Ana içeriğe atla

GEBELERDE, DİYABET VE TİROİD

Bu yıl ilki gerçekleştirilen Gebelik ve Endokrinoloji Sempozyumu, farklı branştan uzmanları bir araya gelerek bilgi alışverişini sağladı.

1.Gebelik ve Endokrinoloji Sempozyumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde gerçekleştirildi. Toplantı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı ve Kadın Doğum Anabilim dalı tarafından ortak hazırlandı. Ankara’daki çeşitli üniversite ve hastaneler başta olmak üzere 250 katılımcının olduğu toplantıda Diabetes Mellitus ve Tiroid hastalıkları ele alındı.
Gebe hastalara karşı öğrencilerin ve asistanların ilgisinin yoğun olduğunu kaydeden Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Metin Arslan, senelerdir gebeler ile ilgili sempozyum yapılmadığını ve bu toplantıyla ilkinin gerçekleştirildiğini ifade etti. Bu sene diyabet ve tiroid hormonunun ele alınmasının yanında “Gebelikte insülin tedavileri” ve “Gebelikte insülin pompa tedavisi” konularının da anlatıldığını vurguladı.

“Ağızdan Alınan İlaçlar Kontrandikedir”
Gebe diyabetli hastaların endokrinologlar ve kadın doğumcuların birlikte takip etmeleri gerektiğine işaret eden Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arslan, “Gebede göz dibi muayenesi de ara ara yapılması gerekiyor. Gebe diyabetlilerde kan şekeri ayarı çok önemli. İlk belirti, fetüsün kilo almasıdır. Öncelikle gebeye diyet tedavisi veriliyor. Ağızdan alınan ilaçlar kontrandikedir. Diyetle kan şekeri ayarlarına ulaşılmazsa insüline geçiliyor. İnsüline geçince 1 ya da 2 defa da ayar sağlanamıyorsa günde 4 defa yapılmalıdır. Toplantıda kadın doğumcuların vurduladığı konu ise, bazen diyetten dolayı anne kilo almamak için fetüste beslenme yetersizliği olabiliyor. Günde 6 öğün uygulanan diyet yapılmalıdır. Tedavinin zamanı aksatılmamalıdır, ayrıca kan şekerinin yükselmesi gibi düşmesi de önemli. Kan şeker değeri 65’in altına düştüğünde ölü doğumlar olabiliyor” dedi.


“Gebelikte 24-28. Haftalarda Tarama Yapılıyor”
Bebek 4,5 kilo doğmuşsa annede diyabetten şüphelenmek gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Arslan şöyle konuştu: “Gebelikte 24-28. haftalarda tarama yapılıyor. Gebe olmayanlarda kan şekeri değeri 6,5- 7 olurken, bu değer gebelerde daha da düşük olmalıdır. Gebelikte oluşan diyabet hastalarının yüzde 50’sinden fazlasında doğum sonrası diyabet ortaya çıkmıyor. Ancak hasta doğumdan sonrada izlenmelidir. Kişi kilolu ise insülin direnci işe karışıyor ve onda diyabet devam edebiliyor. Büyük çoğunlukta gebelikte diyabet çıkıyor ve sonrasında devam etmiyor. Diyabet oranlarını düşürmek için akraba evliliği yapılmayacak, kilo alınmayacak ve sedantar yaşam olmayacaktır.”


Gebelerde Tiroid Hastalıkları
Gebelikte tiroid hastalıklarının hem hipertirodi hem de hipotiroidi görülme sıklığının daha fazla olduğunu kaydeden Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Füsun Baloş Törüner, tiroid hastalıklarının özellikle gebelik döneminde tanı ve tedavisinin son derece önemli olduğunu iletti. Gebelikte karşılaşılan tiroid hastalıklarının bazen tedavi gerekmediğini sadece izlem yapılmasıyla önüne geçildiğini kaydeden Doç. Dr. Törüner, yanlış uygulamaların gereksiz küretajlara neden olabildiğine dikkat çekti. Gebelikte ilaç kullanılmaması gibi genel kanının aksine hipotiroidi hastalarında bu durumun tersinin gerçekleştiğini dile getiren Doç. Dr. Törüner, gebenin iyi takip edilmesiyle fetüsün zarar görme oranının minimalize edildiğini vurguladı. Tanıda yaşanan zorluğun hamilelikte rastlanan terleme, titreme ve bulantı gibi belirtilerle karışabildiğini söyleyen Doç. Dr. Törüner, gebelik sürecinde tiroid hormonlarının kontrol edilmesi gerektiğini ilk 8 haftada tespit edildiğinde sonuçların daha başarılı olduğunu dile getirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...