Ana içeriğe atla

HEKİM AÇIĞI KAPANACAK, SAĞLIKTA ŞİDDET SON BULACAK

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, kahvaltılı basın toplantısında sağlıkta çok başlılık döneminin bitmesinden, hastanelerdeki mekan sorunu çözümüne, sağlık turizmi ile ilgili yeni düzenlemelerden sağlıkta şiddete kadar birçok konu ile ilgili bilgi verdi.  

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için alınacak önlemler hakkında bilgi veren Bakan Demircan, "Ben hekim arkadaşlarımızın büyük bir fedakarlıkla iş yaptıklarını görüyor ve biliyorum. Oraya tedavi için gelen insanımız da bunları böyle değerlendirmeli. Günde 100'ün üzerinde hastaya bakan bir insanın elbette ki yüzü gülmeyebilir veya bir noktada geç cevap verebilir. Halkımız, bunda sabırlı olmalı. Mekanlardaki darlık ve sıkıntı, bunları çözüyoruz. Personel sayısını artırarak acilleri personel açısından takviye ediyoruz. Pratisyen hekim ve acilde çalışacak olan uzman hekimlerimiz, acil uzmanlarımızın sayısını artırmaya çalışıyoruz. Bu konuda medyadan da yardım istiyorum." dedi. 

TUS asistan kadrosu 6 binden 8 bine çıkarılıyor
Doktor açığının olduğuna dikkat çeken Demircan, "Türkiye 5-6 yıl içerisinde pratisyen hekim açığını kapatacaktır. Aile hekimliğinde de noksanlığımız var ve onu da yavaş yavaş kapatıyoruz. Bizim önümüzdeki ikinci büyük açığımız uzman açığımız. 6 bin TUS sınavı için asistan kadrosunu 8 bine çıkarttık. Aldığımız kararla 2 bin eklendi. Bu hem üniversitelerimizi rahatlatacak, çünkü asistan ihtiyaçları vardı onların. Hem de ortalama 5 yıl sonra uzman dönüş rakamları daha yüksek olacak. İnşallah bu sayı sorunu, Türkiye'nin önünde pratisyen hekim noktasında 5 yıl içinde giderek kalkacak, uzman hekim noktasında da yan dalları da dahil edersek 10 yıl sonra sorunumuz azalacak." şeklinde konuştu.


Türkiye´de sezaryen oranı yüzde 53´e çıktı
Türkiye'nin sezaryen oranlarında dünya ortalamasının çok üzerinde  olduğunu belirten Bakan Demircan,  şunları söyledi: "Cerrahi branşlara ilgi azaldı. Bu doğru bir tespit. Bunun düzenlemesi yapılmış ama yeterlilik noktasında sıkıntı varsa gidermek lazım. Sigorta sistemi var, onu daha da geliştirebiliriz. Bu branşlar olmadan olmaz. Sorunu çözeceğiz. Cerrahi branşların önü açılmalı. Bazı şeylerin bahanesi gibi geliyor ancak Türkiye´de sezaryen oranı yüzde 53´e çıktı. Ortada büyük bir problem var. Bunu düzeltecek çalışmalar yapılıyor. Malpraktisle ilgili düzenlemeler yapılırsa ve teşvik edilirse cerrahi branşsız hastane olmaz. Cerrahi branşların önü açılırsa bunun da çözüleceğine inanıyorum.  Örneğin, suda doğum merkezleri oluşturmaya çalışıyoruz. Hastanelerimizin ihtiyaç duydukları sayıda doğum küvetleri alarak doğumu daha kolaylaştırmayı düşünüyoruz. Doğum sakin bir ortam ister. Fazla ışık bile istemez. Kadınların kendi odalarında doğum yapmalarını sağlayacak şekilde çalışma yapıyoruz. Ayrıca ebe kadrolarını artırıyoruz."


Sağlıkta tedarik sistemi başlıyor
Sağlıkta tedarik sistemi üzerinde çalışma yaptıklarını kaydeden Demircan, “Bundan sonra her hastanenin ihtiyaçları belirlenecek ve tedarik tek merkezden yani e-marketten sağlanacak. Yeni açılanlarla 872 yeni hastanemiz bulunuyor. Bu kadar da alım merkezi var. Bunu çözmüş ülkeler var. Onları inceledik. Benzer bir model geliştirdik. Tedarik sisteminde stok maliyeti düşecek alımlar bir merkezden yapılacak. PTT ve diğer kargo şirketleriyle özel anlaşmalar yapılacak. Sağlık Bakanlığı ne alınacağını, standartlara uygunluğunu Sanayi Bakanlığı belirleyecek. Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da ödeme yapacak olan kurumlar. Alımlar ihale ile olacak ve e-marketten sağlanacak. İhale ile gerekli aletler alınacak. Böylece stok maliyeti düşecek. Yerli üretici de teklif verebilecek. Standartlar belirlenip, üniversite laboratuvarlarında kontrol edilecek.” şeklinde konuştu.

Şehir hastanelerinin dışında, merkezde de hastaneler olacak
Şehir hastanelerinin nüfus planlamasına göre planlandığını, belli kriterlere bakıldığını vurgulayan Demircan şunları kaydetti: "Şehirler büyüdü ve şehrin içinde geleceği de öngören bir sağlık tesisi kuramıyorsunuz, çünkü yer yok.  Eski hastaneler ekonomik ömrünü doldurmuş, deprem güvenilirliğini kaybetmiş yerler açığa çıkıyor. Buna rağmen, vatandaşın merkezde kolay ulaşabileceği bir hastane üretmek zorundayız. Zorunlu şehir dışına çıkıyor şehir hastanesi ama merkezde de vatandaşın ulaşabileceği bir hastane olmalı. Bunu araştırıyoruz. Açıkta kalan yerlerin ise sahibi milli emlak. Bize tahsis edilmiş. Sağlık Bakanlığından alacaklar."


Üniversite hastanelerinin de sorunları çözülecek
Üniversite hastanelerinin borçlarının ödenmesi için yeni bir çalışma yaptıklarını ifade eden Demircan, “Üniversite hastanesinin içinde bir eğitim kurumu var. Eğitim faaliyetleri yapıyor öbür taraftan da sağlık hizmeti veriyor. O zaman yönetimden daha çok yönetişim ilişkisi geliştirilmesi lazım.  İkili sistemin birbirine zorluk çıkarmadan destekleyerek yürümesi lazım. Biz  neresinde oluruz? Gelecek teklifler içinde bize düşen alan neyse biz orada oluruz ama eğitim tarafında olmayız.” diye konuştu.

Sağlık turizmi için yeni adımlar atılıyor
Türkiye'nin, sağlık elemanı yetiştirmede yüksek standartlı eğitim veren bir ülke olduğunu kaydeden Demircan, "Yetişen elemanların hepsi Türkiye'de kalmıyor, gidebilir. Dışardan da birileri gelip Türkiye'de sağlık hizmeti verebilmeli. Bunu da açık hale getirmemiz lazım. Çünkü sağlık turizmini ciddi olarak ele alacaksak, sadece sağlık turizminden istifade etmek isteyen insanların önünü açmakla kalmamalıyız. Burada hizmet vermek isteyenleri de devreye sokmalıyız. Yeni konsepte uygun yasal alt yapıyı da düzenlemek zorundayız." dedi.


Hekimlerin emekli maaşları ve yıpranma paylarında düzenleme
Sağlık çalışanlarının yıpranma payına ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Demircan,  şunları söyledi: " Hekimlerin emeklilik ücretleri düşük. Bunda bir düzeltme için çalışmalarımız var. Mali konular olduğu için bütçe süreci içinde bunu çözeceğimize inanıyorum hem emeklilikteki artışın sağlanması hem de yıpranma payı konusunda. Sağlığın da kendi içerisinde zorluk dereceleri var. Bu konulardaki çalışmalarımız sürüyor. Bu müjdeyi vereceğiz ama olgunlaşmadığı için şu an bir şey diyemiyorum. Ciddi bir düzeyde bu çalışmanın sürdüğünü belirtmek isterim.”

Yurt dışındaki hekimlere mecburi hizmet geçerli olmayacak
Eskiden birtakım engellerin söz konusu olduğunu anımsatarak, mecburi hizmet yapılmadan sisteme girilemediğini ve şimdi bunun değiştirilebileceğini kaydeden Demircan, "Neden mecburi hizmet görecek burada? O bizim kaynaklarımızı kullanmamış ki yurt dışında kendi kaynaklarıyla eğitimini görmüş ve burada çalışmak istiyor. Gelir, burada çalışma şartlarımıza uyuyorsa çalışabilir. Bunun gibi daha geniş çerçeveden meseleye yaklaşmamız lazım." dedi.

  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge