Ana içeriğe atla

SAĞLIKTA ŞİDDETE KADIN ELİ DEĞMELİ-4

Kadın sağlık çalışanları yaşanan şiddet olaylarına nasıl bakıyor ve çözüm önerileri ne? Sağlıkta şiddet haber dosyası ile bu alanda yapılacakları ilk kez farklı bir bakış açısı ile ele alıyoruz.

 Kadınlar güç demektir. En zor koşullarda bile dimdik durabilmektir. Kadınların ne kadar zor işlerle bile baş edebildiğini kabul etmek bazıları için kabul edilmez. Ancak kadınlar, o işleri de başarıyla yapar. Her şeyde olduğu gibi sağlıkta şiddet konusunda da kadınların farklı bakış açıları ve çözüm önerilerinin etkisi olacaktır. Med-Index olarak dosya haber çalışması ile konuya dikkat çekerek, kadın sağlık çalışanlarının görüşünü almaya devam ediyoruz. 

“Hasta veya Yakınları Nedense Erkek Doktoru Kıdemli ve Bilgili Sanma Eğiliminde”
Hematoloji Yan Dalı yapan Dr. Esra Turan konu hakkında şunları söyledi: Toplumun kadına bakış açısı ve değer yargıları burada bazen şiddet bazen de mizah olarak kadın doktora yansıyor. Acillerde evdeki kadınına davrandığı şekilde emreden bir dolu erkek hasta, insanı olduğundan daha sert ve agresif hale getiriyor. Hasta veya yakınları nedense erkek doktoru kıdemli ve bilgili sanma eğiliminde.

“Genç Erkek Hasta Grubu Dışındaki Tüm Hasta Grupları ile Daha İyi İletişimimiz Oluyor”
Benim branşım gibi kronik hastalıkla mücadele edilen ve yaşlı hastaların fazla olduğu branşlarda ise kadın doktor olmak bence avantaj sağlıyor. Genç erkek hasta grubu dışındaki tüm hasta grupları ile daha iyi iletişimimiz oluyor. Bu branşlardaki hastalar fiziksel saldırganlıktan çok, resmi yollarla şikayette bulunuyorlar. Buna rağmen 1,5 yıllık takipte bana bir türlü doktor hanım demeye dili dönmeyen, yani ‘Doktor Bey'im’ onlar için hastalarım da işin gülümseten tarafı oluyor. 

“Muayene Aralıklarının Minimum 20 Dakika Olması Gerekir”
Hasta ve yakınlarının genelde en çok şikayetçi oldukları şeylerden biri polikliniklerde 'yeterince bilgilendirilmedikleri' konusunda oluyor. Yeterince bilgi alabilmeleri için 4-5 dakikada bir hasta muayene edilen sistemin iptal olması gerekiyor. Muayene aralıklarının minimum 20 dakika olması gerekir. 

“Acilde En Önemli ve Sinir Bozucu İş Yükü Polikliniğe Başvurması Gereken Hastaların Ön Planda İlgi İsteyip Yaygara ve Galeyan Yaratmaları”
Acilde en önemli ve sinir bozucu iş yükü ise, polikliniğe başvurması gereken üst solunum yolu enfeksiyonu, ayak mantarı gibi tanılı hastaların ön planda ilgi isteyip yaygara ve galeyan yaratmaları. Bu hasta grubunun başvurusunda tanısı yazıldığı an, sistemin acilden bu hasta reçetelerinin karşılamaması tetkik muayene ve ilaçları hastaların cebinden ödemesini öneririm. Böylece acil doktorunun da üzerine yürüyemez 'biz acil değil miyiz?' sorusuna devlet ‘hayır’ demiş olur. Böylece 5-10 yıla kadar acil kültürü de halkımızda oturur diye ümit ediyorum.

'Hastane Güvenlikleri Sadece Kendi Güvenliklerini Sağlar'
Her yoğun acil serviste, polis birimlerinin bulunması gerekiyor. Malum güvenliklerin hasta ve yakınlarına müdahale hakkı yok. Aslında, bu nedenle 'hastane güvenlikleri sadece kendi güvenliklerini sağlar'. Tüm devlet hastanesi asistan hekimlerinin en iyi öğrendiği yazılmamış kanundur. Eğer bir hasta yakını bir doktoru ölümle tehdit ederse mesai, savcılık tarafından direkt soruşturma açılmasını öneririm. Sadece telefonla başvurulduğunda bile biz doktorlar yazılı savunma veriyoruz. Sonraki dönemlerde de o hastayı asla tedavi etmeme hakkı olmalı. Hekimlerin can güvenliğimiz için yapılmalı. 

Hasta Yakınını Şiddete İten Faktörler
Hasta yakınını şiddete iten faktörler, genç erkek hasta yakını, hastanın kronik bir hastalıktan dolayı değil kaza, yaralanma veya intihar girişimi gibi ani olaylar nedeniyle başvurması. Hasta yakının eğitimsiz, hastalık öncesi hasta ile yakının tartışmış olması veya yaşlı ise hastaya bakmamış olmasıdır. Durumu ciddi olan hastanın, doktor veya ekip tarafından yeterince ciddi açıklanmamasıdır. 

“Kadınların Şiddet Eğilimi Daha Az”
Kadın hasta yakını hem beceri olarak hem iletişim yeteneği olarak daha iyidir. Kadınların şiddet eğilimi daha azdır. Bu nedenle sağlıkta kadın ne kadar aktif olursa hem doktor hem hemşire hem hasta yakını olarak o kadar az şiddet olacaktır.”


Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...