Ana içeriğe atla

AĞIZ KOKUSUNDAN NASIL KURTULURSUNUZ?

Ağız kokusunun sebebi çok önemlidir. Sistemik bir hastalığın bulgusu değilse çoğunlukla diş odaklıdır. Detaylı bir muayene sonucunda tedavi uygulanır. Sakız ve ağız gargarası seçimine kadar bütün hijyen ürünlerinin kullanımında belli noktaları bilmek hayat kurtarıcı olabilir. 

Son dönemlerde Ramazan ayı ile gündeme gelen ağız kokusundan korunmanın yolları nelerdir? Ağız hijyenine dikkat etmenize rağmen bir koku mu oluşuyor? Toplulukta konuşurken çekiniyor musunuz? Sık sık aromalı sakızlara mı sarılıyorsunuz? Diş Hekimi Sibel Örsal ile ağız kokusundan kurtulmanın yollarını konuştuk. 

Ağız kokusu nedir?  Ağız kokusu neden olur? 
Ağızdaki hoş olmayan kokuya kısaca ağız kokusu veya “Halitosis” denir. Ağız kokusunu bir hastalık olarak tanımlamak zordur. Tek başına ağız kokusu çoğunlukla ağız bakımının eksikliği ve diş eti hastalığının sinyali olabilir. Ancak ağız kokusu çok önemli hastalıkların işaretçisi de olabilir. 

Ağız kokusunu patolojik ve fizyolojik olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür.

Fizyolojik ağız kokusu dediğimiz durum, her sağlıklı birey sabah uyandığında sindirim kanalında biriken gazlar veya dil sırtında üreyen bakterilerin sebep olduğu ağız kokusu ortaya çıkabilir. Dil sırtını fırçalamak ve sürekli olmamak şartıyla çinko içeren ağız gargaraları kullanmak etkili olabilir.

Patolojik ağız kokusu (gerçek halitosis) ise,  bir kısmı ağızlarındaki çirkin kokunun ya farkında değildirler, ya tolere etmektedirler veya kabullenmişlerdir. Bu kabullenme sosyal anlamda ve bireysel bazda kişinin içe kapanmasına dahi neden olabilir. Eşler arası bu sorunun konuşulmaktan çekinilmesi ilişkileri olumsuz etkilemektedir.

Ağız kokusunda etkili olan ürünler nelerdir? Aromalı sakızlar, şekerler gibi herkesin kurtarıcısı olan ürünlerin zararı var mı?
Ağız kokusu tedavisi çinkolu ürünler kullanılmalıdır. Çinkolu macun, gargara, sakız tercih edilebilir. Tedavi için chlorhexidin içeren gargaralar en çok 1 hafta kullandırabilirsiniz, aksi durumda hastanın dili ve dişleri kahverengi boyanacaktır. Çinko içeren gargaraları diş taşı temizliği yapılıp var olan problem giderildikten sonra kullanmak etkili olmaktadır. Ağız kokusu tedavisi çinkolu gargaraların chlorohexidin içermeyenleri ömür boyu kullanılabilir çünkü boyamaz. 

Ağız gargarası kullanmanın zararı var mı?
Ağız kokusu tedavisi için eczaneden alınan 10 gargaradan 9 tanesinde alkol vardır.  Alkol içeren gargaralar kokuda etkili değildir. Ağız kokusu tedavisinde çinkolu sakız verilebilir.

Ağız kokusu tedavisi nedir?
Ağız kokusu tedavisinin ilk adımı hastanın ağız hijyenini düzeltmek ve o şekilde korumaktır. Ağızda bakteri tutunabilecek her pürüzlü yüzeyi temizlemek gerekir. Ağız içerisindeki bütün yüzeyler bakterileri tutamaz olmalıdır, cilalı olmalıdır. 

Ağız kokusu tedavisinde en sık rastlanan problem köprü gövdesinin altının kapalı olarak hazırlanmış olmasıdır.  Köprü taşıyan bireyler potansiyel ağız kokusu hastasıdır. Bundan şüpheleniliyorsa, köprüleri sökülmelidir. Sayısız ağız kokusu vakası sadece ağızdaki köprüler sökülünce kaybolmaktadır. Yapılan köprü tedavilerinde alt kısmı çok iyi temizlenecek şekilde olmalıdır. 

Ağız kokusu tedavisinde diş fırçası kullanımı çok önemlidir.  Yumuşak fırça ve pilli diş fırçaları önerilmez. Orta sert fırça kullanılmalıdır.

Dil yüzeyine yapışan eklentiler kokuya sebep olur. Ağız kokusu tedavisi dil fırçalamanın ağız kokusu üzerine engelleyici etkisi yüzde 88’lere kadar çıkmaktadır. Keratinleşmiş kıllı diller en fazla fırçalanmaya ihtiyaç duyanlardır. 

Diş Hekimi Sibel Örsal kimdir?
Hacettepe Diş hekimliğine girmiş ve 1990 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Periodontoloji Ana Bilim Dalında araştırma görevlisi olarak başlamış ve 1995 senesinde uzmanlık unvanını almıştır. Nişantaşı Doktorlar Merkezindeki muayenehanesinde  çalışmalarını sürdürmektedir. Türk Periodontoloji derneği ve IAP üyesidir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...