Ana içeriğe atla

"TÜRKİYE’DE 100 BİN KİŞİYE 153 DOKTOR DÜŞÜYOR"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, düzenlediği basın toplantısında sağlıkta insan kaynağının yetersizliğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Türkiye'de 100 bin kişiye 153 doktor düşerken, ABD'de bu sayı 322, Avrupa'da ise 340 civarında. Avrupa'da, Arnavutluk ve Bosna hariç hemen hemen tüm ülkelerin doktor sayısı bizden fazla.”

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hekimevi'nde düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında sağlık muhabirleri ile bir araya geldi. Sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde, ciddi ve kapsamlı değişiklikler yapıldığını söyleyen Akdağ, “Vatandaşın doğrudan yaşadığı ve karşılaştığı sağlık Türkiye İstatistik Kurumunun yaşam memnuniyeti anketlerine yansıyor. 2003 yılında sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı Türkiyede yüzde 39 iken 2009 yıllarına yüzde 65 civarında oldu. Dönüşüm programına çalışan ekip olarak bu oranı yüzde 70’in üzerine çıkartmaya kararlıyız”
2011 yılında ülkemizde evde bakım hizmetleri yaygın olarak başlanacağını belirten Akdağ, 9 ilde merkezi randevu sisteminin hayata geçirildiğini hatırlattı. Şu anda günde yaklaşık 8 bin kişinin bu hizmetten faydalandığını ifade eden Akdağ, "Bu sistem hem hasta hem de hekimin işini kolaylaştırıyor. Bu sistem ile hasta muayene işlemleri de disipline olacak. Hekim, o gün kendisine gelecek hastaları bilecek." dedi.

Merkezi hastane randevu sisteminin SSK'nın bir dönem uyguladığı randevu sistemi ile de karıştırılmaması gerektiğini dile getiren Akdağ, "O sisteme genelde ulaşamazdınız. Dijital kayıta bağlı, iyi işlemeyen bir sistemdi. Biz bunu iyi eğitilmiş canlı operatörlerle yürüteceğiz. sistemin 2011 yılında ülke genelinde yaygınlaştırılacak” diye konuştu.

“Kırsaldaki Vatandaşa İlacı Doğrudan Ulaştırılıyor”
Eczacılar Birliği ile yapılan protokol gereği şu anda 30'un üzerinde ilde kırsalda vatandaşlara doğrudan ilaç ulaştırıldığını aktaran Akdağ, "Aile hekimleri kırsalda muayene ettikleri hastaların reçetelerini il veya ilçe merkezlerinde sırası gelen eczaneye teslim ediyor. Eczaneler de ilaçları bir şekilde vatandaşa doğrudan ulaştırıyor. 2011'de bu sistemi de yaygınlaştıracağız." dedi.


“SGK'nın Ödeme Sisteminde Değişiklikler Yapılacak”
SGK'nın ödeme sisteminde de bazı değişikliklere gidildiğini aktaran Akdağ, "Mesela bugünkü sistemde fıtık ameliyatı ücreti sabittir. Oysa yeni sistemde, belli puanlandırmalarla yaşlı veya diyabet hastası, kalp hastası olanların fıtık ameliyatının ücretlendirilmesi daha farklı olacak." diye konuştu.

Sağlık Bakanı Akdağ: Yabancı uyruklu hekimin kısa vadede küçük bir katkısı olur
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ihtiyaç duyulan alanlarda yabancı uyruklu hekim çalışmasının bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu konuda muhalefetten de destek beklediğini ifade eden Akdağ, "Bu Türkiye'deki hekim açığına, kısa vadede küçük bir katkı sağlayacaktır. Asıl olan tıp fakültelerindeki öğrenci sayısının artırılması. Türkiye'deki doktor ve hemşire sayısı nüfus ile kıyaslandığında yetersiz. Türkiye'de 100 bin kişiye 153 doktor düşerken, ABD'de bu sayı 322, Avrupa'da ise 340 civarında. Avrupa'da, Arnavutluk ve Bosna hariç hemen hemen tüm ülkelerin doktor sayısı bizden fazla." diye konuştu.

“Bu Sene Tıp Fakültelerine 7 Bin 500 Civarında Öğrenci Alınacak”
Bu sene tıp fakültelerine 7 bin 500 civarında öğrenci alınacağını dile getiren Akdağ, bu sayının 10 binin üzerine çıkması gerektiğini söyledi. Ancak bu sayede 2023'e kadar doktor ve hemşire ihtiyacının karşılanabileceğini dile getiren Akdağ, "Türkiye sağlık sisteminin en önemli handikabı sağlık işgücü sayısındaki yetersizliktir. Bir uzman hekim 11-12 senede yetişiyor” dedi.
“Türkiye'de İhtiyaç Olan Alanlarda Yabancı Uyruklu Hekim De Çalışabilmeli”
Bu tartışmalar ekseninde yabancı uyruklu hekim konusunun da gündeme geldiğini dile getiren Akdağ, "Türkiye'de ihtiyaç olan alanlarda yabancı uyruklu hekim de çalışabilmeli. Bunun için de kanun yapmalıyız, muhalefet de bize destek vermeli. Bunun milliyetçilikle, milli değerlerle çakışır bir yanı da yok. Sonuçta, kendi milletimize hizmet verecek" şeklinde konuştu.



Yabancı Uyruklu Doktorlar Türkçe Bilecek
Yabancı uyruklu hekim tartışmaları sırasında, 'Türkçe bilmeyen hekimler nasıl sağlık hizmeti verecek' şeklinde eleştiriler geldiğini de hatırlatan Akdağ, "Elbette ki bu hekimler de Türkçe bilecek. Bunu kanuna da koyacağız. Türkçe bilmeyen doktorların gelmesi gibi bir şey söz konusu olamaz" diye konuştu.
Yabancı uyruklu hekimlerin Türkiye'deki hekim açığına kısa vadede küçük bir katkı sağlayacağını dile getiren Akdağ, "Asıl olan tıp fakültelerindeki öğrencilerin sayısının artması" ifadesini kullandı. Bir Türk hekiminin yurt dışında hekimlik yapabildiğini kaydeden Akdağ, aynı uygulamanın Türkiye için de geçerli olması gerektiğini aktardı. Suriyeli, Filistinli, Iraklı pek çok gencin Türkiye'deki tıp fakültelerinde okuduğunu kaydeden Akdağ, "Bu gençler neden Türkiye'de çalışamasın?" diye sordu. Akdağ, Avrupa'nin hiçbir ülkesinde benzeri bir yasak bulunmadığını da vurguladı.

Yasa ile ilgili hazırlıkları en kısa sürede yaparak Meclis'e sevk edeceklerini aktaran Akdağ, 'Kanun çıkarsa, Türkiye'ye gelecek yabancı hekim sayısı ne olur?' şeklindeki soruya, "Aslında çok sayıda hekim geleceğini de beklemiyoruz." karşılığını verdi. Akdağ, başka bir soru üzerine, yasanın çıkması durumunda Avrupa'dan da yabancı hekimlerin geleceğini dile getirdi.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Türkiye'de bu ücretlerle bu şartlarda çalışacak Avrupalı hekimi buraya nasıl getirecekler bir hekim olarak ben de büyük merak içindeyim.Balkanlardan belki, öte yandan doktor ihtiyacı özellikle Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin de ortak problemi.Avrupa'da bir doktorun kazancıyla (ortalamalardan bahsediyorum.uçlardan değil) Türkiye'deki kazanç arasında uçurum var.Balkanlardan dahi gelmesi doktorların olasılık dahilinde bence gözükmüyor.Ortadoğudan buraya hekim gelebilir sanırım.Ne ölçüde verimli olur tartışılır..
Hasta haklarının genişletilmesi hastaların büyük kısmı için olumlu olmasına karşın Türkiye'deki insanların büyük çoğunluğu bunu sağlık çalışanlarına saygısızlık yapma (bazen de şiddet) hakkı olarak görüyor.Yazık ki Sağlık Bakanlığı kendi sağlık çalışanlarının arkasında belki de politik kaygılarla durmuyor.Bu şartlar altında Türkiye'ye gelecek ve çalışacak yabancı uyruklu hekim arkadaşlara saygı duyarım.
Ferhat dedi ki…
Doktor açığını kapatmak için her yere kalitesiz tıp fakültesi açmak ve herkesi tıp fakültesine almak mıdır çözüm?
Sayın Akdağ sanki tıp fakültesinin bile önünden geçmemiş gibi davranışlar sergilemeye devam ededururken en cok zararı yine Türk Halkı görüyor...

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge