İş hayatından kiminle konuşsam, yoluna taş koymaya çalışanlar olduğundan dert yanıyor. Entrika üreten bu güruh, medyada gördüklerini gerçek hayatlarında uygulayıp iş yaptırmadığı gibi her şeyin engellenmesi için uğraşıyor. İş dünyasındaki bu parazitler, akademik camiada da var. Akademisyenliği, memurluk olarak görenler yüzünden de üniversiteler gelişemiyor.
Kaliteli ve nitelikli eğitim veren üniversiteler olsun
İnsanların üretmemesinin nedenlerinden biri de medyada yer alan haber kaynaklarının niteliksiz olmasından. Reyting uğruna herkesi ekrana çıkartır ya da haber yaparsanız, insanların aklı da üretmeye değil, entrika yapmak için çalışmaya başlar. Çünkü, insanları buna yönlendirirsiniz.
Eğitimini aldığı alanda konuşmak şöyle dursun, uzaydan sağlığa her konuda konuşan sözüm ona konuklar, bilmedikleri konunun uzmanı gibi konuşup dururlar. Bu kişiler, "diplomayı çöpe atın" der. Oysa, "Nitelikli eğitim veren üniversiteler ve üreten akademisyenler olsun" demek asıl söylenmesi gerekendir. Bu dönemde, üniversite mezunu cahillerin olduğunu da unutmamak gerekir, akademide olduğu gibi...
Üniversitelerin durumu içler acısı hale geldiği için Yükseköğretim Kurulu yeni kararlar aldı. Özellikle bilim üreten, öğrenci yetiştiren akademisyenler olması istenirken, mobbing uygulamalarının da takipçisi olunacak. Öğrencilerine ya da üniversite çalışanlarına sözlü şiddet uygulayan akademisyenler, uyarılacak hatta işlerine son verilebilecek.
"Üniversite personeli YÖK Kanunu ve 657 sayılı kanuna tabi… Ayrıca “Yüksek Öğretim Kurumları, Yönetici Öğretim Elemanı ve memurları Disiplin Yönetmeliği’ var. Yönetmeliğe göre 20 gün mazeretsiz bir şekilde görevli olduğu fakülteye gelmeyen akademisyenlerin ilişiği kesiliyor. Ayrıca 657 sayılı kanuna göre de 10 gün boyunca izinsiz-mazeretsiz bir şekilde görevine gelmeyen memur, görevden çekilme talebinde bulunmuş kabul ediliyor. Dolayısıyla üniversitedeki akademisyenlere de bu kanun uygulanıyor. YÖK’ün gündemine aldığı bir diğer konu ise üniversitelerdeki mobbing ve taciz olayları…"
Haberin detayında, akademisyenin öğrenci yetiştirme görevi hatırlatılıyor. Üniversitelerde kıskançlık yapıp, kısıtlı bilgisini saklayan, öğrencilere ve çalışanlara sözlü saldırılarda bulunan, bilimsel çalışma üretmeyen, kapasitesiz akademisyenlerin kadroları işgal etmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Kadroların işgal edilmesi nedeniyle; akademide çalışamayan, üretmek, faydalı olmak, araştırma yapmak isteyenlere imkan tanınmalı. Çünkü, ülkemizi üst sıralara taşıyacak nitelikli ve gerçek bilim insanlarına ihtiyacımız var.
Köle, efendi ilişkisi içerisinde olduğunu düşünen, entrika düşkünlerinin üniversitelerden en kısa zamanda gitmesi beklenirken, bunun gibi uygulamaların iş hayatına da yansıması merakla bekleniyor.
Yorumlar