Ana içeriğe atla

“ÜLKEMİZDE ANESTEZİ UZMANI SAYISI YETERSİZ”


Depremlerde enkaz altındakilere ilk müdahale sırasında yapay solunum cihazlarının hayati önem taşıdığını belirten Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği (TARD) Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, “24 saatten fazla göçük altında kalan her birey yoğun bakım hastasıdır. Travma sonrası yaşanan şiddetli ağrı da ölümcül şoklara neden olabilir. Bu nedenle deprem gibi doğal afet veya kazalarda anestezi uzmanlarının önemi büyüktür” dedi. TARD Genel Sekreteri Prof. Dr. Hülya Bilgin ise ülkemizde anestezi uzmanı sayısının çok yetersiz kaldığını, bunun da doğal afet sırasında can kayıplarının artmasına neden olabileceğine dikkat çekti.

Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği (TARD) tarafından 26-30 Ekim tarihleri arasında düzenlenen “45. Türkiye Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kongresi” Antalya Manavgat’ta düzenlendi. 2 bine yakın hekimin katıldığı kongrede, anestezide yeni uygulamalar, doğal afet ve acil durumlarda anestezi ve anestezi hekimlerinin önemi gibi çok sayıda konu ele alındı. Kongre ile ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan TARD Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, Van depreminin ardından anestezi uzmanlarının öneminin yeniden gündeme geldiğini vurgulayarak “Acil müdahale gerektiren bütün felaketler gibi, depremde de anestezi ve anestezi doktoru başrollerden birine sahiptir. Yaralının kurtarılması ve sevki esnasında solunum ve dolaşım sisteminin kontrol altına alınması, ameliyat gerektiğinde en uygun anestezinin verilmesi, ameliyat bitiminde hastanın normal yaşantısına dönmesini sağlar, yoğun bakım gerektiren ağır yaralı hastaların yaşama geri döndürülmesi için çalışır” dedi. Anestezi uzmanlarının sayısı yetersiz olduğunda, özellikle bu tip afetlerde can kayıplarında ciddi artışların yaşanabildiğinin altını çizen Şahin “Hastaların solunum ve diğer yaşamsal fonksiyonlarının takibini yapan anestezi uzmanları, sıvı kaybı ve solunum yetmezliğinde ilk müdahale eden olur. Organların en az hasarla kurtarılması da yine anestezi doktorlarının görevidir” diye konuştu.


Ağrı, Ölümcül Şoka Yol Açar

Travmalı hastada şiddetli ağrının ölümcül şoklara neden olabileceğini kaydeden Şahin, özetle şunları kaydetti: “Ağrı esnasında vücutta bazı zararlı maddeler salınır, bu yaralı hastanın durumunu daha da kötüleştirebilir. Bundan dolayı ağrının dindirilmesi önemlidir. Hatta ağrı eşiğinin belli bir düzeyin üzerine çıktığında hasta şoka girer veya hayatını kaybeder. “


İngiltere’de 20 Kişiye, Ülkemizde 200 Kişiye 1 Anestesizt

TARD Genel Sekreteri Prof. Dr. Hülya Bilgin ise ülkemizde 200 kişiye bir anestezi hekiminin düştüğünü, bu rakamın İngiltere’de her 20 kişiye 1 anestezi uzmanı olduğunu belirtti. Bilgin, “Sağlık Bakanlığı ile bu konuyu görüştük. Anestezi uzmanı sayısı hızla arttırılmalıdır” dedi.


Anestezistlerden “Hayatta Kalma” Rehberi

TARD Gelecek Dönem Başkanı Prof. Dr. Güner Kaya TARD olarak deprem gibi doğal afetler sırasında hayati önem taşıyan bilgilerin yer aldığı “hayatta kalma” rehberi hazırlayacaklarını, bu konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı ile görüşme yapmayı planladıklarını açıkladı. Kaya, enkaz altında kalanların yaşadığı travmalar ve diğer afetlerde halka ve kurtarma ekiplerine yönelik hazırlanacak rehber için çalışmalara başladıklarını dile getirdi.


Göçük Altından Çıkarılan Hastalarda Solunum Yönetimi

Prof. Dr. Agah Çertuğ, deprem bölgesi ve afet bölgelerinde anestezi ve anestezi doktorunun rolünün çok önemli olduğunu söyledi. Van depreminin sembolü haline gelen Yunus'un göçük altında çıkarıldığında konuşmasının düzgün olduğuna dikkat çeken Çertuğ, göçük altından çıkarılan hastalarda solunum yönetimi, travmalı hastada ağrı yöntemi ve göçük altında sıvı kaybının iyi bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğini kaydetti.


Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatiş Altıntaş ise depremde göçük altında kalan hastanın çıkarılmasında anestezisyenlere ihtiyaç olduğunu kaydetti. Altıntaş, “Hastanın çıkarılmadan önce kolu veya bacağı kesilebilir. Bu önemli bir durumdur’’ diye konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...