Ana içeriğe atla

YAPAY PANKREAS İLE DİYABET TEDAVİSİ ARAŞTIRMALARI SÜRÜYOR


Yapay Pankreas Çalışmaları diyabet hastalığının tedavisinde farklı bir yöntem üzerine çalışan Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Endokrinoloji Kliniği’nden Dr. Eda Cengiz, bir nevi biyonik bir pankreasla tedavinin amaçlandığını belirtti. 

Brown Üniversitesi Tıp Eğitiminde Mükemmellik Ödülü, Yale Üniversitesi 2010 yılı Genç Araştırmacı Ödülü ve Amerikan Araştırma ve Eğitim Kurulu 2011 Sunum Ödülünü alan Yale Üniversitesi'nde Dr. Eda Cengiz,  yapay pankreas üzerine araştırmalarını sürdürüyor. 
Yapay pankreas projesi çağımızın en önemli hastalıklarından biri olan şeker hastalığının tamamen elektronik sistemler kullanılarak bir nevi biyonik bir pankreasla tedavisinin amaçlandığını belirten Cengiz, araştırmaları hakkında bilgi verdi. 

Ne üzerine çalışıyorsunuz?
Yapay pankreas projesi çağımızın en önemli hastalıklarından biri olan şeker hastalığının tamamen elektronik sistemler kullanılarak bir nevi biyonik bir pankreasla tedavisini amaçlıyor. Yapay pankreasın üç ana parçası var.  Bunlardan birincisi glukoz sensör, ikincisi insülin dozunu hesaplayan elektronik algoritma, üçüncüsü ise insülini vücuda otomatik olarak veren insülin pompası. Elektronik sensor cilt altında kan şekerini indirekt olarak ölçen bir sistem. Bizim kullandığımız sensör her dakika şekeri ölçüp bu bilgiyi elektronik alıcıya gönderiyor. Yani sürekli parmaktan kan şekeri bakma gibi bir durum yok. Alıcıdaki algoritma otomatik olarak ne kadar insülin gerektiğini hesaplıyor ve insülin pompasına gerekli dozu vermesi için sinyal gönderiyor. 

Bu mekanizma hasta hiçbir şey yapmadan sürekli, gece gündüz çalışıyor. Bu arada kişi istediği şeyi yiyebiliyor çünkü sistem sistem gerekli insülini otomatik olarak veriyor. Aslında şeker hastası olmayan kişide vücuttaki pankreas organı bunu her gün, her an hallediyor biz farkına bile varmadan ama şeker hastası olunca pankreas iflas etmiş ya da vücudun salgıladığı insülin yetersiz olmuş olduğu için dışarıdan insülin enjeksyonu gerekiyor. Yapay pankreas hastanın yetersiz hatta hiç çalışmayan pankreasının görevini üstleniyor.

Ben hem çocuk hastalıkları hem de endokrinoloji ihtisası yaptım. Endokrinolog olarak hormon hastalıklarının tanı ve tedavisini aktif olarak yapmaktayım. Diğer endokrin hastalıkları ile ilgili projelere de dahil olsam da araştırmalarımın ana konusu ise çok önemli bir hormon hastalığı olan şeker hastalığı. Şeker hastalığının önlenmesi, özellikle şeker hastalığında erken görülebilen kalp rahatsızlıklarının da teşhisi ve önlenmesi gibi alanlarda da çalışmalarım var. Amerika çapında şeker hastalıklarını takip etmemizi sağlayan iki büyük bilgi bankası araştırmasının da kurucu üyesiyim ve bu gurupları temsilen yayınlar yaptım. Ek olarak şeker hastalığı tedavisini uygulamayı destekleyici psikolojik metodlarla ilgili, adolesan hasta grubu için uluslararası yaptığım araştırmalar var. 

Diyabetin bulguları, belirtileri ve tedavileri hakkında genel bilgiler verebilir misiniz?
Yapay pankreas hayata araştırma alanında geçti. Hayvan deneyleri çoktan başarıyla sona erdi ve birçok insan deneyinde de başarı ile çalıştığını ispatladı. Bu sistem yakın gelecekte şeker hastalığı tedavisine girecek ve şeker hastalığının tedavisinde devrim yaratabilecek potansiyele sahip. Şuandaki şeker hastalığının tedavi metodu her gün birçok kere kan şekeri ölçme, insulin enjekte etme, yediklerindeki şeker miktarını sürekli takip etme sistemine dayanıyor. Şeker hastalığının vücuda zararını en aza indirebilmek için bunlar şart. Şeker hastası olanlar ya da şeker hastası olan çocukların aileleri sürekli bu hastalıkla yaşamak zorunda, bir diğer deyişle şeker hastalığı gün boyunca kendini hiç unutturmuyor ve sürekli uğraşılması gereken bir hastalık. Tedaviyi unuttuğunuzda affetmiyor ve kişinin komaya girmesine yol açıyor.  Hem doktorları olarak hem de aileler ve hastalarımızın kendileri ne kadar uğraşırsa uğraşsın günümüzde elimizdeki tedavi metodları ile  mükemmel kan şekeri kontrolünü sağlayamıyoruz. 

Bunu son dönemde Amerika da yaptığımız bir araştırma ile de gösterdik. Yapay pankreas sistemini  insulin kullanan tüm şeker hastaları için ideal kontrolü bu kadar sıkıntıya girmeden, otomatik sistemle halledebileceği için gerçekleştirmek istiyoruz. Sistem gerçekleştiğinde hastanıza kol saati takar gibi bir elektronik alet takıp bu aletin tüm tedaviyi siz hiçbir şey yapmadan sağlaması mümkün olacak. Bir nevi şeker hastalığınız olduğunu bile unutacaksınız.

Bu hastalığın dünyada ve Türkiye'de görülme sıklığı nedir, bu konuda istatistikî bilgileri paylaşabilir misiniz?
Yaptığım çalışmalar asrın hastalığı şeker hastalığını teknolojiyi de kullanarak yenmeyi amaçlıyor. Şeker hastalığı global bir hastalık ve dünyanın her yerinde hızla yayılarak her yıl daha fazla insanı etkileyen bir hastalık. Kontrol edilmezse erken dönemde şeker komasına uzun dönemde ise kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, körlük ve erken ölümlere yol açabiliyor. Yapay pankreas  ve çalışmalarını yaptığımız yeni insulin tedavileri başarılı olursa milyonlarca kişinin daha sağlıklı yaşamasını sağlayacak hatta hayatını kurtaracak ve kolaylaştıracak.



Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra pediyatri ihtisasını ve endokrinoloji ve metabolizma üst ihtisaslarını Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamladım. Mastırımı Yale Üniversitesi’nde bitirdim. 2007 yılından beri Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediyatrik Endokrinoloji ve Diyabet bölümünde öğretim görevlisiyim ve diyabet ve tedavisi  üzerine bilimsel araştırmalar yürütmekteyim. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü Pediyatrik Diyabet Tedavisi Grubu, Amerikan Diyabet Derneği Pediyatrik Diyabet Grubu, Juvenil Diyabet Organızasyonu Yapay Pankreas Konsorsiyumu üyesiyim. Aldığım  ödüller arasında Brown Üniversitesi Tıp Eğitiminde Mükemmellik Ödülü, Yale Üniversitesi 2010 yılı Genç Araştırmacı Ödülü ve Amerikan Araştırma ve Eğitim Kurulu 2011 Sunum Ödül’ü  sayılabilir. 
Yapay pankreas, diyabet teknolojisi ve insülin konusu üzerinde  birçok makalelerim yayınlandı ve ABD ve diğer bir çok ülkede araştırma konularım üzerinde  konuşmalar yaptım. Şuana kadar Yale Üniversitesinde  yirminin  üstünde bilimsel projenin başında yer aldım ve halen aktif olarak onun üzerinde araştırmanın  başında bulunan bilim kadınıyım.

Halen pratiğini yaptığınız branşın Türkiye ve ABD'deki durumunu karşılaştırabilir misiniz?
Diyabet üzerine yapılan çalışmalar diyabeti önleme, geriye yani tamamen sağlıklı hale döndürme buarada da diyabet hastalarını en iyi şekilde tedavi etme ana gruplarında yapılıyor. Tip 2 diyabet kilo verme, egzersiz ile bazen  geri döndürülebilse de 1 diyabeti geriye döndürebilen ilaç malesef henüz bulunamadı ama araştırmalar sürüyor. Günümüzün en popüler araştırması ise teknolojiyi diyabet tedavisinde aktif hale getirip bir nevi biyonik pankreas yapmak ve yeni insülinler geliştirip  mükemmel kan şekeri kontrolü sağlayabilmek ki ancak bu sayede böbrek yetmezliği, körlük hatta erken ölümler gibi kötü sonuçlar önlensin.

Tıp öğrenciliği yıllarımdan beri uluslararası sağlık kurluşlarının çalışmalarına da katılıyorum. Geri kalmış ülkelerde insulin bulamayan şeker hastası çocuklarla ilgili projelere de destek veriyorum. Türkiye ile de bağlantım kopmuş değil. Türkiye’deki 7’den 70’e diyabet hastalarını buluşturan www.diyabetimben.com grubu ile sürekli iletişim içindeyim. Onların 16 Şubat’da 1. kuruluş yılı toplantılarına şahsen olmasa da internet aracılığı ile katılma fırsatım oldu. Benim için çok zevkli bir sohbet oldu, umarım onlar da keyif almışlardır. 

Türkiye'de tıbbın durumu nedir? Ülke dışında tahsil almak gerekli midir? Kimler için daha uygundur?
Türkiye’de doktorlarımız dünyadaki gelişmeleri çok iyi takip ediyorlar ve çok başarılılar. Ellerinden geldiğince de bilimsel araştırma yapmaya çalışıyorlar fakat araştırma fonları ve imkanları benim gözlemlediğim kadarıyla çok kısıtlı.  ABD sağlık sistemi dışarıdan nasıl görünüyor bilemiyorum ama kendi içinde major sorunları var ve sağlık ödemeleri yüzünden birçok kişiyi iflasa sürükleyebiliyor, yine de çok disiplinli ve düzenli hasta takibine dayanan bir sistem. 

Halen üzerinde çalışmakta olduğunuz araştırma konusu nelerdir?
Ultra hızlı etkili insülinler üzerine yaptığım çalışmalar sürüyor. Geçen senelerde yaptığım ve başarılı sonuçlar aldığım yeni tedavi metotları şu anda FDA de gözden geçiriliyor. Eğer onay alırsa çok yakında diyabet tedavisini iyileştirmede hemen uygulamaya geçecek. Bu beni hem bilim insanı hem de doktor olarak çok mutlu ediyor.
Yakın gelecekte Türkiye’deki doktorlarla beraber çalışma yapmak  ve  Türk tıp öğrencilerine uluslararası  platformda bilimsel araştırma yapma konusundaki deneyimlerimi aktarabilmek en büyük dileğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi