Ana içeriğe atla

İLKLERE DEVAM

3,5 cm’lik kesi ile kalp kapakçığını değiştirerek yeni bir rekor kıran Op. Dr. Tayfun Aybek, uzun süredir çalışmaları süren ve yakında piyasaya çıkacak olan çipin birçok alanda çözüm oluşturacağının müjdesini verdi.

Kalp Cerrahisinde yaptığı başarılı çalışmalarla büyük bir ilgi uyandıran Güven Hastanesi hekimlerinden Prof. h.c. DR. med. Tayfun Aybek, kalp kapağı ameliyatını yaklaşık 3,5 cm lik bir kesi ile gerçekleştirerek kalp kapağı ameliyatlarında yeni bir dönem başlattı. 39 yaşında bayan hastanın kalp kapağı minimal bir kesi ile değiştirildi. Takılan metal kapağın çapının 2,5 cm olduğu ameliyatta cerrah için teorik olarak 1 cm lik bir çalışma alanı kaldığını belirten Op. Dr. Tayfun Aybek, ameliyat sonrası hastanın çok kısa bir sürede sağlığına kavuştuğunu ve bu sürenin 4 gün olduğuna dikkat çekti. Daha önceki kullanılan yöntemlerde göğüs kafesinin 35 cm’lik bir kesi ile açılmasından kaynaklanan tüm sorunların yeni yöntemle yaklaşık 10’da birine yani 3,5 cm’ye indirilerek ortadan kaldırıldığını vurgulayan Op. Dr. Aybek, “Bu sorunların en başında enfeksiyon, kemik ağrıları, göğüs kafesinin geç kaynaması ve yaranın çirkin görüntüsünden kaynaklanan estetik kaygı gelmektedir. Bu yöntemle birlikte başarılı bir ameliyat sonucu elde edilmiş ve özellikle eski yöntemlerde olduğu gibi göğüs kafesinin baştan aşağı açılması sonrası hastalar psikolojik olarak yıpranmıyor. Hastaların günlük yaşantılarına aynen devam edebilecekleri, istedikleri kıyafetleri rahatça giyebilecekleri (özellikle mayo vb. ) estetik kaygılarını yok edilecek bir sonuç elde edilmiştir” dedi. 600 üzerinde bu alanda vakası bulunan ve 6 cm yaptığı ameliyatı, 3,5 cm’e düşürdüğünü dile getiren Op. Dr. Aybek, bu ameliyatlar için kendisinin çizimini yaptığı, özel hazırlanan aletleri kullandığını kaydetti. 1990 lı yılların sonlarına doğru tüm dünyada başlayan küçük kesi ile kalp ameliyatları, Türkiye’de Op. Dr. Kemal Beyazıt’ın ‘Anahtar Deliği’ adını verdiği 6 cm’lik delikten gerçekleştirdiği by-pass ameliyatı ile de gündeme gelmiş idi. Bu konu hakkında görüşünü aldığımız Op. Dr. Aybek konu hakkında şöyle konuştu: “Bypass ameliyatlarında 1996 dan beri 5-6 cm lik kesiler uyguluyorum, bu yöntemde kalbi durdurmadan “çalışan kalp” tekniği ile ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Son uyguladığımız teknik de ise kalp zaruri olarak durdurularak, içindeki kalp kapakçığı çıkarılıyor ve yerine yenisi takılıyor. Bu cerrahlar için elbette zorlu bir iş, 3,5 cm ile görüş alanımız teorik olarak kısıtlanmasına rağmen ameliyat esnasında kendi dizayn ettiğim ekartörler ile tahmin ettiğimden de fazla bir alana sahip idim ve böylelikle yeni bir rekor kırılmış olup, hasta için de konforlu bir ameliyat sağlanmış oldu.”



Bu Çip Çığır Açacak
Birkaç yıl önce mikro çiplerin çıktığını ve bunların enerjilerinin dışarıdan geldiğini öğrendiğinde bunu tıpta uygulamak için çalışmalara başladığını belirten Op. Dr. Aybek, bu çiplere tamamı 1cm’den küçük, basınç sensörlerinin de ekleyerek geliştirdiklerini ifade etti. Kalbin yüzeyinde yerleştirilecek olan çip hakkında Op. Dr. Aybek şöyle konuştu: “Bu çip dışarıda bulunan kol saati ya da cep telefonundan gelen dalgalarla çalışıyor. Bu dalgaları enerjiye çeviriyor, enerjide sensörden aldığı basınç bilgilerini dışarı bildiriyor. Bu işlem sürekli oluyor, ömür boyu sürüyor çünkü pili bitmiyor. Hayvan deneyleri bitti ve olumlu sonuçlandı. Kronik deneyler tamamlandı, sertifikasyon çalışmaları sürüyor. İnsanlara da takılmaya başlandı. Bu sensör sadece kalp yüzeyine değil, gözün çeperine, lensin kenarına takılarak göz içi basıncını da ölçüyor, böylece glokom krizini önlemek için kullanılacak. Beyin Omurilik Sıvısının (BOS), içerisine takılıyor. BOS artınca ödem olmadan önce çeşitli ilaçları alması için uyarıyor. Damar içine takıldığında sürekli olarak tansiyonu ölçüyor. Özel bir kol saati şeklinde hem saat hem de belli bir sınırı aştığı zaman alarm verebilecek kapasitede bir alet oldu. Ameliyatla yerleştirilen ve kablosuz olan çip, zamanla gerekli ilaçların verilmesini de sağlayacak.“ Almanya’da bu çip için proje firması kuran Op. Dr. Aybek, Avrupa Nano teknoloji fonlarından pay aldı ve iki farklı firma ile birleştirerek çığır açacak bir ilke imza atmış oldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge