Ana içeriğe atla

YAŞARKEN KALBİNİZİ BAĞIŞLAR MISINIZ?

İbni Sina Hastanesi Doku Bankasında yapılan basın toplantısında bir yıl önce kök hücre içeren kemik iliği ve periferik kan bağışı yapan iki gönüllünün son durumu hakkında bilgi verildi.

Bir yıl önce kök hücre içeren kemik iliği ve periferik kan bağışı yapmış olan iki sağlıklı verici İbni Sina Hastanesi Doku Bankasında, deneyimlerini, böyle bir bağış yapmak konusunda tereddütleri olan ve dokuları uygun olduğu halde bağış yapmayı reddeden kişileri aydınlatmak için açıklamalarda bulundular. Toplantıda gönüllüler bağış yaptıktan sonra hiçbir sağlık sorunu yaşamadıklarını söylediler.

Ankara Üniversitesi Akraba Dışı Doku Bankası (TRAN)
Kök hücre nakli kan kanseri hastaları başta olmak üzere birçok kan hastalığında tam şifa sağlayabilen bir tedavi yöntem olduğunu kaydeden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Meral Beksaç, “Ancak her lösemi hastalığı için gerekli değildir. Bu tedavi kararı alınan hastalarda kök hücre nakli ancak doku özellikleri aynı olan vericilerden yapılabilir. Aile içerisinde bu özellikler bazı kardeşlerde bulunabilir. Doku uyum olasılığı kardeş sayısına bağlı olarak artmakla birlikte yüzde 40 civarındadır. Ancak, hastalar her zaman bu kadar şanslı olmayabilir. Doku uyumu gösteren akrabalarının bulunmaması durumunda verici bulma olasılığı daha düşük olmakla birlikte, akraba dışı gönüllü vericiler arasından doku özelliği uyan kişiler aranır. Bu amaçla 2000 yılından başlayarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine başvuran hastaların ailelerindeki gönüllü kök hücre vericilerini kaydederek oluşturulan TRAN’da, bugüne kadar yurt içi ve yurtdışından tespit edilen vericilerle yüz hastaya, başta Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi olmak üzere çeşitli nakil merkezlerinde kök hücre nakli yapılmasına olanak sağlanmıştır. Yurtdışından temin edilen bir kök hücre için yapılan harcamalar en az 30 bin TL’ye mal olmaktadır. Oysa kök hücre yurdumuzdaki bir vericiden sağlanacak olursa bunun bedeli 15bin TL’dir. Ankara Tıp Fakültesi Akraba Dışı Doku Bankası, 2008 yılında kendi veri tabanında kayıtlı iki ayrı vericiden toplanan kök hücrelerin, biri Avustralya’da diğeri ise Türkiye’de yaşayan iki lösemi hastasına Temmuz 2008’da nakledilmesini sağlayarak ülke tarihinde bir ilke imza atıldı.” dedi.

Her iki gönüllü vericimiz de hasta olan yakınlarının doku tipi uyumlarının araştırıldığı dönemde eğer uygun bir hasta ortaya çıkarsa başka hastalar için de verici olabileceklerine karar vererek doku bankası kayıtlarına alındığını kaydeden Prof. Dr. Beksaç, “TRAN’a gelen yüzlerce tarama talebi sırasında Türkiye’de ve Avustralya’da yaşayan bu hastaların vericilerimiz ile doku gruplarının benzerliğini düşündüren bulguların saptanması nedeni ile başlatılan süreçte vericilerimize yeniden ulaşılmış, yapılan çeşitli testler sonucunda hastalar ile doku uyumu taşıdıkları doğrulanmıştı.” şeklinde konuştu.


Bir Yıl Sonra …
Bağışların üzerinden bir yıl geçtiğini ve vericilerimizin çeşitli aralıklarla yapılan sağlık kontrollerinde herhangi bir olumsuzluk saptanmadığını ifade eden Prof. Dr. Beksaç, vericilerin bu davranışları ile büyük bir insanlık görevi gerçekleştirdiğini, topluma örnek davranışlar sergilediklerini belirtti.


Testlerinin Maliyetinin Yaklaşık 150 TL
6 bine yaklaşan gönüllü sayısının artmasına engel olan tek faktör gönüllülerden çalışılması gereken doku tipleme testlerinin maliyetinin yaklaşık 150 TL olması ve bunu sürekli karşılayacak bir sağlık bütçesinin oluşturulamamasından kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Beksaç, “Bu amaçla DPT tarafından sağlanan bir bütçe ile 6 bin gönüllünün doku tiplendirilmesi için kaynak sağlamış bulunmaktayız. Oysa bu sayı hedeflediğimizin çok gerisindedir. Ancak önemli bir kaynak tarafımızdan değerlendirilmektedir ve TRAN’ın esas veri havuzunu oluşturmaktadır. Buna karşılık Türkiye’de ailelerinde nakil olmayı bekleyen hastalar için doku tiplendirilmesi yapılan ancak, uygun bulunamayan çok sayıda aile bireyi vardır. Bu bireylerin verilerinin de ortak bir havuzda toplanması, TRAN’ın izlediği yolu diğer doku tiplendirme laboratuarlarının da izlemesi ek bir masraf yapılmadan doku bankamızın kapasitesinin zenginleşmesini sağlayacaktır. Tanımadıkları hastalar için gönüllü olup kök hücre bağışı yapmak konusunda tereddütlü olan ve karar veremeyen kişilerin bir yıl önce kök hücre bağışı yapmış olan bu vericilerimizin deneyimlerinden edinecekleri önemli kazanımlar olacaktır. Bu örnek yaşam öyküsünü tekrarlamak isteyen gönüllü vericilere açık davetiye olarak bu toplantı düzenlenmektedir. Daha önce doku tiplendirilmesi yapılmış kişilerin gönüllü olarak ülkemiz bütçesine ek yük getirmeden gönüllü havuzunu zenginleştirmeye yapacakları katkıları TRAN ve nakil bekleyen hastalar olarak minnetle karşılanacaktır. Böylece çok daha fazla sayıda lösemi, kanser veya benzer hastalığa sahip kişiler hayatta kalmak için bir umut ışığı yakalamış olacaktır. Ayrıca ülkeleri oluşturan bireylerin genetik yapıları nedeniyle doku özelliklerine benzeyen bir verici bulma olasılığı aynı coğrafyada yaşayan bireylerde daha sık olacağı için kendi doku bankalarımızın zenginleşmesi mutlaka gerçekleştirilmesi gereken bir gereksinimdir.” diye konuştu.

Yorumlar

yeliz dedi ki…
çok güzel bir haber olmuş emeğine sağlık

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge