Ana içeriğe atla

KERATOPLASTİDE KÖK HÜCRE VE AMNİON MEMBRAN MUCİZESİ

Ankara Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz Hastanesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özden Özdemir Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e Keratoplasti de son gelişmeler üzerine açıklamalarda bulundu.

Esra Öz : Kornea transplantasyonu nedir?
Prof. Dr. Özden Özdemir: Kornea transplantasyonu halk arasında göz nakli olarak bilinir. Gözün önündeki şeffaf bir bölümün şeffaflığını kaybedip veya başka görmeyi önleyen durumlarda ölü gözünden alınan şeffaf sağlıklı kornea ile değiştirilmesi işlemine diyoruz. Kornea aynı türden canlılar arasında yapılıyor. Kornea nakli insanda ölen kişiden alınarak gerçekleştirilebilir.

E.Ö. : Hangi hastalarda Kornea transplantasyonu yapılıyor?
Ö.Ö.: Keratoplastiyi bir takım olaylar sonucunda uyguluyoruz. Bu sebeplerin başında gözün şeffaflığını kaybetmesi travma yani göz yaralanmaları sonucu korneanın anatomik yapısının bozulduğu durumlar gelmektedir. Diğer bir sebep enfeksiyonlar bakteriyel veya virütik hastalıklar sonucu korneanın bozulmasıyla oluşan rahatsızlıklarda uyguluyoruz. Başka uygulama nedenleri içerisinde tümör ya da koretakonus hastalığı sayılabilir. Keratokonus, korneanın öne doğru konik bir şekil almasıdır. Yüksek derecede astigmatizmden dolayı, hasta net göremez. Önce kontakt lens ile tedavi edilir sonra göz bunu da kabul etmez ve kornea nakli yapılması gerekir.

E.Ö.: Gerekli Kornea nerelerden bulunur?
Ö.Ö.: Aynı türden iki canlı arasında yapılır. Alınacak kişinin ölmüş olması gerekir. Ölmüş insanların bütün organlarını bağışladığı gibi göz de bağışlanıyor. 1979 yılında çıkan kanunla ölüden canlıya kornea nakli yasal hale gelmiştir. Legal bir engel yoktur. Her ölen kişiden kornea alınabilir. Sadece kornea alınması aksine bir vasiyeti olanlara uygulanamıyor, bunun dışında ölen hastanın ailesinden izin alınmaksızın kornea nakli gerçekleştirilebilir.

EÖ.: Korneanın alınma şartları nelerdir?
Ö:Ö.:Korneanın alınma şartları içerisinde canlı kişiden kornea alınmaz. Ölümünden 8-10 saat sonra bile kornea canlı kalabilir ve rahatlıkla alınıp kullanılabilir. Transplantasyon ameliyatları riskli değildir ancak eğitimden geçmiş, belli sayıda ameliyat yapmış hekimler tarafından yapılmalıdır. Her hastane de uygulanmayan bu işlem bir tür doku nakli işlemidir. Bazı hastalıklardan vefat eden kişilerden kornea alınmaz. Örneğin nörolojik hastalıklar, kan kanserleri, bulaşıcı virütik hastalıklar gibi.

E.Ö.: Kornea transplantasyonu işlemi sırasında doku reddi olabiliyor mu?
Ö.Ö.:Transplantasyon sonucu doku reddi de olabiliyor. Özellikle riskli vakalarda olmaktadır, örneğin, kireç yanığı hastalarında kornea süratle damarlanır bunun sebebi kornea damarlarını tamir eden hücrelerin yanmış olmasından kaynaklanıyor. Tamiri yapan hücreler kök hücrelerdir. Önceden kireç yanığı olan hastalarda kök hücre eksikliği oluştuğundan kornea nakli başarılı olmazdı. 1998-1999 yılından bu yana bizimde uyguladığımız gibi kök hücre nakli yapılıyor. Kök hücre nakli yapıldıktan sonra kornea transplantasyonu yapılırsa, o zaman başarılı bir operasyon gerçekleşmiş oluyor. Korneanın damarlanmasına sebep olan hastalıklar riskli olgulardır.

Bol damarlı korneası olan hastalar riskli alıcıdır.Kornea alınırken endotele zarar verilmemelidir ya da endotelin hasar görmemesi için özel bir solüsyon içerisine konmalıdır. Solüsyon etkisini yitirmiş ise enfeksiyon almışsa hasarlı doku gibi davranır, nakil yapılınca iyi sonuç alınmayabilir. Ayrıca teknik olarak operasyon sırasında konan derin sturlerle endotele zarar verilmemesi gerekir. Transplantason sırasında yara yeri eşit düzey sağlanmazsa araya sıvı kaçar bu da sonuçta doku reddine sebep olur. Göz tansiyonu yüksek olan hastalarda doku reddi kolay gelişir.

E.Ö.:Alınacak korneanın seçiminde nelere dikkat edilmeli ?
Ö.Ö.: Göz ameliyatı geçirmiş ve göz tansiyonu olanlarda, sarılık, kanser hastalarından ve nörolojik hastalıkların pek çoğundan kornea alınmıyor.Kornea alınmadan önce dikkatli olmalı ve mutlaka , ölüm nedeni araştırılmalı. Steril şartlarda ve taze solüsyon kullanılmalıdır. Doku +4 derecede tutulup , süratle nakledilip operasyon gerçekleştirilmelidir.

E.Ö.: Kök hücreler nerelerden elde ediliyor?
Ö.Ö.: Kök hücre eğer hastanın bir gözü sağlam ise sağlam gözden ya da yakın akrabalarının gözünden alınan kök hücre ile gerçekleşiyor. En önemli özelliği kök hücre alım işlemi esnasından hiçbir zarar vermiyor olmasıdır. Belli oranda alınan kök hücre, nakledilen gözde çoğalarak, eksiği doldurur .Sağlıklı gözde kök hücre çok fazla bulunmaktadır. O yüzden alınan gözde hiçbir risk oluşmaz.

E.Ö.:Gelişen başka ne gibi yöntemler var.
Ö.Ö.: Kök hücre ile birlikte başka bir yenilikte amnion membran ile korneanın beslenmesine yardımcı olunmasıdır. Anneden sezeryanla doğum yapmış bebeğin plasentasından alınan amnion membranı ile hasarlı kornea kapatılır. Daha sonra kök hücre de eklenince bazen nakil bile gerekmeyebiliyor.

E.Ö.:Transplantasyon dışında nasıl bir tedavi uygulanabiliyor?
Ö.Ö.:Yüzeyel lekeler ise korneanın kalınlığını inceleyen elimizde gelişmiş cihazlar var. Yüzeydeki leke derinliği hesaplanarak excimer lazer ile o tabaka soyulup, çıkartılır. Yerine yeni doku gelişince leke ortadan kalkar. Hasta sağlıklı bir görmeye sahip olur. Keratokonuslu hastalarda kornea nakline başvurmadan, göz uygunsa kornea halkaları yerleştirilerek konik yüzey düzeltilir. Bu yöntem, daha konforlu görmeyi sağlayabiliyor.Ayrıca kök hücre ve amniyon membran transplantasyonları da yardımcı yöntemlerdir.

E.Ö.:Ülkemizdeki keratoplasti üzerine durumu değerlendirir misiniz?
Ö.Ö.:Ankara Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz hastanesi ilk kornea nakli amacıyla yapıldı. İlk merkez olup en çok ameliyat yapılan kliniktir. Yetiştirdiğimiz deneyimli cerrahlar ülkenin her yöresinde bu operasyonu yapabilir ve yapmaktadırlar. Ülkemizde kornea nakline hassas davranılmıyor.Kornea nakline duyarlı davranılmıyor. Genellikle bu duruma çok reaksiyon göstereceği için hasta yakının duyurmuyoruz. Yakını ölmüş insana saygı gösterilmesi bakımından çok dikkatli olunmalıdır. Ülke çapında tanıtım yapılması gerekiyor. Gönüllü kuruluşlar buna dikkatle eğilmelidir. 700’ün üzerinde nakil bekleyen hastamız var göz bulunsa 1 yılda bitecek. Yeterli sayıda kornea bulamadığımız için transplantasyon listemiz her sene artmaktadır. Topluma bu konu çok iyi anlatılmalı ve halkımız organ bağışına özendirilmelidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge