Ana içeriğe atla

HASTANELER BİRLEŞİYOR

Tarihi binasında yıllardır hizmet veren Eskişehir Zübeyde Hanım Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Eskişehir Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile birleştiriliyor.

1935 yılında Çocuk Hastalıkları Servisi olarak hizmet veren binada, demiryolu çalışanlarına hizmet vermek amacıyla 50 yataklı bir hastane olarak hizmete açılmıştır. 5283 sayılı yasa ile 19 Şubat 2005 tarihinde Sağlık Bakanlığına devredilmiş ve Eskişehir Zübeyde Hanım Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olarak hizmet vermeye başlamıştır. Eskişehir’deki hastanelerin ziyaretinde Sağlık Dergisi ekibimize eşlik eden İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Koray Arberk ile birlikte Eskişehir Zübeyde Hanım Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Cengiz Koçyiğit ile sohbet ettik. 12 Haziran tarihinde resmi olarak Eskişehir Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile birleşme olduğunu ifade eden Dr. Arberk, önümüzdeki günlerde fiili birleşmenin olacağının bilgisini verdi

Her Şey Daha İyi Hizmet İçin
200 yataklı hastanede 2008 yılında yatan hasta sayısı 14 bin 725, poliklinikte muayene olan hasta sayısı 179 bin 941 olarak belirten Dr. Koçyiğit, 272 kadrolu ve 139 sözleşmeli personel ile hizmet verdiklerini iletti. 2008 yılında gerçekleştirilen doğum sayısının 2 bin 839 olduğunu ifade eden Dr. Koçyiğit, 2009 yılının ilk 4 aylık verileri hakkında da şöyle konuştu: “Yatan hasta sayımız 5 bin 095, poliklinik sayımız 65 bin 865 ve 792 doğum gerçekleştirilmiştir. Binanın tarihi yapısından dolayı, hasta odalarında tek kişilik, 2 kişilik gibi odaların tadilatı ve lavabo eklenmesi söz konusu olmuyor. Ancak raylı sistem üzerinde olan hastane binası depreme dayanıklılık açısından çok güzel inşa edilmiş. Hizmet vermeye başladığımız günden bu yana danışma ve yönlendirme hizmetleri poliklinik, acil servislerde hizmet vermeye başladı. Laboratuar soğuk hava deposu oluşturuldu. Birimlere ısı ve nem ölçer takıldı. Mammografi ve kemik dansitometri cihazları alınırken, hastalara daha konforlu hizmet sunabilmek için hasta perdeleri ve refakatçi koltukları yerleştirildi. Kadın doğum ve yeni doğan yoğun bakım ünitesi oluşturuldu. 15 kuvöz ile birinci basamak yoğun bakım hizmeti verilmeye başlandı. Bebek emzirme odaları hazırlandı. Polikliniklere ekranlar yerleştirildi. Hemşire çağrı sistemleri hizmete girdi” dedi.

Depodan Polikliniğe
2007 yılı Ekim ayından bu yana görev yapan Dr. Koçyiğit, bodrum katın yarısını yemekhane haline çevirerek, yemekhanenin bulunduğu bölümü de radyoloji bölümüne taşıdıklarını böylece fiziksel şartları daha kullanılır hale getirdiklerini kaydetti. Hastanenin arkasında bulunan 2 katlı depo bölümünü çocuk polikliniği haline dönüştürmeyi planladıklarını ifade eden Dr. Koçyiğit, İl Özel İdareden izin alındığında hemen işlemlerin başlayacağının müjdesini verdi. Dr. Koçyiğit, çocuk doktoru açığı bulunan hastanede yoğun bakımın aktif olması için her şeyin hazır olduğunu ancak hekim açığından birinci basamak olarak hizmet verdiklerini kaydetti. Dr. Koçyiğit, 36 haftanın altındaki bebekleri hastanedeki yoğun bakımda tutamadıklarını, çünkü bu tip prematürelerde 2. basamak yoğun bakım hizmetlerinin verilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...