösterip, çok lüks gardrolarını gözler önüne seriyor. Makyaj malzemelerinin çeşitliliği ile göz kamaştırırken, estetik uzmanlara gidip cilt bakımlarını yaptırıp, muhteşem yüzlere kavuştuklarını gösteriyorlar.  Ayrıca bazı zayıflama ürünlerini de pazarlayanlar oluyor. Bu durum birilerine para kazandırırken, insanların sağlığından olmasına da neden olabiliyor.   Çünkü onlar her paylaştıkları ürün başına aldıkları paraya bakıyorlar. Oysa insanlara, sanki kendileri almış ve kullanmış gibi ürün tanıtıyorlar. 

Aslında sanal dünyada gerçeğin ne olduğunu bilmiyoruz. Bize sergilenen kadar yaşanmışlıkların kölesi olup, o adresten başka adrese savruluyoruz. Bunun sonunda da elimizdeki bütçeyi son kuruşuna kadar harcayıp, sosyal medya fenomeni diye ortaya çıkanların peşinden son sürat koşturuyoruz. 

Yeni akımlar çıkıyor, bu akımları yapmazsak, bazı insanlar bizi arkadaşlıktan çıkartmakla tehdit edebiliyor. Çünkü sosyal medyada insanlar inanılmaz bir dayatma sergileyebiliyorlar. 

Tüm bunların sonunda ise, zamanımızı gereksiz şekilde harcayıp, aynı masada fakat farklı dünyalarda dolaşan, cebindeki parasını kendi isteklerine göre değil de hayranı olduğu fenomen gibi olmak ya da özendiği hayata ulaşmak için harcayan ve yaşamının en büyük şansını kaçıran bir toplum ortaya çıkıyor. 

Bunun yerine kaliteli zaman, dengeli bir yaşam, tasarruflu bir bütçe ile sevdiklerimizle birlikte bir yaşamı seçmek elimizde. Bilinçli dijital kullanım ile huzurlu ve gelişmeleri de bilen bir hayat yaşamak mümkün. Çünkü, şu anda herkes kalabalıklar arasındaki yalnızlıktan muzdarip, bunu yıkmak için telefon ekranına değil karşımızdakinin gözlerine bakarak sohbet edelim.

Doğru iletişim kuralım, hayat paylaştıkça güzel. Bunun için sevdiklerimizle anılar biriktirip, o anın tadını çıkartalım. O zaman daha mutlu ve sevgi dolu bir topluma dönüşebiliriz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

Esra Öz kimdir?

İş Bilgileri:  CNN TÜRK – Köşe Yazarı (Mayıs 2017- )  Rekabetçi Sektörler Programı (Competitive Sectors Programme) Medya İletişim Koordinatörü (Public and Media Relations Coordinator) ve Gazeteci (Journalist) (Kasım 2015-Temmuz 2016) Milliyet Gazetesi Pembe Nar Sağlık Köşe Yazarı ( Ekim 2015- Mayıs 2017) Kids&Gourmet Dergisi - Köşe Yazarı (Ekim 2015- ) TRT Kent Radyo Ankara -Sağlık Gündemi programını hazırlayıp sunuyor (Şubat-Eylül 2015 ) Sağlık ve İnsan Dergisi Yayın Editörü (Ekim 2014- Ocak 2017 ) Technical Assistance For Alignment İn Organ Donation Project (Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi) Senior Communication Expert (Kıdemli İletişim Uzmanı) (Nisan 2014- Nisan 2015) Pleksus- Med-Index/ Genel Yayın Yönetmeni  (Ocak-Kasım 2013) Dünya Sağlık Ajansı Yayın Yönetmeni (Ocak 2013-) Sağlık Bakanlığı Sosyal Medya Danışmanı (Mayıs-Aralık 2012) Sağlık Dergisi / Yazı İşleri Müdürü (Kasım 2007- Mayıs 2012 )  Türkiye’deki il...

AVRUPA’DAKİ TÜRK SAĞLIKÇILAR TEK ÇATI ALTINDA TOPLANIYOR

Avrupa’daki tüm sağlık çalışanlarını bir araya getiren tek Türk örgütlenmesi olan ATSEF’in yeni başkanı Dr. Serdar Dalkılıç seçildi.  Avrupa’daki tüm Türk sağlık çalışanlarını bir araya getirmek amacıyla kurulmuş olan Avrupa Türk Sağlık Elemanları Federasyonu (ATSEF)’in, 2. Olağan Genel Kurulu Berlin'de 4 Ekim 2014 tarihinde İngiltere, Fransa, Almanya, İsviçre ve Kuzey Kıbrıs'tan gelen delegelerin katılımıyla gerçekleşti.  Genel Kurul Yeni Yönetim Kurulunu seçti. Başkanlık görevine getirilen Türk Fransız Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Serdar Dalkılıç yeni dönemde hedeflerinin, tüm Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermek olduğunu söyledi. Bu amaçla özellikle İskandinavya ve Balkan ülkelerindeki meslektaşlarla temasa geçildiğini ve yeni başkan yardımcısı seçilen, İsviçre Türk Hekimleri ve Sağlık Çalışanları Birliği başkanı Dr. Cankut Yüksel ile birlikte bu konuda yoğun çalışacaklarını belirtti. ATSEF’e Bireysel Üye Olunabilecek Genel Kurul toplantısında Dr. Serdar Dalkılı...