Ana içeriğe atla

BESLENME KANSERİ NASIL ETKİLER?


Toplumda beslenme konusu olduğunda hep akla zayıflama gelir oldu. Ancak uzmanlar doğru ve sağlıklı beslenme üzerinde durulması gerektiği konusunda uyarıyor. Besinlerin doğru tüketiminin kanseri nasıl etkilediği hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, besin çeşitleri ve kansere etkisi üzerine Med-Index'e konuştu.

Pek çok hastalıkta olduğu gibi kanserde de tedaviden çok hastalığa yakalanmama yani korunma çok daha önemli vez ahmetsizdir. Her durumda hemen ilaçlara başvurmak yerine meyve, sebze ve her baharatın birer ilaç olduğunu unutmamak gerekiyor. Hastalıklardan korunmada en önemli basamağın beslenme ve yaşam biçimi olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı konu hakkında şu bilgileri verdi: “Kanserde beslenme daha da önem kazanmakta çünkü beslenme ve özellikle bazı besinler kanser için bir panzehir adetaki biz bunlara “antioksidant” lar diyoruz.

Obezite Kanser İlişkisi
Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanserleri obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir. Yağ tüketiminin yüksek olması obeziteye neden olmaktadır. Yağlı besinler ve bozulmuş yağ tüketimi, kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin de alımının artmasına neden olmaktadır.
Posa Alımı Kalın Bağırsak – Rektum Kanserlerinin Önlenmesinde Etkili
Karbonhidratlar başlıca enerji kaynağımızdır. Gereksinimin üzerinde alınması obeziteye neden olur. Bunun yanı sıra, kepekli tahıl ürünleri, kuru baklagiller, taze sebze ve meyvelerin fazla tüketilmesi, posa alımını arttırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak-rektum kanserinin önlenmesinde etkindir.
 “Yağın Fazla Alımı Bazı Hormonların Çalışma Düzenini Bozar”
Her türlü yağın fazla alınması özellikle meme, prostat, testis, rahim, yumurtalık ve kalın bağırsak-rektum kanserlerinin oluşum riskini arttırmaktadır.Kanserojen maddeler (kanser yapıcı) canlı organizmalarda yağ içinde birikir ve özellikle hayvansal kaynaklı fazla yağ alımı bu maddelerin vücuda girişini artırır.Cinsiyet hormonları yapısal olarak yağa benzerler.Yağın fazla alımı bu hormonların çalışma düzenini bozar.Özellikle kalın bağırsak-rektum kanserlerini ilerletici safra tuzları gibi maddelerin yapımı yağ alımı arttıkça artar. Yağın yakılmasıyla oluşan oksidasyon sonucu oluşan öğeler bağışıklık hücrelerinin yıpranmasına neden olarak kanser riskini arttırırlar.
“Bazı Kanser Türleri Hayvansal Proteini Çok Tüketen Ülkelerde, Hayvansal Proteini Az Tüketen Ülkelerden Daha Fazla Görülmektedir”
Aşırı et, dolayısı ile hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın bağırsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülmektedir.Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı bilinmektedir. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.
Vitaminler ve Kanser İlişkisi
 A vitamini :Yeşil ve sarı sebze ve meyvelerde, A vitamininin ön maddeleri karotenoidler bulunur. Bunlar güçlü antioksidan özelliği taşırlar ve vücutta A vitaminine dönüşürler. Hayvansal besinlerde de(karaciğer, süt yağı, yumurta sarısı gibi ) A vitamini bulunur. A vitamini ve özellikle A vitamininin ön maddesi karotenoidler kanserejen maddelerin etkisini azaltarak kanserin önlenmesinde etkindirler.
C vitamini :En fazla taze sebze ve meyvelerde bulunur. En çok C vitamini içeren besinler; kuşburnu, maydanoz, tere, roka ve diğer yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, yeşilsivri biber, turunçgiller, domates, çilek ve patates’tir. C vitamini vücuda alınan kanserojenleri etkisiz hale getirir.

 E vitamini :Başta bitkisel yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, özü alınmamış tahıllar, fındık, fıstık gibi kuruyemişler, kuru baklagiller olmak üzere çeşitli yiyeceklerde bulunur. Bazı toksik maddelerin etkilerini azalır, güçlü bir antioksidan olduğu için yağların ve hücrelerin oksidasyonunu (bozulmasını) önler.

 D vitamini :Karaciğer, yumurta sarısı, süt ve süt ürünlerinde az miktarda bulunur. Günlük beslenme ile D vitamini gereksinmesi karşılanmaz. En iyi kaynağı güneştir.
Düzenli güneşle temas ile derideki ön maddeden D vitamini oluşur ve gereksinmeyi karşılar. Düzenli güneşten yararlanarak vücutta yeterli D vitamini oluşumunun sağlanması ve yeterli kalsiyum alımı kemik kanseri riskini azaltır.

Kanser Oluşumuna Neden Olan Mineraller

Nikel : Hava ve suda bulunur. Aşırı alımı kansere neden olabilir.

Kurşun : Taşıtların egzozları, fabrika atıkları, boyalar en önemli kaynaklarıdır. Çevre kirliliği ile su ve besinlere geçerek vücuda alınır. En önemli kanserojenlerdendir.

Kadmiyum : Kentlerin kirli havasından ve fabrika atıklarından sulara ve besinlere karışarak vücuda alınır. Fazla alımı kanser oluşumuna neden olmaktadır.

Arsenik : Ani zehirlenmeler yaptığı gibi, az miktarlarda sürekli alımı deri ve akciğer kanser riskini arttırır. Fabrika atıkları ile hava, su ve besinlere karışarak vücuda alınır.

Asbest : Gemi, bina, taşıt, ev aletleri kaplamalarında önemli miktarda bulunur. Kaplamaların dökülmesiyle havaya yayılmakta, bu havanın solunmasıyla akciğer kanser riskini arttırmaktadır.

Kanserden Koruyucu Mineraller

 Selenyum : En çok su ürünlerinde ve kepeği ayrılmamış tahıl ürünlerinde bulunur. Dilyetle yeterli miktarda tüketimi kanserojenlere karşı ko- ruyucudur.

Çinko : En zengin kaynakları, ay çekirdeği, su ürünleri, etler, mantar, yumurta ve kuru baklagillerdir. Yeterli düzeyde çinko alımı, A vitamininin etkisini ve savunma sistemini güçlendirerek kansere karşı koruyucudur.

İyot : En iyi kaynağı iyotlu tuzdur. İyot yönünden zengin besinler; balıklar ve mantardır. İyot eksikliği tiroit bezinde kanser oluşturma riskini de arttırabilir.

Molibden : Vücudun gereksinimi çok düşüktür. En zengin kaynakları; kurubaklagiller, kepekli tahıl ürünleri ve koyu yeşil yapraklı sebzelerdir.

Bakır : En zengin kaynakları; etler, su ürünleri, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, pekmezdir. Yetersizliğinde deride, beyin işlevlerinde ve kan hücrelerinin yapımında bozukluklar olur. Aşırı bakır alımı toksik olduğundan, kanserden korunmak için ek bakır alınması önerilmez.

Demir : Demirden zengin besinler; etler, su ürünleri, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, susam, pekmez, kuru meyvelerdir. Demir bazı kimyasal kanserojenlerin etkisini azaltır. Fazla alımı zararlı olabileceği için uygun miktarlarda alınması önerilir.

Kalsiyum : Kemik gelişimi ve sağlığı için en önemli besin ögesidir. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt, yoğurt, peynir, dondurma, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerdir. Kalsiyum, kemik ve kalın bağırsak kanser riskini azaltır.

“Fazla Bira İçenlerde Kalın Bağırsak-Rektum Kanseri Daha Fazla Görülür”
Fazla bira içenlerde kalın bağırsak-rektum kanseri daha fazla görülür.Sert içkileri fazla tüketenlerde, ağız, baş ve boyun kanserleri sık görülür.Alkol tüketimi fazla olanlarda karaciğer kanseri sık görülür.Sigara ile birlikte alkol alışkanlığı kanser riskini daha da fazla arttırır. Alkol beslenme durumunu da olumsuz yönde etkilediğinden kanser riskini arttırıcı faktörler arasında yer alır.
Kanser Riskini Arttıran Besinler
Çevredeki  zararlı kimyasallar besinlerin yağlı kısımlarında birikir. Eğer yağlı kısım iyice ayrıldıktan sonra yenilirse, zararlı kimyasalların vücuda girişi azalır. Et ve peynirler ne kadar yağlıysa kanser yapıcı madde de okadar çoktur içinde.
·         Yağda kızartılmış besinler
·         Tuzlanmış besinler
·         Tütsülenmiş besinler
·         Nitrit, nitrat eklenmiş besinler(Salam, sosis vb.işlenmiş et ürünleri)
·         Ateşe çok yakın pişirilmiş kebaplar
·         Hamburger
·         Domuz eti ve yağlı tüm etler
·         Terayağı, içyağı
Kanser Riskini Azaltan Besinler Nelerdir?
Kanser Riskini Azaltan Sebzeler
·         Soğan, sarımsak
·         Lahana
·         Havuç, ıspanak
·         Marul, kıvırcık, salatalık
·         Pazı, asma yaprağı
·         Karnabahar, pırasa, şalgam, turp
·         Maydanoz, tere, nane, roka
·         Biber
·         Taze-kuru fasulye, bezelye
·         Bakla, mantar, patlıcan, enginar
·         Kabak
·         Domates, pancar, bamya
Kanser Riskini Azaltan Meyveler
·         Portakal, greyfurt, limon
·         Kuşburnu, böğürtlen, kızılcık
·         Elma, armut, ayva, erik
·         Kiraz, vişne, çilek
·         Kavun, karpuz
·         Üzüm, incir, nar,dut
·         Muz, hurma, yeni dünya
Kanser Riskini Azaltan Kuru yemişler
• Leblebi, kestane, badem, fındık, fıstık, ceviz ( dozunda tüketildiği taktirde.. )
Kanser Riskini Azaltan Tahıllar
• Kepekli ekmek
• Çavdar ekmeği
• Bulgur, yarma
Kanser Riskini Azaltan Hayvansal besinler
• Yumurta
• Yağsız peynir, çökelek, yoğurt

Kaynaklar:

  • 1.      Chemopreventive Effects of Tea in Prostate Cancer: Green Tea vs. Black Tea   :MolNutr Food Res. 2011 June ; 55(6): 905–920. doi:10.1002/mnfr.201000648.
  • 2.      Diet and breast cancer, Isabelle Romieu, MD, MPH, ScD :SaludPublicaMex 2011;53:430-439.
  • 3.      Nutrigenomics, Vitamin D and Cancer Prevention :J NutrigenetNutrigenomics 2011;4:1–11
  • 4.      GurungR.L , Lim S.N, Khaw A.K ; Thymoquinone ınduces telomere shortening, DNA damage and apoptosis in human glioblastoma cells, PLoS one. 12;5(8):e12124(2010).
  • 5.      Elif G. , KansereKarşıSavunmasızDeğilsiniz, PostigoYayınları, 2011


Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

Yorumlar

Sağlıklı Yaşam dedi ki…
Lütfen beslenmemize dikkat edelim, düzenli olarak sporumuzu yapalım. Türk milleti olarak bunlara dikkat etmiyoruz. Sağlıklı Beslenmek
Sağlıklı Beslenme konusunda Türk Milleti olarak çok eksiklerimiz var. Dengeli ve sağlıklı beslenmek, spor yapmak gibi konularda kendimize hiç dikkat etmiyoruz. Umarım kendimize gelir ve bu konuların önemini daha iyi anlarız.

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge