Ana içeriğe atla

GÖĞÜS HASTALIKLARINDA BU YÖNTEM TANIDA YÜZDE 91 BAŞARI SAĞLIYOR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana bilimi Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İsmail Savaş, son bir buçuk yılda 350 hastaya Endobronşiyal ultrasonografi (EBUS) ve eşliğinde transbronşiyal iğne aspirasyon biyopsisi ile yaklaşımda bulunduklarını ve tanı oranının yüzde 91.1’e yükseldiğini belirtti.

 Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle Bronkoskopi cihazlarında da şaşırtan gelişmeler oluyor. Brankoskopinin, akciğer hastalıklarının tanısında ve tedavisinde oldukça önemli bir inceleme yöntemi olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Ana bilimi Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İsmail Savaş, “Bu cihazların uç kısmına takılan ultrasonografi probuyla hastaların bronşlarının içinden eş zamanlı görüntü alınarak, göğüs kafesinin ulaşılamaz denilen veya sadece operasyonla ulaşılabilecek bölgelerine erişim sağlanıyor” dedi. 

Sıklıkla rastlanan göğüs kafesinin derinliklerinde lenf bezlerinin büyümesinin birçok akciğer hastalığında rastlandığını hatırlatan Savaş, bu bezlerden yapılan patolojik incelemenin hastalıkların tanısında önemli rol oynadığını kaydetti. Savaş, bu bezlere ulaşmanın her zaman kolay olmadığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Akciğer kanserlerinin tanısında ve yaygınlığının değerlendirilmesinde, tüberküloz hastalığında, lenfoma ve lösemi gibi birçok hastalıkta karşılaşılıyor. Bezlerin büyüdüğü durumlarda, sarkoidoz denilen nedeni bilinmeyen bağışıklık sistemi rahatsızlıklarında da bu yöntem tercih ediliyor. Endobronşiyal ultrasonografi ve eşliğinde iğne biyopsisi, başka organlara kanserlerin dağılımında büyüyen bu bezlerin hastalıkların tanısında cerrahinin yerini alan bu yöntem oldu.”

Lenf Bezi Biyopsilerinde Tanı Oranı Yüzde 93.5
Şüphelenilen hastalara çekilen bilgisayarlı toraks tomografisinde bu bezlerin büyümesinin gösterilmesinin önemli olduğunu dile getiren Savaş, “Tomografide bu bezlerin 1 cm üzerinde olması hastalık göstergesi olabiliyor ve biyopsi alma durumu ortaya çıkıyor. Bu konuda çok büyük serileri olan Alman doktor Felix Herth ve arkadaşlarının çalışmalarında 502 hastanın 1 cm den büyük lenf bezi biyopsilerinde tanı oranı yüzde 93.5 olarak bulunmuş.* 

350 Hastada Tanı Oranı Yüzde 91.1 
Ülkemizde de bu sistemle inceleme son yıllarda gündeme geldi ve birçok hastaya bu yolla yaklaşım yapıldı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıklarında son bir buçuk yılda 350 hastaya bu tip yaklaşımda bulunduk ve tanı oranımız yüzde 91.1 olarak oldukça etkili bir sayıya ulaştı.”

*( Herth F., Eberhardth R., Vilmann P et al: Real time endobronchial ultrasound guided transbronchial needle aspiration for sampling mediastinal lymph nodes. Thorax 2006;61:795-798.)

Med-Index


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi