Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÇAĞRI MERKEZİ KURULDU

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinde muayene olmak isteyen hastaların çağrı merkezini arayarak sıra alınabileceğini söyleyen Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, hem randevu kapasitemiz hem hizmet kalitemiz hem de hasta memnuniyeti oranlarının arttığını belirtti.  Üniversite hastanelerinde muayene olmak isteyen hastaların sabah erkenden uzun kuyruklar oluşturduğu dönemler Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinde artık sonra eriyor. Randevu almak isteyen hastalara çağrı merkezi hizmeti başlattıklarını belirten Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, “Hastanelerimizde çağrı merkezi oluşturduk. Çağrı merkezi ile artık çok rahat randevu alınması mümkün. 508 3 508 numaralı telefon sayesinde, insanlar artık sabah 5’te gelip sıraya girmiyorlar, böylece sabah saatlerindeki yoğunluk yaşanmıyor. Öte yandan bu sistem sayesinde randevu kapasitemiz, hasta memnuniyetimiz ve hizmet kalitemiz arttı” dedi.  Üniversite Mensuplarına “440 5 946” Çağrı

GAZİ TIPTA AKILCI İLAÇ KULLANIMI STAJI VERİLİYOR

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde 5. Sınıf öğrencileri, “Akılcı İlaç” stajı alarak, doğru reçete yazmayı ve ilaç seçiminde dikkat edilmesi gereken kuralların eğitimini alıyor. Gazi Üniversitesi Tıp fakültesinde 5. sınıf öğrencileri akılcı ilaç kullanımı eğitimi alıyorlar. Simüle hastaların üzerinde hastalıklar ve tedaviler hakkında verilen bilgileri yer alıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Güney, bir hafta süren stajda öğrencilere, ilk derste reçete yazma sınavı yapıldığını söyledi. Hastalıklar ve uygun ilaç seçimi hakkında bilgi verildiği ve bitirme sınavı ile stajın tamamlandığını kaydeden Güney, “Bu zamana kadar 600 öğrenciye verilen eğitimde, Dünya Sağlık Örgütünün yayınlamış olduğu akılcı ilaç kullanımı ile ilgili prensipleri ve bunların reçetede nasıl uygulanması gerektiğini anlatılıyor. Reçete yazarken nelere dikkat ediliyor. Öğrencilere mezun oldukları zaman sık karşılaşacakları hastalıklarla ilgili bilgi

EVİNİZDEKİ TERAPİST

Psikoterapistlerin terapi seansında danışanlarına Kognitif Terapi Modeli’nin nasıl uygulanacağını öğreten Evinizdeki Terapist Klinisyen Elkitabı, ülkemizde farklı bölge ve şehirlerde çalışan klinisyenlerin rahatlıkla terapilerine adapte edebilecekleri bir kaynak. Evinizdeki Terapist, dünyanın her yanındaki okuyucuların kendi sorunlarını anlamaları ve çözmeleri, aynı zamanda da rahatsızlıklarının tekrarını önlemeleri için yazılmış bir psikoloji kitabı. Evinizdeki Terapist Klinisyen Elkitabı ise, ülkemizde farklı bölge ve şehirlerde, farklı ortam ve koşullarda çalışan klinisyenlerin rahatlıkla terapilerine adapte edebilecekleri bir kitap. Dr. Christine A. Padesky ve Dr. Dennis Greenberger tarafından yazılan “Evinizdeki Terapist Klinisyen Elkitabı” Dr. Emel Stroup tarafından dilimize kazandırıldı.  Psikoterapistlerin terapi seansında danışanlarına Kognitif Terapi Modeli’nin nasıl uygulanacağını öğreten kitap, etkin dili sayesinde, teorik bilgi ile terapi odası arasındaki boşluk

ANKARA'DA KRİMİNAL TEKNOLOJİ GELİŞTİRİLECEK ÜNİVERSİTE AÇILIYOR

Prof. Dr. Hamit Hancı ve Dr. Mehmet Hakan Sağlam Anka Teknoloji Üniversitesinin adli tıp alanında kriminal teknolojiler ile siber güvenlik ve savunma sanayi alanında üç temel bölüm ile açılması planlanıyor. İstanbul Adli Bilimler Eğitim ve Araştırma Vakfı tarafından Ankara'da kurulmasına karar verilen Anka Teknoloji Üniversitesi farklı ihtisas alanı, fakülte ve bölümleri ile diğer birçok üniversiteden ayrılıyor.  Ankara'da kurulacak olan bu üniversite bir konsept üniversitesi olarak planlandığını belirten İstanbul Adli Bilimler Eğitim ve Araştırma Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. İ.Hamit Hancı konu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Üniversite özellikle kriminal teknolojiler, siber güvenlik, savunma sanayi olarak üç ana bilimsel araştırma ve hizmet alanına hizmet verecek şekilde tasarlanıyor. Bu üç alanda da Türkiye'de gerek lisans düzeyinde gerekse Ar-Ge düzeyinde yeterli fakülteler bulunmuyor. Gelişen teknoloji ile birlikte kriminal teknolojiler de büyük

SAĞLIKTA MOBİL NEREYE GİDİYOR?

Sektörün en yenilikçi zirvesi olma özelliğini taşıyan Digital Health Summit Turkey’in Eylül ayında ikincisi gerçekleştirilecek. Zirvede, dijital kanalların günümüzde hızla öne çıkan "mobil” ve sağlık konusu ele alınarak, gelecek yıllarda bu alanda ne gibi gelişmeler olacağı üzerinde durulacak. Dijital dünya hayatımızın bir parçası haline geldi. Artık her işimizi online çözer olduk. Hatta mobil telefonlar, bilgisayarların yerini alırken, bu alanda tüm sektörler firmaları kendilerini geliştirmeye başladı. Peki sağlık? Sağlıkta, mobil yenilikler neler sağlayacak? Akut ve kronik hastalık yönetiminde, doktor-hasta iletişiminde dijital kanallar ve mobil uygulamaların etkileri nelerdir? Hastaneler, ilaç ve medikal sektör ne gibi yenilikler sunacak? Gelecekte insanları mobil sağlık alanında, neler bekliyor? Türkiye'nin ilk Dijital Sağlık Zirvesi’sinin geçen yıl yapılmasının ardından bu alandaki yenilikleri sunmak adına bu sene “mobil” konusu ele alınarak, 18-19 Eylül 2013 t

TÜRKİYE'NİN KANAYAN YARASI HEMATOLOJİ

Kemik iliği nakli için donör havuzlarının oluşturulması için ciddi yatırımlar yapılması gerektiği ancak Türkiye’de bu konu için yeteri kadar yatırım yapılmadığını söylen Hematoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, “Türkiye için bunun kanayan bir yara olduğunu düşünüyorum. Halen donör havuzunun yeterince oluşturulamaması ve yeterli yatırım yapılmaması bir hüsran diye düşünüyorum. Yıllardır bir türlü bu konu için yatırım yapılmadı” şeklinde konuştu. Türkiye’de 200 civarında hematoloji uzmanı olduğunu söyleyen Hematoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, “Türkiye’de hematoloji ne yazık ki gelişmiyor çünkü yeterli personel ve doktor yok. 200 civarında hekimimiz var. Yeni hekim yetişmemesinin sebebi de hematoloji gibi zor bir branşın yeterince karşılığının olamaması ve her şeyin performansa bağlanması” dedi.  “1 Ay Süre ile Yapılan Tedaviden Bahsediyoruz Birde Günde 10 Tane Yapabileceğiniz Bir Tedaviden” Hematoloji için özellikle SGK ve Sağl

DÜNYA'DA VE TÜRKİYE’DE ECZACILIK NE DURUMDA?

Dünya'da ve Türkiye’de eczacılık alanında yapılan değişiklikler hakkında değerlendirmelerde bulunan Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Harun Kızılay, ülkemizde eczaneler arasındaki gelir adaletsizliğinin bir an önce son bulması gerektiğini söyledi. Sağlık alanında birçok sistem oluşturulmadan önce, hep yurt dışından örnek alınarak yapılır. Peki eczacılık açısında bakıldığında durum ne? Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Harun Kızılay, yurt dışındaki eczacılık sistemleri ve ülkemizde yaşanan sorunlar hakkında Med-Index’e değerlendirmelerde bulundu.  Türkiye’de eczacılık sisteminin yurt dışı ile karşılaştırılmadığını kaydeden Kızılay, “Avrupa’da ve birçok yerde uygulanan referans ilaç fiyatlandırması, Türkiye’nin bulduğu bir durum değil. Avrupa’da bu sistem yaklaşık 15-20 yıl önce başladı ve referans fiyat sistemi içerisinde kar oranları belli. Ülkemizde ise, ilaç fiyatları düştüğü anda eczacılık kar oranları da düşüyor.  İlaç fiyatının yükselme

TİMOKİNON KANSER HÜCRELERİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Timokinon’un kanser hücrelerine ve bağışıklık sistemine etkisi üzerine yapılan araştırma sonuçları hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, çörekotunda bulunan Timokinon’un etki  mekanizması hakkında Med-Index'e konuştu.    Bilim insanları, normal koşullarda, eğer sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahipsek, kolay kolay kanser olunmayacağını söylüyor. Kilit noktanın, sağlıklı bir bağışıklık sistemi olduğunun üzerinde duruluyor. Çörekotu tohumlarının bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileriyle ilgili bilimsel çalışmalar hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, şunları söyledi: “Birkaç kontrollü hayvan deneyinde, çörekotu tohum özütü verilen hayvanların çeşitli kanser yapıcı kimyasal maddelere karşı korunduğu ortaya konuldu. Çörekotu yağındaki doymamış yağ asitlerinin kombinasyonu da mükemmel, kan damarlarını oksitlenmeden korumak için formülünde neredeyse her şey var. Sağlıklı kan damarları ise sağlıklı kan akımı, o da sağlıklı bir beden anlamına

KAYARAK ÖZGÜRLÜĞÜ VE DİNGİNLİĞİ YAKALAYAN PSİKOLOG

Kayarak yoğun iş temposunun yarattığı stresten kurtulduğunu anlatan Fatih Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim görevlisi Yrd. Doç. Nalan Linda Fraim, farklı hobileri sayesinde kendini özgür ve dingin hissettiğini söylüyor. İnsanların sorunlarını dinleyerek sorunlara çözüm getiren psikologlar, stresten uzaklaşmak için farklı hobiler ediniyorlar. Çocukluğundan beri  kayan, ata binen ve tenis oynayan psikolog Yrd. Doç. Nalan Linda Fraim, “Kaymak, stresle baş etmek için inanılmaz bir şekilde fayda sağlıyor” diyor.  Hobisinin mesleğine ve hayatına olan katkısını anlatan Yrd. Doç. Nalan Linda Fraim, Med-Index’in sorularını yanıtladı. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Fatih Üniversitesi Psikoloji bölümünde Yardımcı Doçentim. Sağlık Psikoloğu, Evlilik ve Aile Terapistiyim. Çalışma alanlarım genç meme kanseri hastaları, HIV/AIDS, obezite, travma, domestik şiddet ve cinsel şiddet. Hobiniz nedir ve ne kadar süredir yapıyorsunuz?  Hobim kayak yapmak, hem kar hem de su kayağı. 8 yaşımd

“TIP FAKÜLTELERİNE SAĞLIK İLETİŞİMİ DERSİ EKLENMELİ”

Tıp Fakültelerinde halen “İletişim dersi” okutulmadığına dikkat çeken “66 Soruda Sağlıkta İletişimin Gücü” adlı kitabın yazarı Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, “Oysa tıp, insan ilişikleri üzerine kurulmuştur. Tüm sağlık personelinin iletişim becerilerini sürekli olarak geliştirmesi gerekir” diyor. Sağlık iletişimi alanında yeterli çalışma yapılmadığını, tıpta iletişim konularının gerektiği kadar üzerinde durulmadığını kaydeden Üsküdar Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, “Sağlıkta İletişim Teknikleri” dersini verirken, sağlıkta iletişimin ne kadar önemli olduğunu fark ettiğini ve bu konuda çalışmalarının süreceğini belirtti.  Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan , “66 Soruda Sağlıkta İletişimin Gücü” isimli kitabı hakkında Med-Index’in sorularını yanıtladı. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Gümüşhane'de doğdum. 1969 yılında Gümüşhane Lisesi’nden, 1972 yılında Erzurum Eğitim Enstitüsünden, 1978 yılında İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Hukuk Fakültes

BEYNİN PLASTİSİTESİ VAR

Beynin yenilenme özelliğinin olmadığı söylenir. Ancak Cambridge Üniversitesi Psikiyatri kliniğinde Nörobilim üzerine Doktora yapan Dr. Muzaffer Kaser, yapılan son araştırmalarda beynin plastisite özelliğinin olduğunu belirtti. Beynin hiçbir şekilde kendini yenileme özelliği olmadığı söylenir. Ancak beynin yenilenebildiğini ve esnek olabildiğini (plastisite) belirten Cambridge Üniversitesi Psikiyatri kliniğinde Nörobilim üzerine Doktora yapan Dr. Muzaffer Kaşer, çok kısa bir süre öncesine kadar beyin hücrelerinin kesinlikle bölünemeyeceği gibi bir bilgi olduğunu söyledi. Kaşer, “Şu anda beyindeki plastisitenin, şekillenebilirliğin özellikle belli beyin bölgelerinde çok fazla olduğunu ve sadece bağlantıların artması değil, aynı zamanda yeni hücre yapımının da beyinde gerçekleştiğini biliyoruz. Bir takım yerleşik bilgiler yeni bilimsel bulgularla değişiyor” dedi. Med-Index