Ana içeriğe atla

“OKULLARA HEMŞİRE GÖREVLENDİRİLSİN”




Türkiye’de 20 bine yakın diyabetli çocuk yaşıyor ve her yıl yaklaşık 2 bin çocuk, bu hastalığın pençesine düşüyor. Prof. Dr. Şükrü Hatun, en azından diyabetli çocukların bulunduğu okullarda hemşire görevlendirilmesinin önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından yürütülen, Sanofi-Aventis tarafından desteklenen 'Okulda Diyabet Programı'nın tanıtım toplantısı yapıldı.
Ankara Rixos Grand Otel'de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, diyabette erken tanının tedavi için çok önemli olduğunu söyledi. Dünyada her 17 saniyede bir diyabet tanısı konulduğunu ve her 7 saniyede bir diyabetten bir kişinin öldüğünü belirtti. 81 ilden eğitimci ve sağlık uzmanının katıldığı ‘okulda diyabet programı’ toplantısında konuşan Prof. Dr. Hatun, okullarda yaşanan sıkıntıya dikkat çekti. Prof. Dr. Hatun, “Türkiye’de 6–16 yaş grubunda obezite sıklığı son 8 yılda yüzde 5’den yüzde 10’a yükseldi. Bu oran ekonomik durumu iyi olan kesimde yüzde 16’larda seyrediyor. Bu çocukların en az üçte biri erişkin dönemde obezite ve diyabet riski taşıyor. Zira Türkiye’de bugün 15–20 bin civarında diyabetli çocuk var ve bu sayıya her yıl bin 700 civarında yeni vaka ekleniyor. Bu çocukların çoğu eğitim ortamlarında sorunlar yaşıyor” diye konuştu.

“Her Okula Bir Hemşire”
“Her okula bir hemşire” önerisinde bulunan Prof. Dr. Hatun, en azından diyabetli çocukların bulunduğu okullarda hemşire görevlendirilmesinin önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Hatun, hemşire ihtiyacının tek nedeninin diyabet olmadığını dile getirerek, “Diyabet bunun örneklerinden bir tanesi. Onun dışında birçok hastalık var okullarda çocukların birlikte yaşadığı astım, kronik böbrek yetmezliği gibi hastalıklar var. Dolayısıyla büyük okullarda başta olmak üzere, bir okul hemşireliğine ihtiyaç var. Öğrencilerin insülin yapabilecekleri revir yok, kan şekerini düzenleyen diğer hormonları sakladıkları buzdolapları yok. Mekân sorunları söz konusu” dedi.

“Diyabetle Savaşmak Bizim Görevimiz”
Pediatrik Endokrinoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Peyami Cinaz ise ülkemizde bilgi aktarımı konusunda çok büyük sıkıntılar olduğunu ve diyabetle alakalı olarak basında gerçeği yansıtmayan haberlerin kol gezdiğini söyledi. Prof. Dr. Cinaz, "Dernek olarak ülkemizdeki diyabetle savaşmak bizim görevimizdir ve bu görevi yerine getirirken basın mensuplarından da bizi denetlemelerini istiyorum" diye konuştu.

“Diyabet Hasta Sayının 2025'te 380 Milyona Çıkması Bekleniyor”
Sanofi Aventis Türkiye Başkanı Olivier Guillaume, her kurumun toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirterek, "Diyabet dünyada çok tehlikeli bir duruma geldi. Şu an dünyada 285 milyon diyabet hastası var, bu sayının 2025'te 380 milyona çıkması bekleniyor." dedi.

Şişman Çocuk Sayısının 2 Milyona Ulaştığı Varsayılıyor
300’ü aşkın kişinin katıldığı toplantıda, okul kantinleri genelgesinin uygulamaları da gözden geçirildi. Ayrıca 14 Kasım 2011 tarihinde Türkiye’deki yaklaşık 60 bin okulda müfredata girecek olan “Çocuklarda Diyabet”, “Çocuklarda Şişmanlık ve Sağlıklı Beslenme” derslerinin içeriği üzerinde çeşitli fikir önerileri geliştirildi.
Şişman çocuk sayısının 2 milyona ulaştığı varsayılan Türkiye’de çocuklarda diyabet, şişmanlık ve sağlıklı beslenme konularında ulusal düzeyde bir bilinç oluşturulması amacıyla hazırlanan “Okulda Diyabet Programı”nın diğer adımlarını ise “Beslenme Dostu Okul Sertifikasyonu” ve “Diyabetli Çocuklara Burs Programı” gibi projeler oluşturuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi