Ana içeriğe atla

DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ HAYAT KURTARIR!


İş sağlığı ve güvenliği alanında kuralların sürekli değişerek geliştiğini belirten Wellpoint CEO'su Dr. Özgür Turgay, bu alanda yapılan tüm çalışmaların temelinde bir davranış değişikliği oluşturmak ve öyle ilerlemek gerektiğini söyledi.

İş sağlığı ve güvenliği hizmeti yarı zamanlı bir iş gibi düşünülüyor. Ancak tüm dünyadaki analizlere baktığımızda aslında hayatımızın çok büyük bir kısmı işyerlerinde geçiyor. İşyerlerinde sağlık ve güvenlik tedbirini doğru almazsanız büyük sorunlarla karşı karşıya kalmanız mümkün. Çalışanınızın sağlık sorunu yaşaması iş gücü kaybına, bu da mali kayıplara neden oluyor. Sigorta primlerin de ciddi artışlara sebep oluyor. Çalışanın tanısı ve sonrasında tedavisi takip edilmediği için iyileşemiyor. Daha da önemlisi, şirketlerde koruyucu hekimlik, çalışan sağlığı güvenliği uygulamaları iyi yapılmadığı için devamlı beli ağrıyan ve bileği tutulan bir ekiple iş gücü kaybı kaçınılmaz oluyor, çalışanların verimleri düşüyor. 

İngiltere’de yapılan bir araştırmada iş gücü kaybına neden olan hastalıkların yüzde 50’sinin önlem ve eğitimle kolayca çözülebilecek ergonomik nedenlerin oluşturduğunu belirten Wellpoint CEO'su Dr. Özgür Turgay, “Grup şirketlerimizden Platform OSGB ile Türkiye çapında 12 bölge müdürlüğüyle 64 kentte iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sunuyoruz. Ciddi bir alt yapımız ve birikimimiz var. Tüm kurumsal sağlık verilerini bir sistem içerisinde kaydediyoruz ve işyeri doktoruna liste halinde sunuyoruz. Böylece hem yapılması gereken koruyucu müdahaleler, hem de aktüel veriler kayıt altında ve düzenli şekilde ilerliyor” dedi.

İş yeri hekiminden memnun olduğunu beyan eden kurumlarla ilgili önemli bir gözlemini de paylaşan Turgay, “doktordan memnunum” denilen durumda gerçekte neler olduğuna baktıklarını söyledi. Turgay konu hakkında şunları söyledi: “Doktorun iletişimi iyi ancak sevk oranları çok yüksek. Her 100 hastanın 60’ını sevk etmiş. Şirketin hem iş gücü kaybı hem de sağlık sigortasına bağlı masrafları çok yükselmiş. Sistemde şöyle bir değişiklik yapılıyor. Hekime durum anlatılarak, aslında herkesin memnun olduğunu düşündüğü yanlış sistem değiştiriliyor. Sonuç olarak, sevk oranları yüzde 12 oranına gerilerken, memnuniyet yüzde 20 artıyor. Grip olduğunuzda hastaneye gitmenize gerek yok, iş yeri hekimi de bunun için gerekli müdahaleleri yapabilir. Hekiminiz iyiyse, tıbbi olarak güven verebiliyorsa, karşınızdakini anlıyorsa bunu yapabilir.”

Önlemenin Maliyeti Ödemenin Maliyetinden Çok Daha Düşük
Tehlike sınıfına göre değişmekle beraber yaklaşık bin çalışanın olduğu bir iş yerine tam zamanlı bir iş yeri hekimi gerekiyor, 500 çalışanlı yerde haftada 5 yarım gün gelmesi yeterli. Çalıştıkları kurumlarda işi sözde değil özde yaptıklarını ve gerçek prosedürü uyguladıklarını söyleyen Turgay, “Örneğin, yüksekte çalışanların görme problemi varsa o kişinin görme kusuruna bağlı kazası olabilir. Bizim uygulamamızda göz muayenesini göz doktoru yapıyor, işyeri hekimi yapmıyor. Bu aslında bir maliyet değil, çünkü önlemenin maliyeti ödemenin maliyetinden çok daha düşük” diye konuştu. 
 
 

Lokal İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezleri Kuruyoruz
Sektöre lokal iş sağlığı ve güvenliği merkezleri kurarak bir farklılık getirdiklerini belirten Turgay, şunları ekledi: “Büyük iş merkezlerinde bir İSG birimi oluşturuyoruz, orada bulunan tüm şirketler bu hizmetten faydalanabiliyor. Günlük 1 saat doktor hizmeti alacaklarına her daim hizmet alacakları bir iş yeri hekimleri olmuş oluyor. Büyük iş merkezleri artık bu şekilde hizmet üretmeyi müşterilerine avantaj olarak sunuyor. Doktor ise farklı yerleri gezerek ve sadece 1 saat uğrayıp reçete yazacağına, sabit bir yerde daha etkili hizmet veriyor. Öte yandan iş yeri hekimi sadece odasında reçete yazmamalı, merkezdeki tüm işyerlerini gezip ergonomik ve termal konfor açısından değerlendirmeli ve etkilerini izlemeli. İş yerlerinde mola vermeyi bile öğretmek gerekiyor. Su içmeyi hatırlatmak için bile bilgilendirme yapıyoruz.”

Davranış Değişikliği Hayat Kurtarır
İş güvenliği açısından farklı eğitim modülleri geliştiren Turgay, “Şirketler iş kazası ile tanışınca hizmet almaya karar veriyorlar. Oysaki bunun kök nedenine bakıldığında davranış değişikliği yapılmadığı sürece kazalar devam ediyor. İşçiye baret tak demekle olmuyor, senin de takman gerekiyor. Anne, baba ve çocuk ilişkisi gibi düşünün. Ebeveynler, “televizyon izleme” derken elinde kumanda olursa, o çocuk denileni yapmaz. Davranış değişikliğini oluşturmak için bir akademi kurduk. İlk yardım, yangın gibi temel eğitim hizmetleri verirken, yeni spesifik eğitimler de geliştiriyoruz. Ayrıca yakında e-learning hizmeti de vereceğiz” şeklinde konuştu.
 
Maliyet Kaybı Olarak Görülmüyor, Verimlilik Olarak Yorumlanıyor
İşe bağlı hastalıkların iş gücü kaybı harcamalarının yüzde 60-70’ini oluşturduğunu belirten Turgay, konu ile ilgili araştırmalar hakkında bilgi verdi: “Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre; 1997 yılında kas-iskelet sistemi (KİS) hastalıklarının endüstriye getirdiği doğrudan ve dolaylı maliyetler toplamının 13-14 milyar Dolar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Meslek hastalıklarının yüzde 42 gibi büyük bir oranını da kas-iskelet sistemi hastalıkları oluşturmuştur. İngiltere’de yapılan bir araştırmada bir milyon 20 bin kişinin KİS rahatsızlığından yakındığı ve kişilerin bu şikâyetlerine neden olarak işlerini belirttiği bildirilmiş. İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, maliyet kaybı olarak görülmüyor, verimlilik olarak yorumlanıyor.”
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge