Ana içeriğe atla

“TIP FAKÜLTELERİNE SAĞLIK İLETİŞİMİ DERSİ EKLENMELİ”

Tıp Fakültelerinde halen “İletişim dersi” okutulmadığına dikkat çeken “66 Soruda Sağlıkta İletişimin Gücü” adlı kitabın yazarı Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, “Oysa tıp, insan ilişikleri üzerine kurulmuştur. Tüm sağlık personelinin iletişim becerilerini sürekli olarak geliştirmesi gerekir” diyor.

Sağlık iletişimi alanında yeterli çalışma yapılmadığını, tıpta iletişim konularının gerektiği kadar üzerinde durulmadığını kaydeden Üsküdar Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, “Sağlıkta İletişim Teknikleri” dersini verirken, sağlıkta iletişimin ne kadar önemli olduğunu fark ettiğini ve bu konuda çalışmalarının süreceğini belirtti. 
Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan , “66 Soruda Sağlıkta İletişimin Gücü” isimli kitabı hakkında Med-Index’in sorularını yanıtladı.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Gümüşhane'de doğdum. 1969 yılında Gümüşhane Lisesi’nden, 1972 yılında Erzurum Eğitim Enstitüsünden, 1978 yılında İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Hukuk Fakültesinden, 1980 yılında İktisat Fakültesi Sosyal Siyaset Yüksek Lisans programından, 1989 yılında da İ.Ü. İktisat Fakültesi Doktora Programından "Doktor ( Ph.D)" unvanı ile mezun oldum. 1995 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Spor Yöneticiliği Bölümünde Öğretim görevlisi olarak atanarak, bu görevde 2002 yılına kadar çalıştım. 
Birçok gönüllü kuruluşta yönetici olarak görev yaptım. Fen Bilgisi, Fizik, Hukuk, Sosyoloji ve İktisat tahsili yapmama rağmen ilgimi en çok iletişim ve psiko-sosyal alanlar çekti. Bu yüzden çalışmalarımı daha çok bu konularda sürdürdüm. Sürekli gelişme ve geliştirmeyi kendime misyon edindim. Kişisel ve sosyal gelişim konularında birçok konferans verdim ve halen bu faaliyetlerim sürdürüyorum. 

"Mutluluk ve Başarı Yolları", "Bilgeliğe Yöneliş -Kişisel Gelişimin Dinamikleri", “ Bilincin Gücü” “NLP Teknikleriyle Aile İçi İletişim”, “NLP Teknikleriyle Aile Sorunlarına çözüm Önerileri ve “Mutlu Yuva-Mutlu Yaşam” “Kazandıran Beden Dili” “İletişimde Kalp Köprüsü” ve “66 Soruda Sağlıkta iletişimin Gücü” olmak üzere yayınlanmış 9 kitabım var. “Sosyal İlişkilerle Terapi” adlı kitabım yakın zamanda yayınlanacak. Halen Üsküdar Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim. 



Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Bu kitabımın temel amacı, doktorların, hemşirelerin, hasta yakınlarının ve hastaların dikkatini, sağlıkta iletişim konusuna çekmek. Çalışmamın hedefi, bu konuda daha fazla merak uyandırmak ve sağlık eğitimine katkıda bulunmak. 
Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktor ve hemşirelerden oluşan öğrencilerime “Sağlıkta İletişim Teknikleri” dersini verirken, sağlıkta iletişimin ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Bu alanda yeterli çalışmaların yapılmadığını, tıpta iletişim konularının gerektiği kadar üzerinde durulmadığını öğrencilerimle konuşup tartıştım. Ne gariptir ki Tıp Fakültelerinde halen “İletişim dersi” okutulmuyor. Oysa tıp, insan ilişikleri üzerine kurulmuştur. Tüm sağlık personelinin iletişim becerilerini sürekli olarak geliştirmesi gerekir.

Devam kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?
Evet, “Sağlıkta Sosyal İlişkilerle Terapi” isimli bir kitap daha hazırladım. Şu an basım aşamasında. Bu çalışmanın amacı, hastalıkların tedavisinde sosyal faktörlere dikkat çekmek ve merak uyandırmayı hedefliyorum. Ana hedefimiz, sosyal temas ile terâpi konusunda bir farkındalık oluşturmak. Terapilerde her zaman amaç, insanı anlamaktır. Terapi sonucunda kişinin hayatında sorun olarak gördüğü konularda kalıcı bir düzelme sağlanır. Bireyin sorunlara bakış açısı değişir.

Kitapta vermek istediğiniz mesaj nedir?
Sağlık personelinin başarısı, iletişim becerilerine bağlıdır. İletişimin önemi, hastalıkta başkalarına bağımlılık durumunun yaşanması nedeniyle, hasta açısından da artar. Bu sebeple, hastalara ve hastanın bakım ve tedavisi ile yükümlü olan meslek üyelerine, iletişime uygun çevrenin oluşturulması için yardımcı olmak istedim. Hasta ile etkili iletişimin kurulmasının çok önemli olduğunu vurguladım. 
Günümüzde artık, tıp ve hemşirelik mesleklerinde hastalarla ilişkileri geliştirmeye yönelik eğitimlere ilginin her geçen gün arttığını biliyoruz. Ayrıca hasta yakınları da iletişim becerilerini geliştirmek istiyor. Hastanın yakınları, çoğu zaman hastalık karşısında şaşkınlığa düşüyor; korku, acı, yalnızlık, umutsuzluk, kaygı, kızgınlık gibi çeşitli duyguları yaşıyor ve depresyona giriyorlar. İşte onların da güçlenmesi ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek için bu çalışma yapıldı. 

Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığın tanımını şu şekilde yapıyor: ”Sağlık, yalnızca hasta veya sakat olmamak değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halidir.” 
O halde, kişinin tam sağlıklı olabilmesi için bedenen hasta veya sakat olmaması yetmiyor. Tanımda yer alan, sosyal iyilik, nerede, nasıl davranacağını ve sorumluluklarını bilen, insanlarla iyi ilişkiler içinde olup büyüğünü küçüğünü severek hoşgörülü davranabilen, çevresiyle barışık olma halidir. Sağlıklı insan çevresindeki tüm canlılarla iyi ilişkiler içindedir. Kısaca sosyal iyilik, kişinin toplumsal uyumudur. İnsanın sosyal yönden iyilik hali içinde olması da iletişim becerilerinin güçlü olmasına bağlıdır. 


Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
Kitabımız beklediğimiz ilgiyi gördü. Bu anlamlı geri bildirimlere kitabımızın arka kapağında ve son kısmında yer verdik. Bu takdirler bizi yeni kitaplar yazmaya yönlendiriyor. Bu vesile ile okuyucularıma teşekkür ediyorum.

Kitabınız yazar olarak size neler kazandırdı?
Bu çalışma, önemsediğim ve sevdiğim sağlık personeli ile iletişim kurma yolunu açtı. Akademik etkinlilere katılma şansını yakaladım. Marmara Üniversitesi doktora ve lisan programında ilk defa “Sağlık İletişimi” dersini verdim. Ayrıca pek çok hasta ile kaliteli sohbet etme ve onlara yardımcı olma olanağına kavuştum.

Mutlaka herkesin okuması gereken kitap ve film sizce hangisi? 
Kitap olarak, Victor Frankl’ın, İnsanın Anlam Arayışı kitabını tavsiye ederim. Mitch Albom’un, Öğretmenin Mori’yle Salı Buluşmaları ve “Patch Adams” ı izlemelerini öneririm. 

Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlık haberleri çok seçilerek verilmelidir. İnsanlar çok çabuk bu haberlerin etkisinde kalıyor. Haberler insanın sağlığını olumlu da etkileyebiliyor olumsuzda. Bu sebeple olumlu ve moral verici sağlık haberlerine her zaman öncelik verilmeli. 

Sağlıklı iletişiminin olmazsa olmazı size göre nedir?
Sağlık iletişimi, başta tıp ve iletişim fakültesi olmak üzere okullara ders eklenmeli. Sağlık personeli şu hususlara mutlaka özen göstermeli : 
Hasta ile göz teması kurmalı 
Hasta ile yumuşak ses tonu ile konuşmalı
Hastaları eleştirmemeli
İstenilen bilgiyi vermeli
Güler yüz ifadesi sergilemeli
Hastalara sevgiyle ve sıcak bir şekilde davranmalı
Olması gerektiği kadar hastalarla görüşmeli ve temasta bulunmalılar.

Med-Index

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge