Ana içeriğe atla

ACİL OLMAYANLARA EKSTRA HİZMET ÜCRETİ GELSİN!

Hastaların acil servisleri uygunsuz kullanmalarını engellemek için yeni önlemler alınması gerektiğini belirten Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, acil olmayan hastaların aldıkları hizmet karşılığında ekstra bedel ödemesinin, yoğunluğu azaltmada etkili olabileceğini dile getirdi.

Ülkemizde acil servislerin yoğunluğu ve hekimlerin günde bin 500 hasta baktıkları tartışılırken, şiddet olayları da gün geçtikçe artıyor. Acil olmayan hastaların “ücretsiz hizmet” diye hastane acil servisine geldiği için hizmet kalitesinin düştüğüne dikkat çeken doktorlar, bu alanda gerekli düzenlemeler yapılarak daha iyi sağlık hizmeti verilebileceğini belirtiyorlar. 

Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, acil servislerde yapılan çalışmalar hakkında ne gibi değişiklikler olursa daha kaliteli hizmet ve daha güvenli çalışma ortamı sağlanacağını Med-Index’e anlattı. 

Hasta yükünün çok fazla olduğu ve acil servislere başvuranların filtre edilmesinin gerektiğini belirten Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, “Acil servislere nasıl bir filtre sistemi uygulanabilir? Gelişmiş ülkelerde aile hekimliği sistemi 24 saat boyunca hizmet veriyor. Yurt dışında ağrısı olan ya da başka şikayeti olan önce aile hekimine danışıyor. Ondan sonra gerekirse acil servise başvuruyor. Ülkemizde acil servise gittiğinizde tüm hizmetler ücretsiz veriliyor hem de çok daha kısa sürede. Polikliniğe gittiğinizde bu hizmetler için daha fazla beklemeniz gerekiyor. Bu şekilde acil olmayan hastalar için de bir tercih sebebi oluyor” dedi. 

“Acil Servise Gitmek için Üzerine Ücret Ödeniyor”
“Gelişmiş ülkelerde acil servis hizmetini sigorta şirketleri düzenlediği için daha fazla ücret ödemek zorunda kalabiliyorsunuz” diyen Cander, şunları söyledi: “Acil servise gitmek için alınan hizmetin üzerine ücret ödeniyor. “Bunun bedelinin daha fazla olması gerekli” diye düşünülmüş. Ülkemizde sağlık hizmetleri ücretsiz olduğundan, günlük bin 500 hasta başvuruyor. Bunu yurt dışındaki meslektaşlarımıza söylediğimizde inanamıyorlar.”

“Bekleyerek Hayat Kurtarmak”
Ülkemizde triaj sisteminin yerleşmediğini vurgulayan Cander, “Ülkemizde bekleme kültürü yok. Beklemenin ne kadar gerekli olduğu bilinmiyor. Hastanın derdi doktorun çalışması değil, kendi hastasına önce bakılması. Doktoru koşuştururken görüyor ancak, yine de “önce benim hastama bak” diyor. Bununla ilgili bir kamu spotu hazırlıyoruz. “Bekleyerek Hayat Kurtarmak” sloganı ile yola çıktık” diye konuştu. 

“Hemen Bakılsın Demek, Belki de Hayati Tehlikesi Olan Başka Bir Hastanın Ölümüne Neden Olabilir”
Acil servislerde hastanın durumuna göre bekleme süresinin hastaya iletilmesi gerektiğini dile getiren Cander, şunları söyledi: “Eğer hasta yeşil alan hastasıysa, doktor 3 saat sonra görecek, tetkikleri 5 saat sonra tamamlanacak, hastanın işi 8 saatte bitecek. Ona göre plan yapıyorsunuz. Hasta isterse bekliyor, istemezsen gidiyor. En yetkili siyasetçilerimiz arıyor, “bu hasta ile neden ilgilenilmiyor, neden bekletiliyor?” diye soruyorlar. Hemen bakılsın demek, belki de hayati tehlikesi olan başka bir hastanın ölümüne neden olabilecek. Çok ağır bir hastayı bırakıp daha hafif hastaya bakmak zorunda kalınıyor.” 

“Hasta İş Veren, Doktor İşçi Oldu”
Acil serviste, güvenlik sisteminin üst seviyeye çıkartılması gerektiğine dikkat çeken Cander, “X-ray güvenlik önlemlerinin maksimum olması lazım. Hasta dışında kimsenin acil servise girememesi ve yakınlarının girmesi ise kontrol altında olması gerekiyor. Yurt dışında çalıştığım yerlerde, hasta yakını kontrol edilerek, belli saatlerde alınıyor. Asla acil serviste görevliler dışında kimse bulunamıyor. Doktor bile olsanız, göreviniz yoksa içeri alınmıyorsunuz. Ayrıca kendi içlerinde, çok güçlü güvenlik önlemleri var. Hiçbir yetkisi olmayan polisin veya sürekli hedef haline getirilen güvenlik görevlisi değil. Yetkili polislerin görev aldığı, ciddi bir güvenlik sistemi var. Güvenlik boyutu sadece anormal durumlar için oluşturulmalı. Normal durumda insanların, kendilerine hizmet veren doktorlara ya da sağlık çalışanlarına şiddet uygulamamaları gerektiği bilincine varmaları gerekiyor. Son dönemlerde hastayla ilgilenen, hastasına çare olmaya çalışan insanlara şiddet uygulanması çok daha fazla gündeme gelmeye başladı. Doktorların toplumda saygınlığının göz ardı edilmesiyle de ilgili, her an her şekilde ulaşılan kişilerin zaten itibarı azalıyor. Üstelik canınız sıkıldığında bunları değiştirebiliyorsunuz. Hasta işveren, doktor işçi pozisyonuna geldi” diye konuştu. 

“Değişimdeki Bütün Yük Doktorların Üzerine Bindi”
Cander sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastalarla empati kurduğumuzda sistemde çok fazla değişiklik yapıldı. Sağlık sisteminde bunlar çok gerekli olan değişikliklerdi. Alt yapısı olmadan bu değişim gerçekleşti. Değişimdeki bütün yük doktorların üzerine bindi. Yükü artırıyorsunuz ancak taşıma noktaları ve yükü kaldıracak yerleri, iyi belirlemeniz ve önlem almanız gerekiyor. 

“Acil Olmayanlar Ekstra Bedel Ödesin”
Ülkemizde aile hekimliği sistemi yerleşmiş değil ve yeterli sayıda aile hekimimiz yok. Çözüm önerimiz ise; doktor, hemşire ve sağlık personelinin acil serviste güvenlik önlemleri artırılmalı. Hasta doktor sayısı hizmete baz alınmalı, başvuran hasta sayısına göre personel istihdam edilmeli, aile hekimliği acil vakalar konusunda eğitilmeli ve başvuruları değerlendirmeli. Acil tanı alan hastalar bütün hizmeti ücretsiz alsınlar, acil kod içermeyen durumlarda katkının dışında da ücret alınsın. Acil servisi acil olmadığı halde kullandığında bir bedel ödenmeli.” 

Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...