Ana içeriğe atla

“SAĞLIK MUHABİRİ REKLAM HABERCİLİĞİ YAPMAMALI”

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER

Medyada yer alma isteği ve reklam gayesinin sağlıklı bilgi aktarma sorumluluğunun önüne geçmemesi gerektiğini belirten Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Besim Yıldırım, “Kurumlar gazetecilere reklam ve tanıtım materyallerinden ziyade haber niteliği taşıyan bilgiler vermelidir.  Gazeteci de bilgi kaynağını seçerken, kaynağın bu türden eğilimlerine karşı dikkat etmelidir” diye konuştu.

Sağlık haberciliği günümüzde medyanın reklam olarak gördüğü bir alana kaymaya başladı. Ancak reklam haberciliği yaparken, insanların sağlığı ile oynandığı unutuluyor. Sağlık haberi yaparken, konunun uzmanı olan doğru isimler seçerek habercilik yapmak medyanın asli görevidir. Gazetecinin kaynağını ya da konuğunu seçerken kaynağın ve konuğun ne kadar medyatik olduğu değil, konu hakkındaki bilgi düzeyini dikkate alması gerektiğini vurgulayan Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Besim Yıldırım, konu hakkında şunları söyledi: “Son dönemlerde arz talep ilişkisi bağlamında düşünüldüğünde medya da sağlık konularına yönelik içeriğin her geçen gün daha da artığını görmekteyiz. Hele de özellikle 1980'li yıllardan sonra neoliberal politikaların sağlık alanında ve hizmet sunumundaki etkileriyle beraber medya içeriğindeki magazinleşme sağlık haberlerinde de kendisini fazlasıyla hissettiriyor. Rekabetin ön plana geçmesiyle reklam, haber, öykü ve hatta bilgilendirme adı altında manipülatif bilgilerin çoğaldığı bir ortamda gazetecilerin sağlık konusunda vereceği her bilgi ve haberin çok ince düşünülerek kurgulanması gerekiyor.

Hastanın Tüketiciye Dönüştüğü Bir Ortamda Sağlık Okuryazarlığı Geliştirilmeli
Hastanın tüketiciye dönüştüğü bir ortamda sağlık okuryazarlığının geliştirilmesinde önemli bir işlevi olan medya yaşamsal bir önem taşımaktadır. Hastanın haklarının bilincinde olması, istismarı önleyen uygun kararlar verebilmesi, kavram kargaşalarından kurtulması medyanın bu konudaki işlevini ne denli yerine getirdiğiyle paraleldir. Bu yüzden de özellikle sağlık alanında içeriklerin oluşturulması ve sunulmasında medyanın işlevi yadsınamayacak ölçüde büyüktür. Fakat mevcut durumu göz önüne aldığımızda, sağlık haberciliğinin problemli bir alan olduğu, medyadaki sağlık konulu içeriklerin toplumdaki sağlık okuryazarlığını hem nitelik hem de nicelik bakımında dönüştürecek durumda olmadığını rahatlıkla görüyoruz. Bu problemlere kaynaklık etme noktasında sektörün yapısından gazeteciye, haber kaynağından eğitim kurumlarına kadar uzanan birkaç unsurdan bahsedilebilir.  Kısaca sağlık konulu medya içeriklerinin ciddiyetten yoksun, endüstrinin biçimlendirmesine açık ve popülist bir yaklaşımla çerçevelendiğini söyleyebiliriz.


Diğer Haber Türlerinden Ayıran En Önemli Özellik Konusu
Sağlık haberlerini diğer haber türlerinden ayıran en önemli özellik elbette ki konusudur. Sağlık haberleri, genel hatlarıyla sağlıkla ilgili politika üretenlerin görüşleri ve eylemleri, bu görüş ve eylemlerin eleştirileri, meslek örgüt ve kuruluşların faaliyet ve açıklamaları, sağlık uygulamalarına yönelik protesto ve eylemleri ele alınır. Toplum sağlığına yönelik uygulamalar, sağlık kurumlarının uygulamaları ve orada yaşananlar; hatalı uygulamalar, suç oluşturan fiil ve eylemler gündeme taşınır. Yine sağlık haberlerinde tanı ve tedavi yöntemleri, sağlık kurumlarındaki görev değişiklikleri, sağlık alanındaki yolsuzluk ve skandallar, afet ve felaketler, gündemdeki olaylar, hastalıklar, salgınlar, toplu zehirlenme vakaları, beslenme, zayıflama, güzellik ve egzersiz önerileri, doğum, ölüm ve kaza haberleri gibi konular işleniyor. Ayrıca sağlık uzmanlarıyla yapılan söyleşi ve görüşmeler, hastalıklara ilişkin tedavi yöntemleri, özel ve kamuya ait sağlık merkezlerinin basın bilgilendirmeleri, doktorların herhangi bir hastalık ya da sağlığa ilişkin görüşleri de sağlık haberlerinin konuları arasındadır. Öte yandan sağlık haberciliği yurtiçi ve dışındaki sağlıkla ilgili bilimsel gelişmeler, ilaç firmalarının çalışmaları, sağlık personeli, hasta ve hasta yakınları arasındaki ilişkiler ve hasta hakları gibi konuları da kapsıyor. 

Sağlık Haberciliğinin  Tarafları Gazeteci, Kaynak Kişi ve Kuruluşlardır
Genel açıdan bakıldığında sağlık haberciliğinin  tarafları gazeteci, kaynak kişi ve kuruluşlardır. Bu kaynak kişi ve kuruluşlar arasında hekimler ve sağlık çalışanları belirleyici aktörler olarak görünseler de sağlık hizmetine gereksinim duyanlar, hastalar, onların yakınları, sağlık kurumlarını yönetenler, alana ilişkin kuralları koyanlar, bu kuralların sağlıklı bir şekilde işleyip işlemediğini denetleyenlerdir. Ayrıca sağlık kuruluşlarının sahipleri ve idarecileri, sağlık alanına ilişkin gerekli olan bilgiyi, aracı, gereci üreten, öğreten ve işletenler ve dahası tüm bu faaliyet alanının sonuçlarından etkilenenleri de kaynak kişi ve kuruluşlar arasında sayabiliriz.

‘Birincil Kaynak’ Niteliğinde Olan Medya Bilgi Verirken Titiz Davranmalı
Şüphesiz medya, sağlıkla ilgili kavramların halkın zihnine yanlış ya da doğru biçimde yerleştirilmesi konusunda önemli bir işleve sahiptir. Bu sebeple de medya sağlık içerikli yayınlarını sağlık okuryazarlığını güçlendirmek üzerine düzenlemek zorundadır. Medya marifetiyle gerçekleşen sağlık iletişimi; bireylerin doğru sağlık davranışına yönelmesinden, tedavi süreçlerinde karar almaya, yanlış bilinen bilgilerin değişiminden ikna olmalarına kadar geniş bir çerçeveyi içermektedir. Bu durum, sağlık konusunda bireylerin tutumlarını, kanaatlerini ve tavır alışlarını şekillendirmede ‘birincil kaynak’ niteliğinde olan medyanın bilgi verirken titiz davranması gerekliliğine dayanak oluşturmaktadır.


Sağlık Haberi Yersiz Umut ve Karamsarlık Vermemeli
İdeal bir sağlık haberinin nasıl olması gerektiğine ilişkin hem medya hem de sağlık alanında ki mesleki kurum, kuruluş ve organizasyonlar bir takım ölçütler belirlemişlerdir. Bu ölçütlerde genel itibariyle haber içeriğinin zarar vermeyecek bilgilerden oluşması, derinlemesine araştırılarak doğru bilgilerden inşa edilmesi, yersiz umut ve karamsarlık vermemesi, duygu sömürüsü yapmaması, doğru haber kaynaklarının söylemlerini içermesi gibi unsurlar vurgulanmaktadır.

Sağlık Muhabirlerinin Rolü Tıbbi Yardımda Bulunmak Ya Da Teşhis Koymak Değil
Sağlık muhabiri yazılı, görüntülü ve online medyada kamuoyunu sağlık konusunda aydınlatma amacıyla görev yapan, dolayısıyla kamunun sağlık okuryazarlığı seviyesini artırmayı hedefleyen, konusunda uzmanlaşmış basın mensubudur. Yani bir muhabirin sağlık muhabiri olabilmesi için bir takım nitelikleri taşıması gerekiyor. Sağlık haberciliğinde yaşanan en önemli problemlerden biri medya profesyonelleri arasında uzmanlaşmanın yeterli olmamasıdır. Türkiye’de hem sektördeki istihdam yapılanmasında hem de gazetecilik eğitimi veren fakültelerin müfredatlarında alan muhabirliği desteklenmediği için sağlık alanında uzman haberci istihdamı yeterli değildir. Elbette ki bu durum medyadaki sağlık konulu içeriklerin niteliğini olumsuz anlamda etkilemektedir.

Genel itibariyle iyi bir sağlık muhabiri özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Sağlık muhabiri en başta kamu yararına taraftır ve bu doğrultuda haber üretmelidir. 
- Yaptığı işi yalnızca günlük mesleki rutinleri yerine getirmek veya yaşamını devam ettirmek için belirli bir ücret almak için değil, kamunun bilme, öğrenme ve haber alma hakkını karşılamak için yapmalıdır.
- Sağlık muhabirlerinin rolü tıbbi yardımda bulunmak ya da teşhis koymak değil, halkı bilgilendirme bakımından tıp otoritelerine yardım etmektir. Yani iyi bir sağlık habercisi doktor gibi davranmamalıdır.
- Sağlık alanı geniş bir uzmanlık bilgisi gerektirdiği için, habercinin her şeyden önce alana yönelik ilgi ve merakının olması gerekmektedir. Bu yüzdende sağlık habercisi alandaki gelişmeleri yakından takip edecek ve onları anlayacak, kaynak kişilerin söylediklerini kavrayıp değerlendirebilecek, olay ve gelişmeleri farklı boyutlarıyla birlikte düşünebilecek bir derinlik anlayışına sahip olmalıdır.
- Sağlık muhabiri okuduğu, duyduğu her şeye inanmamalı ama yazdıklarının inanılır olmasına özen göstermelidir.

Sağlık Personeli Uzman Olmadığı Konularda Konuşmamalıdır
Gazeteci öncelikle “reklam ve pazarlama aracı oluyor muyum?” diye sormalı kendine. Zira firma, özel kurum, ilaç firmaları ya da sağlık kurumlarının basın ve halkla ilişkiler faaliyetlerini yürüten iletişim uzmanlarının gazetecilere doğru bilgi aktarma sorumluluğu da vurgulanması gereken bir husustur. Bu kapsamdaki sağlık personeli popüler olma, medyada ‘görünür olma’ uğruna hasta mahremiyetini ihlal edecek bilgiler vermemeli, uzman olmadığı konularda konuşmamalıdır. Medyada yer alma isteği ve reklam gayesi sağlıklı bilgi aktarma sorumluluğunun önüne geçmemelidir. Kurumlar gazetecilere reklam ve tanıtım materyallerinden ziyade haber niteliği taşıyan bilgiler vermelidir.  Gazeteci de bilgi kaynağını seçerken, kaynağın bu türden eğilimlerine karşı dikkat etmelidir.


Sağlık Haberciliğinin Önündeki En Büyük Sorun Medyanın Mülkiyet Yapısıdır
Sağlık haberlerinin üretimi salt bir uzmanlık alanı değildir. Daha ziyade siyasal ekonomik ve toplumsal dinamikleri ilgilendiren ve bu dinamiklerle bir arada düşünülebilecek bir araştırma alanıdır. Bu yüzden de uzman bir gazeteci ideal olarak belirlenen ilkelere uygun bir biçimde içerik oluştursa bile bu içeriğin medyada yer alma garantisi bulunmamaktadır. Zira tiraj ve reyting kaygısı bu noktada temel belirleyici unsur konumundadır. Bu nedenle medyanın mülkiyet yapısı ve bu yapının medya politikalarına etkisi, sağlık haberciliğinde yaşanan sorunlar içerisinde en kapsamlı ve belirleyici olanıdır.

Kâr Kaygısı Medyadaki Sağlık Konulu İçeriklerde, Sağlığın Tüketime Yönelik Taraflarını İçeriyor
Gazetecinin profesyonel bakışından yayın politikasına, ekonomik koşullardan ideolojik ve hegemonik unsurlara ve tüketim kültürüne kadar birçok etken haberin üretim sürecini etkilemektedir. Haber içeriklerinin geniş kitlelerin ilgisini çekebilecek biçimde hazırlanması zorunluluğu, kâr kaygısını, haber üretim sürecini etkileyen en önemli faktör haline getirmektedir. Kâr kaygısı medyadaki sağlık konulu içeriklerde ciddi sağlık sorunlarından ziyade kapitalizmin ‘sağlıklı yaşam’ biçiminde formüle ettiği toplumun her kesimini tüketime öykündüren, güzellik, diyet, zayıflama, düzgün fizik, estetik gibi sağlığın tüketime yönelik taraflarını içermesine yol açmıştır.

Sağlık içerikli program ve haberlerin artışı, bu program ve haberlerin içeriklerinin nasıl olduğu ya da olması gerektiği gibi önemli bir tartışmayı da alevlendirmiştir. Medyanın sağlık konularını yoğun bir biçimde işlemesi olumlu bir gelişme olarak görülürken, tartışmaların asıl odak noktasını program ve haberlerin niteliği oluşturmaktadır.

Ismarlama Haberler Yoluyla 'Örtülü Reklam' Yapılmamalı
Sağlık haberlerinin oluşmasında haber kaynaklarının nitelikleri ve söyledikleri önemlidir. Bu da sağlık alanında kaynak olacak kişilerin sorumlulukları kadar gazetecinin konuya ilişkin kaynak ve konuk belirlemedeki sorumluluğunu da vurgulamaktadır. Sağlık haberciliğinde haber ve bilgi kaynakları merkezli problemleri genel itibariyle şu şekilde sıralamak mümkündür: özellikle televizyon reklamlarına çıkarak tıbbın otoritesini ticaret için kullanmak, uzmanı olmadığı alanlarda önerilerde bulunmak, hasta mahremiyetini hiçe saymak, daha fazla hasta çekmek ve bu yolla çıkar elde etmek için tıptaki ilerlemelerin abartılı bir şekilde kamuoyuna yansıtılması ve bu şekilde hastaların belli sağlık kuruluşlarına yönlendirilmeye çalışılması, hastaların çaresizliğini daha fazla para kazanmak için kullanmak, ısmarlama haberler yoluyla 'örtülü reklam' yapmak. Ancak bu tür durumlarda bile gazetecinin haber üzerindeki sorumluluğu ortadan kalkmamaktadır. İşe bu noktada gazeteci için kaynak seçme işlemi büyük önem taşımaktadır. Zira kaynakların sözleri, eylemleri ancak gazeteci ve medya kuruluşunun dolayımıyla halka ulaşır. Böyle bir durumda gazetecinin “kaynak yanlış bilgi verdi” ya da “eksik bilgi verdi” diyerek sorumluluğu üzerinden atma gibi bahanesi olmayacaktır. Çünkü gazeteci bir haberi oluştururken, kaynak seçiminden, bilgi toplama ve derleme biçimine kadar her aşamada sorumluluk sahibidir. Haberci, konu ve olaylarla ilgili farklı görüş ve yaklaşımları yansıtabilmek için bilgi kaynaklarının geniş ve farklı kesimlerden oluşmasına dikkat etmelidir. 
Kısacası gazeteci kaynağını ya da konuğunu seçerken kaynağın ve konuğun ne kadar medyatik olduğu değil, konu hakkındaki bilgi düzeyini dikkate almalıdır.


Sağlık Muhabiri Kamunun Sağlık Okur-Yazarlığı Konusunda Bilinç Kazanmasını Sağlamalı
Sağlık haberciliği ve programcılığı kendine özgü spesifik bir dili olan, yani herkesin anlamayacağı bir konuyu çoğunluğun anlayacağı bir dille açıklama işidir. Gazeteci en basit anlamıyla haberlerinde tıp dilini halk diline yaklaştırarak, kamunun sağlık okur-yazarlığı konusunda bilinç kazanmasını sağlamayı hedeflemelidir. 

Konu Seçilirken, Olay “Gerçek mi?”, “Önemli mi?”, “Yeni mi?”
Sağlık haberlerinin yazımı profesyonellik isteyen, planlanması ve son derece hassas olunması gereken bir süreçtir. İyi bir sağlık haberi yazabilmenin ilk şartı konu seçimidir. Konu seçerken genel yayın yönetmenin ve editörün taleplerinin dışında muhabirin kendisinin, yakın çevresinin ya da genel olarak toplumun gündelik hayatta yaşadığı problemler, mevcut gündem, insanların ihtiyaç duydukları, faydasına olabilecek bilgiler göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca konu seçilirken, olay “gerçek mi?”, “Önemli mi?”, “yeni mi?”, “bu konunun gündeme getirilmesi kime fayda ya da zarar getirecek?” gibi soruların cevapları önemli olacaktır. 

Sağlık Haberini Yazmak İçin Gerekli Bilgileri Toplamada İki Basit Prensip 
Sağlık haberinin yazılması derinlemesine araştırmaya bağlıdır. Elde edilen bilgiler net ve herkesin anlayabileceği bir formatta, sosyal yapıya uygun biçimde inşa edilmelidir. Sağlık haberini yazmak için gerekli bilgileri toplamada iki basit prensip izlenebilir. İlki daha az teknik kaynaklardan daha fazla teknik olanlara yönelmek, yani genellikle alandaki araştırmalara, makalelere, yasa ve uygulamalara bakmak, ikincisi ise yazılı kaynaklarla başlayıp, daha sonra insan kaynaklarına yönelmektir.

Gazeteci Haberini ‘Doğruluk’ Ve ‘Güvenilirlik’ Esaslarına Uygun Yazmalı
Internet ortamının bilgi kaynağı olarak kullanılmasının gazeteciye sağladığı avantajlar kadar sakıncaları da bulunuyor. İnternet, gazetecilerin geniş bir bilgi çeşitliğine çok kısa sürede ulaşması olanağı sunması açısından avantajlı bir bilgi kaynağıdır. İnternet sayesinde gazeteci bürodan ya da evden ayrılmadan haber yazmayı sağlayacak bilgilere ulaşır hale geldi. Ancak asıl uzmanlık burada devreye girmektedir. İnternette sağlık konulu içeriğin genişliği, nitelikli ve doğru bilgiyi seçme ve ayıklama gibi bir işlemi gerektirmektedir. Zira internetteki bilgilerin birçoğu kaynağı belirsiz ve doğruluğundan şüphe duyulacak bir niteliğe sahiptir. Burada gazeteci haberini ‘doğruluk’ ve ‘güvenilirlik’ esaslarına uygun yazabilmek için, hem hangi bilginin doğru olduğunu anlayacak kadar sağlık konusunda uzman, hem de konu hakkında doğru arama kriterleri oluşturarak bilgiyi nasıl ve nerede bulabileceğini bilecek kadar internet okuryazarı olmalıdır. 

İnternet Medyasındaki Sağlık Konulu İçeriğin Çoğunluğu Hem Özgün Değil Hem de Kaynak Gösterilmeden Yayınlanıyor
Son yıllarda internet gazeteciliğinin gelişmesi mevcut sağlık haberciliğine ilişkin alternatif yaklaşımların güçlendiği iddialarını gündeme getirse de, uygulamalara bakıldığında bu yaklaşımların ve iddiaların geçerliliği konusunda güçlü şüpheler duymaktayız. Ancak internet teknolojisinin, medya alanındaki faaliyetlerin maliyetlerini düşürmesi açısından egemen medyaya karşı alternatif yapılanmalara zemin hazırlayacak potansiyeli taşıdığı da bir gerçek. Özellikle bağımsız gazeteciler ve sağlık uzmanlarının internet teknolojisi sayesinde halka bilgi vermesi ve bu çerçevede toplumda sağlık okuryazarlığının gelişmesine katkıda bulunması mümkündür. Fakat gerek egemen medyadaki mülkiyet yapısının artık internet alanına da taşması, gerek reklam veren firmaların buradaki içeriği belirleme konusundaki güçlü bulgular ya da direk buradaki içeriğin ticari firmalarca oluşturulması, gerek okuyucunun bilgi alırken egemen medyaya yönelme alışkanlığı ve gerekse buralardaki içeriğin çoğunluğunun özgün olmayıp, kaynak gösterilmeden yayınlanması gibi nedenler yeni medyanın alternatif olma vasfını yitirmesine yol açmaktadır.

Yeni Medya Sağlık Konusunda da Alternatif Habercilik Yapamıyor
Her şeyden önce internet teknolojisinin alternatif olabilmesi için sağlık içerikli haberleri, egemen medyanın göz ardı ettiği konuları gündeme getirecek biçimde çerçevelenmesi gereklidir. Bunun için de mevcut egemen medyanın pratiklerini eleştirecek, yapılması gerekenleri var olanın eleştirisi üzerine kurabilecek bir anlayış geliştirilmelidir. Ancak bu anlayışla oluşturulacak habercilik etkinliğiyle egemen medyanın sağlık gündemi tartışmaya açılabilecek ve sağlık konulu içerikler magazinleştirilmeden, sansasyonel tarafları ön plana çıkarılmadan sunulabilecektir. Bunların yanı sıra medyatik isimler ön plana çıkarılmadan, ticari kaygılardan arınmış tamamen bilgilendirici ve bu yönde sağlıklı bir gündem oluşturacak nitelikte bir habercilik mümkün olabilecektir. Ancak hali hazırda internet yayıncılığında kanıta dayalı habercilikten ziyade doğruluğundan emin olmaksızın ‘kes kopyala yapıştır’ mantığıyla yapılmış haberlerin yoğunlukta olduğu görüyoruz.  

İnternette İsminin Başına Her Doktor Yazana İnanılmamalı
Halk sadece sağlık konulu içeriklere değil medya içeriklerinin tümüne karşı temkinli yaklaşmalı ve eleştirel bakabilmeli. Konumuz sağlık olduğu için sağlık içerikli metinlere özelikle kaynağa dikkat etmeli. Zira verilen bilgi kadar o bilgiyi kimin verdiği, ne kadar güvenilir olduğu da önemlidir. Özellikle izleyici ve okuyucuların internet içeriğinde kaynağı belirtilmemiş, reklamı anımsatan metinlere karşı mesafeli yaklaşmaları gerekiyor. İnternette isminin başına her doktor yazana da inanılmamalı, arama motorlarından o isim ve çalıştığı kurum araştırılmalıdır. Yani okuyucu ya da izleyici de kendi filtre ve teyit sürecini aktif konuma getirmelidir.

Yurtdışında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sağlık Muhabirliği Birliği (AHCJ) Etik İlkeler Belirliyor
Sağlık konulu yayınlara ilişkin ciddi anlamda bir denetim yok. Olsaydı ifade ettiğimiz olumsuzlukların sayıları daha az olurdu. Yurtdışında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sağlık Muhabirliği Birliği (AHCJ) , yurt için de ise Sağlık Bakanlığı’nın yanında Türk Tabipler Birliği (TTB), Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği (ESAM) gibi kurum ve kuruluşlar sağlık muhabirlerinin nitelikleri ve sağlık haberlerinin nasıl olması gerektiğine ilişkin kurallar koymuş ve etik ilkeler oluşturmuşlarsa da yine de bu konuda yapılan etik ihlallerin denetimi ve müeyyide uygulanması konusunda etkin bir denetim mekanizmasından bahsedemiyoruz.

Kışkırtıcı ve Haberin İçeriğiyle Bağlantısı Olmayan Malzemelerden Kaçınılmalı
Sağlık haberlerinde kullanılan fotoğraflarda temel kıstas kullanılan malzemenin haberi metninin içeriğini pekiştirmesidir. Sağlık haberlerinde kullanılacak fotoğraf, grafik, animasyon gibi görsel malzemeler haberin içeriği anlam bakımından destekleyecek, haberdeki ifadede vurguların anlaşılmasında yardımcı olacak nitelikleri taşıması gerekiyor. Sansasyonel, tamamıyla duygulara hitap edecek, kışkırtıcı ve haberin içeriğiyle bağlantısı olmayan malzemelerden kaçınılmalıdır.  Özellikle arşiv fotoğraflarda olayla ilgili olmayan kişi, kurum ve kuruluşları olayla bağlantısı varmış izlenimi doğuracak biçimde kullanmamaya özen gösterilmelidir. 
Haberde kaynak kesinlikle gerekli. Haberin güvenilirliği açısından haberde yer alan bilgilerin nasıl sağlandığı, kim tarafından söylendiği belirtilmelidir.

Besim Yıldırım Kimdir?
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun oldu. Ardından Ankara Üniversitesi’nde yaptığı yüksek lisans ve doktora tezlerinde yerel medya ve gazetecilik eğitimi üzerine tezler yazdı. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde habercilik, haber sosyolojisi, alan muhabirliği ve araştırma yöntemlerine ilişkin lisans ve lisansüstü düzeyinde dersler veriyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge