Ana içeriğe atla

BİYOETİK, V. TIP ETİĞİ KONGRESİNDE KONUŞULDU

13-15 Kasım tarihleri arasında V. Tıp Etiği Kongresi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Yerleşkesinde yapıldı. “Tıp Etiğinden Biyoetiğe” ana başlığı altında düzenlenen kongre uluslararası platformda gerçekleştirildi.

Türkiye Biyoetik Derneği’nin 13-15 Kasım tarihleri arasında düzenlediği V. Tıp Etiği Kongresi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Yerleşkesinde yapıldı. “Tıp Etiğinden Biyoetiğe” ana başlığı altında düzenlenen kongrede, biyoetiğin gelişmesine ve eğitimine katkıda bulunarak, sağlık uğraşları ve diğer bağlantılı alanlarla ortak çalışmaları özendirmek ve geliştirmek amacını taşıdı.

Açılış konuşmasının ardından Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Semlin Tufan’ın destekleriyle Sanatorya Gençlik orkestrası şef Mehmet Efe yönetiminde konser verildi. Kongre’de ayrıca Geriatri ve etik kusu, Klinik araştırmalar ve etik paneli, serbest kongre bildirilerle biyoetiğin temek konuları çok yönlü ve disiplinler arası perspektifle sunumları yapıldı. Kongrede yapılmayanı gerçekleştiren Türkiye Biyoetik Derneği, Dr. Volkan Kavas’ın önderliğinde Seyreylem Belgesel Kolektifi yapımı olan film gösterimi yapıldı.

Tıp Etiği, Ahlaki Değer ve Yargıları Tıp Alanına Uygulanmasını İnceler
Uluslar arası platformda yapılan toplantının açılış konuşmasında Türkiye Biyoetik Derneği ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yeşim Işıl Ülman şöyle konuştu: ”Ankara Üniversitesi Deontoloji Anabilim Dalı işbirliği ile hazırlanan kongrenin alt başlığı ‘Tıp Etiğinden Biyoetiğe’ altında yapıldı. Bu kavram ve süreç hazırlıkların başlangıcından itibaren toplantının ana kurgusunu oluşturmuş ve ufkunu çizmiştir. Kongrenin kapsamı ve ana hatları, tıp etiği, biyoetik, sağlık etiği, dişhekimliği etiği gibi geniş bir perspektif ile oluşturuldu. Tıp etiği temel olarak ahlaki değer ve yargıların tıp alanına uygulanmasını inceleyen bir disiplindir. Ancak bu demokratik ahlak yaklaşımının da üzerinde klinik ortamda ortaya çıkan değer sorunlarını saptama, inceleme, çözüm önerileri sunarak karar üretme sürecini ele alan klinik etiğini de kapsar. Biyoetik kavramı biyoloji ve tıp alanındaki teknolojik gelişmelerin ve ilerlemelerin beraberinde getirdiği etik çatışmalar, sorunlar üzerine tartışmak, çözüm bulmakla uğraşan felsefik bir çalışma alanını niteler.”


Tıbbi Etiğin Geniş Açılımı Yapıldı
ilk kongre başkanlığını yaptığı toplantıda konuşan Türkiye Biyoetik Derneği Kurucu Üyesi ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Yaman Örs, “Tıbbi etiğin daha geniş açılımının yapıldığı bu kongrenin devamında, gelecek yıl İsrail’de toplantı düzenlenecek. Biyoetik terimi anlam kaymasına uğradı, sağlık uğraşları çerçevesinde, etik kurullar biyoetik kurulu olarak anımsanmaya başlandı. Tüm canlılık bilimi etiği anlaşılması, kongrenin biyoetik ile örtüşmüş oluyor” dedi.

Sağlık etiği ve felsefesi alanında öğretim üyesi olan Prof. Dr. Lennart Nordenfelt’te açılış konuşmasında düşüncelerini paylaştıktan sonra konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlker Ökten, tıp uğraşının hedefine varılabilmesinde bilimsel bilgilerin yanında bazı mesleki ve insani değerlerin yansımasının büyük önem taşıdığını belirtti. “Gerçek tıp alanı ile sınırlı kalmayıp yaşama yönelik teknik ve bilimsel her türlü insan uğraşına yansımıştır” diyen Prof. Dr. Ökten, bunun bir sonucu olarak günümüzde biyoetik kavramının sıklıkla kullanılmaya başlandığını ifade etti.
Tıp etiği alanının gelişmesinin ve bugünlere gelmesinin ve bu kalitede bir kongrenin yapılabilmesinin ne kadar önemli olduğuna değinen Ankara Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Yasemin Oğuz, ne kadar çok emeğe mal olduğunu ve bu emeğin sevgiyle yapıldığını dile getirdi.


Sorun Kümesi mi Çözüm mü?
Kongrede Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu’ndan İlke Bezen Aydoğdu ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Nesrin Çobanoğlu, “Tıp Etiğinden Biyoetiğe ilerlerken Biyoetik Uzmanı: Sorun Kümesi mi Çözüm mü?” isimli bir sunum gerçekleştirdiler. “Günümüzde tıp etiğinden, bilim adamının, ilgili alanda araştırma yaparken veya mesleğini icra ederken genel olarak neleri yapması ve neleri yapmaması gerektiği sorusunu ve bilim adamının belirli durumda karşılaştığı bir sorunu nasıl çözmesi gerektiği sorusunu yanıtlaması beklenmektedir” diye görüş belirten konuşmacılar, “Tıp etiği biyoetiğe evrilirken biyoetiğin konusunun tıp etiğinin ana konusu olan insan hayatı değil, doğada var olan tüm organizmaların hayatı olduğu bilinmektedir” şeklinde konuştular.

Bugünün Etik Sorunu Yarının Tıp Tarihi Konuları Olacak
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Serap Şahinoğlu, doktora öğrencileri ve GATA Diş Hekimliği Bilimleri öğretim üyesi Yavuz Sinan Aydıntuğ’un gerçekleştirdiği “Türkiye’de Tıp Tarihi ve Tıp Etiği Alanlarının Biraradalığı” isimli sunumda ise şu görüşlere yer verildi; “ Türkiye’de birçok tıp fakültesinde tıp etiği ve tıp tarihi uzmanlık alanlarındaki akademik etkinliler tek bir anabilim dalı çatısı altında yürütülmektedir. Tarihsel sürece bakıldığında, bu birlikteliğin çeşitli nedenlerinin olduğu görülebilir. Her iki alan kendi içinde oldukça kapsamlı ve farklı konuları içerirken tek bir anabilim dalı altında çalışmaların yürütülmesinin olumlu ve olumsuz sonuçları olabileceği öngörüsü ve bunu da sıkça alanın çalışanlarınca tartışılıyor olmasından yola çıkarak bu çalışma planlanmıştır. Çalışma Türkiye’de Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Alanlarında çalışmış/çalışan bir grup öğretim üyesinin bir anabilim dalı kapsamında bu iki alanın birlikte yürütülmesine ilişkin düşüncelerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Yapılan çalışmaların sonucunda elde edilen verilere göre uzmanlar, bu iki alanın birlikteliği konusunda farklı görüşlere sahiptir. Bu birliktelik için olumlu düşünenler, iki alanın birbirini desteklediği; tıptaki değerlere tarihsel bir boyut eklendiği; bugünün etik sorunun yarının tıp tarihi konuları olacağı; tıp etiği ve tıp tarihi alanlarının birbirlerini tamamladığı ve her ikisinin bir tür sinerji oluşturduğu olduğu yönündedir. Bu birlikteliği desteklemeyenler ise, bu iki alanın birbirini çok sınırladığı; metodolojileri ve düşünme biçimlerinin birbirinden farklı olduğu; bunun da eğitim programlarının içeriğini sınırladığı gibi görüşlere sahiptir.”

Kongrede, “Felsefi Bakışla Bir Tıp Etiği Olarak -Tıp Etiği-”, Etik ve ahlak; Sınırlar, Kapsam, Farklılıklar ve İlişkiler”, Sağlık Profesyonellerinin Etik Kavramından Anladıkları ve Kurumsal Etik Çalışması Yapanlardan Bekledikleri” gibi birçok sunum, panel ve oturum düzenlendi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge