Ana içeriğe atla

DİYET ÖNEREN YAZAR GÖRDÜĞÜNÜZDE YAPMANIZ GEREKENLER


Yaz aylarının vazgeçilmez konusu diyettir, zayıflamadır. İnsanlar tatile gitmeden zayıflayıp, tatil dönüşü aldıkları kiloları vermek için yine panik halde diyete sarılır. Arkadaşlar seslenir, "Kilo değildir o, ödemdir ödem detoks yaparsan geçer." 

Detoks tarifleri verilir, kendi uydurduğu ya da gazeteden okuduğu diyeti uygulayanlar en büyük akıl hocası olur. Diyetisyene ne gerek var, gidip gelip kendi bedenindeki değişimi öğreneceksin. Nasıl bakmışsın kendine, nasıl özen göstermişsin kim uğraşacak. Kendine o kadar değer veren olsa, ona buna akıl sormaz. Hatta endokrinoloji uzmanlarına kontrole gittikten sonra diyetisyene gitmek gerekir. Bunları kim yapacak!

Bugün haberleri ve köşe yazılarını okurken, bir yazı dikkatimi çekti. Biz millet olarak başlıktan haberin içeriğine karar verip, ona göre yorum yaparız. Yapmamız gereken ise, haberin detaylarını okumaktır. Çünkü, başlıklar tıklanması için atılır, yani okumaya teşvik için yapılır. Gazeteciler, haberlerini okutmak için uğraşır. 

Köşe yazısına geri dönelim, başlıkta  "diyetin derhal bırakılması emrediliyor." Yanlış duymadınız, uzman edasıyla, bunun kalp hastası var, diyabet hastası var, çölyak hastası var. Ancak hiç düşünmeden emir veriyor. Tam bir sorumluluk sahibi insan örneği değil mi?

Kendi metabolizması ve yaşam şeklinin en doğrusu olduğunu savunarak, nelerin yenmesi gerektiğini sıralıyor. Herkesin vücudu ve beslenme şekli de bu kişiyle aynı olmalı, aksi zaten düşünülemez. Ve sanki tıp tarihinden bir bilgi yağmuru ile yazı devam ediyor. Tabii bu bilgilerin doğruluğunu kontrol etmeyip, yerseniz. 

Sonuç olarak, bir bakıyoruz ki, yaz aylarının vazgeçilmez konusu olan diyet ve beslenmede bir level daha atlıyoruz. Bilimsel bilgiyi okumuş, otoriteyi belirlemiş. Kendisi sağlık ya da bilim yazarı değil ancak çok güzel şekilde bilgi kirlilliğine katkıda bulunmuş. Bu yazıda emeği geçen ki, bu kadar çalışmayı kendisinin araştırmadığı ortada, gizli reklam yazıları gibisi yok. Atalım oradan bilgi kirliliğine bir tık.  

Yazıktır, bu insanlara yapılacak en büyük kötülüktür. İşin uzmanı olmadan nasıl insanlara beslenme tavsiye ediyorsunuz. Bilip bilmeden, her söylenenin yapılması için uzman öneriyorsunuz. İşte tam bu yaşanan bilgi kirliliğin önlenmesi için medyaya destek verin. Alanında uzman sağlık ve bilim habercilerinin olması, bu alanda kendilerini geliştirmesi için imkan tanınsın. Bu işin şakası olmaz, sonucu sağlığınızla hatta hayatınızla ödersiniz. İşte yıllardır tüm çabam bundan...



Yorumlar

Unknown dedi ki…
Diyet nedir,doğrusu hangisisir, doktorların daha doğrusu endokrinolojiler ve diyetisyenlerin hepsi güvenilirmi. Diğerlerini es geçiyorum diplomasızları kaile bile almıyorum ama benim yıllardır kafamı karıştıran ve birbiriyle çelişkiye düşen bu diplomalılar. Birçoğu bu çarkın içinde bilinçli yada bilinçsiz. Ama emin olunki bunlardanda sonuç alamadım habire gereksiz ilaç dayasınlar.sağlam kalan organlarıda ilaçla çürütsünler zaten yan etkisinden dolayı bir çok ilaç kullanılmayıp hem milli zarar hem maaşımdan kırpılıyor ssk.lı olmama rağmen. Yani iki ucu b...u değnek.aşşa tükür bıyık yukarı tükür sakal sonuçta hiçbirinden olumlu bir sonuç alamadım. İnsülin direncimden dolayı bir gıram veremedim direnç 18 Dueum böyle oluncada gittiği yere kadar demekten başka çare kalmıyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge