Ana içeriğe atla

İŞ HAYATINDA İLETİŞİMİN GÜCÜ

“Ayna ayna söyle bana benden daha güzeli var mı bu dünyada?” sorusunu duyduğumuzda aklımıza hemen Pamuk Prenses’deki kötü kalpli Kraliçe gelir. Çocukken, bu masalı yaşardık sanki, Pamuk Prenses’in yerine geçer heyecanla olacakları dinlerdik. Kötü kraliçenin kaybettiğinde derin bir nefes alır, Pamuk Prensesin, prensine kavuşma sahnesindeki sevinci hissederdik.
 
Yıllar geçtiğinde masallar yerini maçlara, film, dizi ve oyunlara bıraktı. Şimdilerde ise maç izlerken tuttuğunuz takımın oyuncuları ile birlikte aynı heyecanı hissediyor, film ve dizi izlerken sanki kahramanla birlikte aynı acıyı ve mutluluğu yaşıyorsunuz.
 
İşte size bu duyguları yaşatan;   Parma’daki İtalyan araştırmacılar Giacomo Rizzolatti ve arkadaşları tarafından yapılan bir keşif olan  ayna nöronlar. Rizzolatti ve ekibi maymunlar üzerinde yaptığı deneyler sonucunda, karşınızdakinin yaptığı davranıştan etkilenerek, beyninizdeki aynı bölgelerin aktif hale geldiği ortaya çıktı.  Yani biri dondurma yerken, siz ona baktığınızda beyninizdeki o bölgeler etkileniyor.
 
Örnekleri çoğaltalım, neşeli birini gördüğünüzde neden gülümsediğinizi ya da acı çeken birini gördüğünüzde neden ürktüğünüzün açıklaması ayna nöronlardır. Biri esnediğinde sizin de esnemeye başlamanız, bir bebek düştüğünde yaşadığınız heyecan ve sanki size zarar verilmiş gibi hissetmeniz ayna nöronların marifetidir.
 
Peki İş Dünyası Ayna Nöronları Nasıl Kullanıyor?
 Ayna nöronlar günlük hayatımızda bizleri çok etkiler. Ancak markalar bunların farkına vararak, hiç ihtiyacınız olmadığı halde bir ürünü almanızı sağlayabilir. Steve Jobs, ayna nöronları en iyi kullanan isimlerden biriydi. Çünkü, birinin kulağındaki kulaklık ve dinlediği müzik aleti ile insanlara prestij kazandığı algısını oluşturdu. Yani insanlara ürün değil prestij sattı. Ünlü markaların birçoğu bunu yapıyor. İletişimin inceliklerini öğrendikçe başarının tesadüf olmadığı anlaşılıyor.
 
Başlarda UGG botlarına herkes tepki gösterirken sonra trend haline geldi. Marka ilk yaygınlığı sağladığında satış oranlarını yükseltiyor.
 
Ünlü mağazaların sattığı ürüne göre seçtiği mankenler ya da ünlü isimler aslında ürün değil, imaj ve tutum satmasından kaynaklanır. Mağazadaki satıcıların güler yüzlü olması öğütlenir. Çünkü ayna nöronlar size gülümseyen insanlara sempati duyulmasını sağlar.
Ayna nöronların çalışmasına birde hormon katıldığında, alışveriş terapisi denilen durum ortaya çıkar. Dopamin adındaki hormon, ayna nöronları tetikledikçe alışveriş yapmak insanı mutlu hissettirir. Çünkü, bir imaj ya da tutum satın alınır. Sosyal statünüz arttığı için kendinizi o ürünü tanıtan kişinin yerinde görürsünüz. Yani filmlerdeki beğendiğiniz karakterin giydiği kıyafetleri giydiğinizde o kişi gibi olacağınızı düşünürsünüz. Hatırlayalım; Hürrem Sultan yüzükleri, Bihter elbiseleri gibi…
 
Sosyal Medyada Ayna Nöronlar Nasıl Kullanılır? Film ve dizilerin dışında artık sosyal medya fenomenlerinin kullandığı ürünler rağbet görür hale geldi. Markalar en çok takip edilen Bloggerlar, Twitter ya da Facebook sayfa sahiplerinin aracılığıyla ayna nöronların etkisinden yararlanıyorlar.
 
Her ne kadar yöneticilerin bir kısmı dijital dünyayı gereksiz gördüklerini ifade etse de “Dünya Düzdür” kitabında ünlü gazeteci Thomas Friedman, dünyanın “Küresel Köy” haline geldiğini söylüyor. Hedef kitlenizle iletişimde en etkili şekilde ve doğru mesajlarla ulaştığınızda kazanabilirsiniz. Sosyal medyanın etkisi ve payı gün geçtikçe artıyor.
 
İş dünyası ayna nöronların etkisini doğru ve hedeflerine uygun şekilde kullanırken, sizlerde bir ürünü satın almadan önce kendinize hakim olup gerçekten o ürüne ihtiyacınız olup olmadığını sormalısınız. Ayna nöronların etkisine kapılmadan, bilinçli bir tüketici olduğunuzu hissetmeniz dileğiyle…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge