Ana içeriğe atla

LONDRA’DA SAĞLIK GAZETECİLERİ DERNEĞİ ULUSAL BASINDA YAYIMLANAN HABERLERE KATKIDA BULUNUYOR

TÜRK HABERCİLERDEN DÜNYA BASIN ESİNTİLERİ

1967’de Sağlık Gazetecileri Derneği’nin kurulduğunu ve bu bağımsız meslek örgütünün 450’den fazla üyesi bulunduğunu belirten Londra’dan Blog Yazarı Filiz Taylan Yüzak, “Dernek resmi sitesinde verilen bilgilere göre; yüzlerce rapor ve kitap hazırlıyor, ayrıca ulusal basında yayımlanan haberlere de katkıda bulunuyor ve bilgi kaynağı teşkil ediyor” dedi. 

Dünya’nın farklı ülkelerinden Türk gazetecileri ile habercilik üzerine sohbetler yapmaya başladık. Bu röportaj sayesinde gazetecilik ve sağlık haberciliği alanında bilinmeyen farklı bilgiler edinip, bu alanın gelişmesi için beyin fırtınası yapma fırsatı sunacak. İlk olarak Londra’dan Blog Yazarı Filiz Taylan Yüzak, soruları cevapladı. 

İngiltere’de gazetecilerin haber yapma koşulları ve sahip oldukları haklar nelerdir?
İngiltere’de gazeteciler basın özgürlüğüne sahip ve ülkede bizdeki gibi kapsamlı bir basın yasası bulunmuyor. İstisnai olarak radyo ve televizyonu kapsayan iki adet yayıncılık yasası var. Geri kalan medya kuruluşlarında öz düzenleme ve öz denetim hakim. İngiltere’de medya içeriği geniş çaplı bir halk istişaresinin ardından, en azından kısmi olarak bağımsız, çok sayıda kuruluş tarafından düzenleniyor. Medya düzenleme sisteminin amacı medya yoluyla zararlı veya yasadışı içeriğin yaygınlaştırılmasını önlemek. Yani bu düzenleme sisteminin amacı medyayı taciz etmek ya da medyaya müdahale etmek değil, ifade ve bilgi edinme özgürlüğü haklarını korumak, teşvik etmek, ayrıca gazetecilerin mesleki tercihlerine saygı duymak. Dolayısıyla Türkiye’ye kıyasla burada daha liberal, demokratik, çeşitlilik sahibi ve özgür bir basın bulunduğunu söylemek mümkün. Bunun nedenlerinden biri de bizde maalesef zayıflamış olan sendikaların burada hala güçlü olması. Örneğin İngiltere’de 1907’de kurulan Ulusal Gazeteciler Birliği (NUJ) çok etkin bir sendika. Londra’da ve İngiltere’nin başka kentlerinde ofisleri bulunuyor. Dünyanın en büyük ve köklü gazeteci sendikalarından biri olan kuruluş, dünyada tutuklu gazeteciler gibi meseleler üzerine aktif bir şekilde kampanyalar yürütüyor. Basın özgürlüğü, profesyonellik ve medyada etik standartları sağlamak için çalışıyor. Üyeleri de bu hedefi gerçekleştirmek için lobicilik çalışmaları yapıyor. Sendikanın 38 bin üyesi var. 


İngiltere’de sağlık haberlerini ve haberciliğini değerlendirir misiniz? 
İngiltere’de SGK gibi çalışan Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) adlı kurumun bütçesinde Muhafazakar Parti’nin yaptığı kesintiler nedeniyle değişimler yaşanıyor. Bu kesintilerin başlıca sebebi 2009 Avrupa ekonomik krizi sonrasında gelişen kemer sıkma politikaları. 
Sağlık haberciliği konusunda şikayet edilen bir husus, bu tür gazeteciliğin haber kaynaklarının daha çok halkla ilişkiler şirketlerine ve basın bültenlerine bağımlı olması. Dolayısıyla bu alanda tarafsız ve sorgulayıcı bir bakış açısının geliştirilemediği eleştirileri yapılabiliyor.

Coventry Üniversitesi’nde bu yılın Mayıs ayında ikinci kez sağlık gazeteciliği uluslararası konferansı düzenlendi.  Bunun dışında ülkede 1967’de Sağlık Gazetecileri Derneği (MJA) kurulmuş. Bu bağımsız meslek örgütünün 450’den fazla üyesi bulunuyor. Dernek, yüzlerce rapor ve kitap hazırlıyor, ayrıca ulusal basında yayımlanan haberlere de katkıda bulunuyor ve bilgi kaynağı teşkil ediyor.


İdeal bir sağlık muhabirinin sahip olması gereken özellikler nelerdir?
Diğer gazeteciler gibi deneyim ve bilgi açısından kendilerini sürekli geliştirmeleri ve güncel tutmaları gerekiyor. İyi, anlaşılabilir ve hızlı yazı yazma yeteneğine sahip olmalılar. Gazetecilik veya yazı alanında bir diploma işlerini kolaylaştırabilir. Alanlarında “networking” yaparak mümkün olduğunca çok sayıda gazeteci ile tanışmaları iş bulma açısından iyi olur. Bunlar zaten genel olarak muhabirlerden beklenen özellikler. İngiltere’deki sağlık sektöründe iş bulma konusunda rekabetin artması bekleniyor. 

Bu konuda İngiltere’de Westminster Üniversitesi, Tıp Gazeteciliği’nde lisans, Coventry Üniversitesi’nde ise aynı bölümde yüksek lisans eğitimi alınabilir. Bu alanlarda “Sağlık Uzmanları İçin Medya Hukuku ve Etiği”, ayrıca “Gazeteciler İçin Günümüzde Sağlık Hizmeti Alanının Meseleleri” gibi dersler okutuluyor. 


Blog haberciliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Blog haberciliğinin genel anlamda yurttaş gazeteciliğini ve bu bağlamda demokratikleşmeyi geliştirdiğini düşünüyorum. Bu alandaki gelişmeleri çok olumlu buluyorum. Son yıllarda önemi artan blog haberciliği toplumsal olaylardaki rolüyle artık vazgeçilmez bir haber kaynağı haline geldi. Bloglar ana akım medyadaki haber bültenleri kadar ciddi ve resmi bir formata sahip olmadıkları için belki onların yerini şu anda tutmuyor olabilirler. Ama kuru kuru haber vermek yerine öznel ve renkli bir üslupla yazılmaları onları benzersiz ve çok değerli kılıyor. Benim de takip ettiğim birçok yaşam ve kültür-sanat blogu bulunuyor. Özellikle Batı ülkelerinde blog yazarlığını profesyonel, hatta full-time iş olarak yapan, çoğunlukla reklam yoluyla bundan para kazanan birçok kişi var. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde alternatif bir medya aracı olarak blogların öneminin daha da artacağını düşünüyorum.


Benim de üç yıldır yazdığım kişisel bir bloğum var. Buraya Londra’daki deneyimlerimi ve kültür-sanat etkinliklerinden izlenimlerimi yazıyorum. Bloguma e-posta yoluyla abone olmak mümkün. Bu şekilde yeni yazılar e-posta kutunuza düşüyor. Adresi: londranotlari.wordpress.com  


Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri bölümünden mezun olduktan sonra Nokta dergisinde muhabirlik yaptım. Dergi kısa bir süre sonra kapanınca İngiltere’ye geldim. Warwick Üniversitesi’nde Avrupa Kültür Politikası ve Yönetimi dalında yüksek lisansımı tamamladıktan sonra Londra’ya yerleştim. Altı yıldır burada yaşıyorum. Beş yıldır da bası işlerinde Londra’da çalışıyorum. Boş zamanlarımda bir koroda şarkı söylüyorum. Bunun dışında kültür-sanat etkinliklerine gitmeyi ve bloguma zaman ayırmayı seviyorum. Kendi bloğum dışında üniversiteden hocam Erkan Saka’nın Erkan’s Field Diary (erkansaka.net) adlı profesyonel blogunda ve Cazkolik (www.cazkolik.com) adlı internet sitesinde de yazarlık yapıyorum. Beni Twitter’dan da takip edebilirsiniz: @ftaylanyuzak   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...