Ana içeriğe atla

BEYİN HÜCRELERİNİ DONDURAN BİLİMCİ TARİHE GEÇTİ

Prof. Dr. Marianne Thoresen tarafından gerçekleştirilen operasyon tıp çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

İngiltere Bristol St Michael Hastanesinde görevli Prof.Dr. Marianne Thoresen tarafından gerçekleştirilen beyin dondurma operasyonu alanında bir ilk oldu. Hasta Nichola Templar ‘ın doğumu sırasında beyin sarsıntısı geçirdiği belirlenen bebeğin durumunu aneliz eden Prof. Thoresen beyni dondurarak hasar görmesini engelledi. Konu hakkında Sağlık Dergisi’ne açıklamalarda bulunan Thoresen, konunun medyada aksettirildiği şekliyle gerçekleşmediğini söyledi. Thoresen, Bebek Olivia’nın 3 gün boyunca 34.5 derece ılıman ısıtma şartlarında bırakıldığını belirterek, “Serinletme işlemi başın etrafında soğuk su dolaştırmak suretiyle gerçekleştirilmiştir. Şuanda Olivia’nın tamamen sağlığını kazandığını söylemek ve bazı hususlardan emin olmak için çok erken. Ancak durumu büyük ihtimalle normal seyirde devam edecek. Bundaki sebeplerden en önemlisi genç bir bünyeye sahip olması” dedi.

Beyinde şişme veya serebral palsi engelledik
Olivia ‘nın doğum sırasında beyin sarsıntısı geçirdiğini ve 10 dakika oksijensiz kaldığını belirten Thoresen şöyle devam etti: “Hemen müdahale etmemiz gerektiği için acele karar verdik. Bebeğin kafasını özel bir cihazla dondurmaya başladık. 4 kilo doğan Olivia doğumdan sonra ağlamadı. Beyinde oluşabilecek hasarı önleyebilmek için annesinden operasyon için izin aldık. Ardından vakit kaybetmeden narkoz vererek cihaza bağladık. Yapmış olduğumuz bu operasyonla beyinde sinirsel bozukluklar gibi oluşabilecek herhangi bir şişme veya serebral palsi engellenmiş oldu”

Olivia’nın sağlık durumu gayet iyi
Prof Thoresen , beyin hücrelerini dondurma işleminin üzerinden 5 ay geçtiğini ve Olivia’nın sağlık durumlarının normal olduğunu söyledi. Thoresen, bu uygulama ile yeni bir yöntemin önünü açtıklarını kaydederek, “Söz konusu operasyon doğumdan sonra gözlemlenen rahatsızlıklara hemen müdahale edilmesi gerekliliğine örnek teşkil etmiştir” dedi.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Thanks to the doctors for that that they is

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge