Ana içeriğe atla

SAĞLIK SAATLİ BOMBA OLMASIN

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’de Sağlık Yönetim Danışmanı Dr.S.Haluk Özsarı “Sağlık Sigortacılığı” konusunda konferans verdi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’de Sağlık Yönetim Danışmanı Dr.S.Haluk Özsarı “Sağlık Sigortacılığı” konusunda konferans verdi. Sağlık hizmetlerinde üç paydaşın önemli olduğunu söyleyen Dr. Özsarı bunların, hizmeti alan, hizmetin parasını veren ve hizmeti sunan birimler olduğunu kaydetti. Dr. Özsarı, Sağlık Hizmetlerinin özellikleri hakkında şöyle konuştu: “Arzı pahalıdır. Talebi tüketici belirlemez, toplumsaldır. Sadece kar amaçlı olamaz. Talebi rastlantısaldır. Talep esnekliği katıdır. Tanıdıkça beğenisi artan bir branş değildir. Tanıdıkça beğenisi azalan bir alandır. Kapsayıcılık, hakkaniyet, ulaşılabilirlik, harcanan değer olma, maliyet etkililik, verimlilik özelliklerdir. ABD Başkanı Obama, Amerikan Tabipler Birliğinin toplantısında konuşmasında Sağlık hizmetlerinde farklı bir deyim kullandı eğer sağlık hizmetleri ABD’de bu şekilde giderse Amerika’nın ekonomisini iflasa sürükleyebilecek bir saatli bomba olmuştur. Dedi. Sağlık hizmetleri ne kadar kaynak ayırsanız da sorun parayı kim verecek hizmeti kim sunacak noktasında düğümleniyor.” dedi.

Sağlık’ a Yatırım
Sağlık finansmanının ve sağlık hizmet sunumunun toplumu direk olarak etkileyen unsurlar olduğunu ifade eden Dr. S. Haluk Özsarı, “kaynak oluşturma, finansmanını sağlama ve hizmeti sunma anlamında bakıldığında bunlar toplumun sağlık geleceğini direk olarak etkileyen unsurlardır. Ülkenin ekonomik olarak bakıldığında politikaları, kamu hizmetleri kurumlar, beşeri ve yatırım sermayesi ve teknoloji yer alırken diğer tarafta da gelişim çok önemli başlık oluşturur. İnsanları sağlıklı tuttuğunuz veya sağlığına kavuşturduğunuzda üretime katkıda bulunmuş olursunuz. Onun için sağlığa yatırım mı sağlıkta yatırım mı diye düşünüldüğünde sağlığa yatırım kavramı dünyada çok öne çıkmaya başlamıştır. Bütün dünya ülkelerinde de coğrafi olarak sağlıkta çok eşitsizlikler vardır. Sağlıktaki eşitsizlikleri azaltmak, Geri ödeme yöntemleri denildiğinde ödeme biri geri ödemedir. Hizmeti sunanla ödemeyi yapan arasında finansal riski minimalize olduğu ödeme şekli teşhise dayalı ödeme şeklidir. SGK’nın paket sisteminin ödeme sistemidir. Hacettepe Üniversitesinin yaptığı proje kapsamında veri toplanmakta ve hazırlanmaktadır. 70 yaşında şeker hastasının kalp ameliyatı olmasıyla 60 yaşındaki birinin kalp ameliyatı olması veya 40 yaşında obezitesi olan bir kişinin de kalp ameliyatı olması eşit değildir. Bu sistem ortaya çıkarır” şeklinde konuştu.

Ödeme Şekilleri
Geri ödeme yöntemlerinin ekonomistler ile hekimleri karşı karşıya getirdiğini kaydeden Dr. Özsarı, “Ekonomistler derki ödeme mekanizmalarının hekimlerin tutum ve davranışları üzerinde çok etkisi olduğunu savunur, sağlık hizmet sunucuları da akılcı işletmeciler gibi davranmaya çalışır. Hekimlerin karşı çıkışı da, “Hipokrat Yemini”, tıbbi etik yaklaşımı, vicdani tutum vb. temelinde iktisadi yaklaşımın önüne geçer. Ödeme yöntemleri değerlendirme kriterleri sunulan hizmetin kalitesi,maliyeti azaltma etkisi (sağlık harcamalarını azaltma etkisi), yönetim giderleri ( idare, izleme, güçlendirme vb.), teknik verimliliğe ve tahsisat verimliliğine etkisi, hakkaniyete etkisi. Sonuçta, her ödeme sistemi, hükümet, ödeme kuruluşu, hizmet sunucu, hekim ve diğer sağlık görevlileri ile hastalar açısından farklı etkisi olmaktadır. Bir ülkede hangi ödeme sisteminin seçileceğine karar verilirken; sağlık yönetim sisteminin hazırlıklı olması, kurumsal destek durumu, yönetim bilgi sistemlerinin bulunabilirliği, diğer reform bileşenlerinin durumu, ekonominin alanlarındaki reform hareketleri, hükümetin sağlık hizmetlerindeki kısa ve uzun dönem hedefleri dikkate alınmalıdır” şeklinde konuştu.

Sağlık sigortacılığı standartları belirlenmiş hizmeti önceden ödenen prim karşılığı alındığını kaydeden Dr. Özsarı şöyle konuştu: “Neden sağlık sigortacılığı önemlidir? Çünkü, sağlık hizmetleri; talebini tüketici belirlemediğinden sistem, arzı pahalı olduğundan denetim gerekir. Özellikle son 10 yılda yerleşen bir kural var, hizmetin fazla kullanımı, az kullanımı ve kötüye kullanımı. Bunun için denetimi gerekir. “

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...