Ana içeriğe atla

KAYARAK ÖZGÜRLÜĞÜ VE DİNGİNLİĞİ YAKALAYAN PSİKOLOG

Kayarak yoğun iş temposunun yarattığı stresten kurtulduğunu anlatan Fatih Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim görevlisi Yrd. Doç. Nalan Linda Fraim, farklı hobileri sayesinde kendini özgür ve dingin hissettiğini söylüyor.

İnsanların sorunlarını dinleyerek sorunlara çözüm getiren psikologlar, stresten uzaklaşmak için farklı hobiler ediniyorlar. Çocukluğundan beri  kayan, ata binen ve tenis oynayan psikolog Yrd. Doç. Nalan Linda Fraim, “Kaymak, stresle baş etmek için inanılmaz bir şekilde fayda sağlıyor” diyor. 

Hobisinin mesleğine ve hayatına olan katkısını anlatan Yrd. Doç. Nalan Linda Fraim, Med-Index’in sorularını yanıtladı.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Fatih Üniversitesi Psikoloji bölümünde Yardımcı Doçentim. Sağlık Psikoloğu, Evlilik ve Aile Terapistiyim. Çalışma alanlarım genç meme kanseri hastaları, HIV/AIDS, obezite, travma, domestik şiddet ve cinsel şiddet.

Hobiniz nedir ve ne kadar süredir yapıyorsunuz? 
Hobim kayak yapmak, hem kar hem de su kayağı. 8 yaşımdan bu yana kayıyorum. Kayak dışında binicilik de yapıyorum, aileden gelen bir atçılık kültürü olması sebebiyle biniciliğe ilgim var. Bunun dışında tenis oynamak ve balık tutmak da hobilerim arasında diyebiliriz. Kitap okumak, müzik dinlemek, sinemaya gitmek, artık hobi olmaktan çıkıp günlük sosyo-kültürel faaliyetler olduğundan dolayı, bunları  hobi olarak görmüyorum. 

Hobinizin mesleğinize katkısı oluyor mu?
Hobilerim, mesleğime katkıdan ziyade kalabalık kozmopolit bir şehirde yaşamaya katkı sağlıyor! Stresle baş etmek için inanılmaz faydası var. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Makedonya'da Mavrovo bölgesinde kayak yapmaya gittim. Temiz hava sayesinde, kalabalık, trafik sorunları ve akademik yüklerimden kurtulmuş hissettim.  


Neden bu hobiyi seçtiniz?
Aslında kayağı bilinçli seçmedim. İlkokuldayken okulumuz tarafından düzenlenen Noel tatili için Uludağ'a gittim. Bu sayede kayak yapmak hoşuma gitti ve o gün bu gündür her fırsatta kayarım. Hatta yazları da kayaktan ziyade artık Wakeboarding yapmak çok daha keyifli geliyor. Kışın ise pistlerden inerken kendimi ve dünyayı unutuyorum. Kaymak ruhumu dinlendiriyor.

Yaptığınız hobi size ne hissettiriyor?
Özgür ve dingin hissediyorum. 


Tavsiye edeceğiniz kitap ve film nedir?
Demet Altınyeleklioğlu'nun "Hürrem: Moskof Cariye" adlı kitapla başlayan serisini okuyorum ve şu anda Hatice ile Pargalı'yı okuyorum. En son Taş Mektep'i seyrettim. Bu aralar tarihimize merak salmış durumdayım.

Tiyatro oyunu olarak Levent Ülgen ve Sedef Avcı'nın oynadığı, "Yatakodası Diyalogları", ikili ilişkilerde kadın ve erkek farklılıklarını, beklentilerini ve iletişimlerindeki sıkıntılarını dile getiren çok keyifli bir tiyatro oyunuydu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge