Sağlık Bakanlığı'nın aile hekimlerinin hastanelerde nöbet tutmasını sağlayan yönetmeliği kabul etmediklerini söyleyen Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Girginer, “Yeni uygulama ile 40 saatlik normal mesai saatlerinin üzerine 30 saat hastane nöbeti verilmek isteniyor. Hekimlerinin nöbetleri dahil haftalık çalışma süreleri en çok 48 saat olabilir. Yeni getirilecek uygulama ile bir aile hekiminin 70 saat çalışması düşünülüyor” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerinin hastanelerde nöbet tutmasını öngören yönetmeliğine tepki gösteren Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), tarafından basın toplantısı düzenlendi. 65 ilin aile hekimleri dernek başkanları katıldığı toplantıda federasyon üyesi doktorlar üzerinde 'Aile hekimliğinde nöbete hayır' yazılı tişörtler giydi.
Kamu Hastaneler Birliği’nin hastanelerde oluşan aksaklıkları gideremediği için aile hekimlerine hastanelerde başka hekimlerin görevinin verilmek istendiğini belirten Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Girginer şunları söyledi: “Aile hekimlerinin başka hekimler yerine dolgu malzemesi olarak kullanılmasına karşıyız. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Aile sağlığı merkezlerinde aile hekimleri çalışırlar ve kendi görevlerini yaparlar. Birinci ve ikinci basamak kesinlikle birbirinden ayrıdır. Ülkemizde ise Kamu Hastaneler Birliğindeki bu açık aile hekimleri ile kapatılmak isteniyor. Hekimiz olağanüstü şartlarda, savaş gibi durumlarda her türlü görev yapmaya hazırız. Ama ayrı kurumlarda, ayrı iş işleyişi içindeki kurumlarda farklı hekimlerin görevlerini aile hekimleri olarak yapmak istemiyoruz. Biz kendi başarı öykümüzü yazıyoruz ve yazmaya devam ediyoruz. Aile hekimlerinin başka kurumlarda nöbet tutması bizim için çok önemli kırmızı bir çizgidir ve bundan da asla taviz vermeyi düşünmüyoruz.”
“Aile Hekiminin 70 Saat Çalışması Düşünülüyor”
Yeni uygulama ile 40 saatlik normal mesai saatlerinin üzerine 30 saat hastane nöbeti verilmek istendiğini kaydeden Dr. Girginer, “Hekimlerinin nöbetleri dahil haftalık çalışma süreleri en çok 48 saat olabilir. Yeni getirilecek uygulama ile bir aile hekiminin 70 saat çalışması düşünülüyor. Bu hekimin hata yapmasıyla hem de iş yükü ile ilgili bir sorun solarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
Dr. Girginer, bu konuda bir imza kampanyası başlattıklarını, sosyal medyada eylemler yaptıklarını, bu uygulamanın sürmemesi için seslerini duyuramadıkları takdirde süresiz iş bırakma eylemlerine başvuracaklarını belirtti.
“Aile Hekimleri E-Reçete Vermeyecek”
Aile hekimlerinin nöbet tutması ile yönetmelik değişikliği hakkında dava açmak için hazırlıklarını sürdürdüklerini anlatan Girginer, "Nöbet tutturulmak istenen aile hekimlerine hukuksal destek veriliyor. 21 bin aile hekimi kendilerine kayıtlı vatandaşları bilgilendirerek, artık aile hekimliğinde geri dönüş olduğunu, artık sağlık ocağı sistemine dönüş olduğunu, her gittiğinde bulamayacağınızı, onlardan şu ana kadar almış olduğunuz kaliteli eşit ve standart hizmeti alamayacaklarını anlatmaya çalışıyoruz. Ülkenin sağlık geleceği için aile hekimliğinden vazgeçilmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. 21 bin aile hekimi olarak ortak aktivasyonlar yapıyoruz. Hizmet alan vatandaşların mağdur olmaması için öncelikle merkezi randevu sisteminde aile hekimleri randevularını kaldırmaya başladık. Biz hastaları kabul ediyoruz. Hastalar diledikleri gibi aile hekimlerine gelerek muayene olabiliyorlar, ama biz sadece tepki olarak Merkezi Randevu Sistemi’nden aile hekimleri randevularını kaldırıyoruz. Biz hastaları kabul ediyoruz. Hastalar diledikleri gibi aile hekimlerine gelerek muayene olabiliyorlar, ama biz sadece tepki olarak merkezi randevu sisteminden aile hekimleri randevularını kaldırıyoruz. E-reçete verilmemeye başlandı” dedi.
"Aile Hekimliğine Sahip Çıkın"
Aile hekimlerinin özverili ve sorumluluk içinde yaptığı çalışmalar sayesinde ülke sağlık göstergeleri olumlu yönde değiştiğini kaydeden Dr. Girginer, “Anne ve bebek ölüm hızlarında ciddi oranda düşüşler kaydedildi. 2006 yılında anne ölüm hızı yüzde 28,5 oranındayken 2011’de bu oran yüzde 14,8’lere geriledi. Türkiye’de bebek ölüm hızında aile hekimliğinden sonra gözlenen düşüş de çok önemli. 2006 yılında bebek ölüm hızı yüzde 22,3 iken, 2008’de yüzde 17,9’a, 2009’da yüzde 13,1’e, 2010’da yüzde 10'a, 2011 yılında ise yüzde 9,1’lere kadar geriledi. Türkiye’de aile hekimliği sayesinde artık anneler bebekler ölmüyor, daha sağlıklı bir nesil yetişiyor” diye konuştu.
“Aile Hekimliği Uygulaması ile Aşılama Oranları Yüzde 97’ye Ulaştı”
Aşı takvimleri anne babaların işbirliği ile birlikte başarıyla uygulandığını dile getiren Dr. Girginer, şunları söyledi: “Aile hekimliği uygulaması öncesinde, 2000 yılında aşılama oranları yüzde 80’ler seviyesinde iken aile hekimliği uygulaması ile aşılama oranları yüzde 97’ye ulaştı. Türkiye, aile hekimliğiyle, aşılama oranlarında yakaladığı başarılarla dünyada örnek ülkelerden biri haline geldi. Yapılan çalışmalarda, 1994 yılında Türkiye’deki aşılama oranı yüzde 81’lerdeyken, Avrupa’daki aşılama oranı yüzde 89’lardaydı. 2002 yılında Türkiye’deki aşılama oranı yüzde 78, Avrupa da ki aşılama oranı ise yüzde 94’lerdeydi. Ancak 2011 yılı verilerine baktığımızda Türkiye de ki aşılama oranının yüzde 97 olduğu, Avrupa da aşılama oranının ise yüzde 94 seviyelerinde kaldığı görüldü.”
Yapılan basın toplantısının ardından federasyon üyesi aile hekimleri Sağlık Bakanlığı'na yürüdü. Doktorlar üzerinde 'Aile hekimliğinde nöbete hayır' yazılı tişörtleri Sağlık Bakanlığı önünde bıraktı.
Med-Index
Yorumlar