Ana içeriğe atla

YILIN DOKTORUNDAN ULUSAL STROKE PROJESİ


Sağlık Bakanlığı hastaneleri içerisinde örnek gösterilen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğinden ilklere imza atılıyor.

Türkiye’deki tüm hastanelerinde kalp krizinde müdahale edildiği gibi beyin krizinde de müdahale edilecek üniteler yapılacak. Alt yapı çalışmalarının sürdüğü projede 24 saat hizmet verecek birimler kuruluyor.

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Klinik Şefi Uzm. Dr. Fikri Ak çalışmaları hakkında Sağlık Dergisi’ne şunları söyledi: “İntravenöz trombolitik tedavi edecek merkezler ve kateterle emboliyi alabilecek üst merkezler kurulacak. Bu sayede ülkemizdeki inme vakalarına erken müdahale imkanı ile sakatlıkların önüne geçilmeye çalışılacaktır. Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastaneleri içerisinde serebral anjiografi çeken ve inme vakalarına intraarteriyel müdahale edebilen Nöroloji Kliniği olarak ilk ve tekiz.

İnme Ölüm Oranları Açısından Kalp Hastalıklarından Sonra İkinci Sırada

Stroke (inme), felç geçiren hastaya yaklaşım tüm dünyada değişti. Ölüm oranları açısından kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada ama sakat ve özürlü bırakma açısından dünyada birinci sırada yer alıyor. Beyin damarının tıkanması veya kanaması sonrasında beyindeki fonksiyonların yerine getirilememesinden dolayı kişide fonksiyon kayıpları ortaya çıkar. Konuşma merkezini etkileyen bir durum olduysa hasta konuşamaz oluyor. Anlamayı ilgilendiren bölge zedelendiyse hasta anlayamıyor. Kolu ya da bacağı tutmuyor felç oluyor. Her hangi bir vasküler olaydan dolayı olan bu durum, yüzde 80 oranında beyin damarı tıkanıklığından kaynaklanıyor. Damar içindeki bir emboli beyin damarını tıkıyor. Ondan dolayı kişide fonksiyon kayıpları oluyor. Hasta yatalak oluyor, üreten insan birkaç dakika içerisinde üretemez ve başkalarına bağımlı hale geliyor. Ekonomik olarak ailesine ve topluma bağımlı hale geliyor. Sadece ekonomik olarak bağımlı hale gelmenin yanında kişide ve ailesinde ortaya çıkan psikolojik travmanın boyutu çok daha büyük oluyor ve aileden sağlıklı bir veya iki kişi de hastaya bakmak için ayrıca zaman ayırmak zorunda kalıyor.

Kalp Krizi Biliniyor Beyin Krizi Bilinmiyor

Toplumda kalp krizi bilinci var ve kalp krizi geçirdiğini düşündüğü kişiyi hiç vakit kaybetmeden hastaneye ulaştırmaya çalışırken, felç geçiren hastasını düzelmez veya ölebilir diye evde bekletiyor. Halbuki bunun da bir beyin krizi olduğunu, beyin damarının tıkandığını, bu durumda da yapılabilecek çok şeyin olduğunu bilmiyor. Yürümede zorluk, tek taraflı güçsüzlük, konuşma ve anlama zorluğu, görmede problem gibi aniden oluşan değişikliklerde hiç beklemeden hastanın hastaneye ulaştırılması gerekir. Kalp krizinde toplum bilinci varken, evinde ya da sokakta felç geçirdiğinde, insanlar buna “nüzul vurdu” diyor. Eskiden gelen bu algılamayı yok etmek durumundayız. Felcin kurtuluşu olmadığı, hastanın sakat kaldığı düşünülürdü. Artık yapılacak tedavilerin olduğu bilinmelidir.

Yüzde 80 Oranı Pıhtıdan Kaynaklanıyor, Yüzde 20’si Kanama

Hastanın sakatlığı artıp bakılamaz duruma geldiğinde yani tıkanıklığın üzerinden 3-5 gün geçtikten sonra hastaneye başvuruluyor. Ancak o zaman da geçmiş olsun, yapacak hiçbir şey yok. Kalp damarının tıkanması gibi beyin krizinde de aynı mekanizma var. Beyin kansızlığa çok dayanamaz, beyine atan ya emboli ya da hemarojidir. Yüzde 80 oranı pıhtıdan kaynaklanıyor, yüzde 20’si kanamadır. Yüzde 80 hastanın felcini önlemek için çalışmalar yapılmalıdır. İnme insidansı 55-60 yaş arasında binde 2-3 oranında, 65-74 yaş arasında binde5-9 kişide, 75 yaş ve üzerinde ise binde 14-18 oranında görülüyor. Yaş ilerledikçe pıhtı ve kanamadan felç oranı artıyor. Yüksek tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, sigara, alkol ve yaş. Önlenebilecek bir durum ki bu oranları yüzde 3-5’e indirebilirsiniz.

İlk 3 Saat İçerisinde Pıhtıya Müdahale Edilmeli

Beyin felci konusunda toplum bilinçlendirmelerini sürdürmeliyiz. İlk 3 saat içerisinde pıhtıya müdahale edilmesi sonucunda oluşacak felcin önlenebildiği veya sakatlıkların azaltılabildiği veya kişiyi başkalarına bağımlı olmaktan kurtulabilir duruma getirilebildiği topluma anlatılmalı bunun için mücadele edilmeli. Her nöroloji uzmanının teorik eğitimini aldığı bu tedavinin artık uygulanmasının da yapılabileceği altyapının oluşturulması ve hastaların en kısa zamanda Nöroloji uzmanına ulaştırılmasının sağlanması gerekiyor.

Ankara 112 Servisine Bu Konuda Gerekli Bilgilendirmeyi Yaptık

Pıhtı eritici ilaç verip, yoğun bakımda gözlemlemek önemli. Hasta ilk yarım saatte gelirse başarı oranımız yüksek, 3 saat sonra gelirse başarı oranımız düşüyor. Ekibimiz hazır, hasta geleceği zaman ekip vakaya hemen müdahale ediyor. Ankara 112 servisine bu konuda eğitim verdik. Acil 112’ ye haber verilmesi yeterli olacaktır. Ambulansın hastaya ulaşılması ortalama 4- 7 dakikada.

Pıhtı Erimezse Kateterle Müdahale Ederiz

3 saat içerisinde pıhtıyı eritmeye çalışıyoruz, eğer eritemezsek kasıktan kateterle girerek beyindeki pıhtıya ulaşıp o pıhtıyı kimyasal maddelerle eritir veya mekanik cihazlarla pıhtıyı oradan alırız. Bunu ilk 6 saat içerisinde yapabiliyoruz.

En Çok Beynin En Büyük Arteri Olan Orta Serebral Arter Tıkanıklığı Görülüyor

En çok beynin en büyük arteri olan orta serebral arter tıkanıklığı görülüyor, posterior serebral arter tıkanıklığı ve en az anterior serebral arter tıkanıklığı görülüyor. Beynin 3 ana damarı vardır. Orta serebral arter en çok gördüğümüz tıkanıklık nedenidir. Buna bağlı olarak felç olur. Pıhtının sebebi beyne kan taşıyan arter sistemlerinden kaynaklanıyorsa, beyin damarlarının anjiyosunu yaparak gerekirse stend yerleştirip pıhtıların atmasını engellemeye çalışıyoruz.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...