Ana içeriğe atla

“FIRSATINIZ OLSAYDI MESLEĞİNİZİ DEĞİŞTİRİR MİYDİNİZ?”

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Sağlık-Sen tarafından düzenlenen toplantıda 'Türkiye'de Sağlık Çalışanlarının Tükenmişlik Araştırması' sonuçlarını açıklayan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, “'Fırsatınız olsaydı mesleğinizi değiştirir miydiniz?' sorusuna sağlık çalışanlarının yüzde 60.80'i 'Evet, fırsatım olsa başka bir meslek seçerdim', yüzde 39.2'si 'Hayır' cevabını verdi” dedi.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, 'Türkiye'de Sağlık Çalışanlarının Tükenmişlik Araştırması' sonuçlarını açıkladı. Memiş toplantıda yaptığı konuşmada, sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çekerek, sağlık alanındaki istihdam yetersizliğinin, çalışanların iş yükü altında ezilmesine neden olduğunu, bunun da AB ülkelerindeki çalışanlara göre Türkiye’deki sağlık çalışanlarının en az 3 kat fazla çalışmaya mecbur bırakıldığını söyledi. ‘Tam Gün Yasası’ndaki resmi düzenleme ile haftalık 8 saate indirildiği söylenen mesai saatleri ve nöbet sürelerinin, halen ve fiilen 9 saat olarak uygulanmaya devam edildiğini kaydeden Genel Başkan Metin Memiş, mesai saatlerinin belirsizliği ve nöbet sürelerinin uzunluğunun sağlık çalışanları için önemli bir sorun olduğunu kaydetti.

“Sözleşmeli Personel İstihdamı Ve Taşeron Firma Çalışanlarının Durumu En Çok Tartışılan Konular”
Döner sermaye oranlarındaki belirsizlikler ve değişikliklerin çalışanların motivasyonunu da etkilediğini söyleyen Metin Memiş, "Döner sermaye bir bahşiş değil, çalışanın emeği sonucunda elde ettiği haktır" diye konuştu. Memiş, sağlıkta daha adil bir ek ödeme sisteminin bir an önce ikame edilmesi gerektiğine de vurguladı. Sağlıkta farklı istihdam modellerine bir an önce son verilmesini isteyen Memiş, " Sözleşmeli personel istihdamı ve taşeron firma çalışanlarının durumu sahada en çok tartışılan konulardan biridir. İş güvencesi tehdidi altında olan çalışanlar ile sağlıkta daha nitelikli bir sonuç elde etmeye çalışmak haksızlıktır. Sağlıkta farklı istihdam modellerine bir an önce son verilmelidir. Sağlık hizmetleri, kadrolu kamu çalışanı eli ile gördürülmelidir." dedi. Şiddet olaylarına da değinen Memiş, "Sağlık ortamında yaşanan şiddet, diğer çalışma oranlarına göre 16 kat fazladır ve günden güne de artmaktadır." şeklinde konuştu.


“Türkiye’de Sağlık Çalışanları Tükenmişlik Araştırması”
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş tarafından açıklanan“Türkiye'de Sağlık Çalışanları’nın Tükenmişlik Araştırması’nda” katılımcılara yöneltilen sorulara verilen cevaplardan bazıları ise şu şekilde yer aldı:

'Fırsatınız olsaydı mesleğinizi değiştirir miydiniz?' sorusuna sağlık çalışanlarının yüzde 60.80'i 'Evet, fırsatım olsa başka bir meslek seçerdim', yüzde 39.2'si 'Hayır' cevabını verdi.'Fırsatınız olsa çalıştığınız hastaneyi değiştirir miydiniz?' sorusuna ise, katılımcıların yüzde 55.5'i 'Evet değiştirirdim' derken, yüzde 44.5'i değiştirmeyeceğini belirtiyor.

-'Sağlık Bakanı olsaydınız yapacağınız ilk icraatınız ne olurdu?' sorusuna sağlık çalışanlarının yüzde 45'i, 'Döner sermaye dağılımı ve performans sistemini değiştirirdim' cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 14.1'i 'Çalışanlarımla iletişim halinde olurdum' derken yüzde 12.1'i 'Sözleşmelileri ve şirket elemanlarını kadroya alırdım' diyor.

-Sağlık çalışanlarını en çok kızdıran üç seçenek işaretlenmesi istendiğinde, 'hastane yönetimi' yüzde 24.6 ile ilk sırada, 'Sağlık Bakanlığı' yüzde 24.3 ile ikinci sırada, 'hasta ve hasta yakını' seçeneği ise yüzde 22.1 ile üçüncü sırada yer alıyor.

-Türkiye’de en zor mesleklerden biri olarak bilinen polislikte duygusal tükenmişlik düzeyi 25,85 iken sağlık çalışanlarında bu oran 23,96 düzeyindedir. Bu rakamlar da göstermektedir ki sağlık çalışanlarının mesleki anlamda yaşadıkları zorluklar polislerin yaşadığı zorluk düzeyine yakındır. Bu husus araştırmamızda dikkat çekici bir unsur olarak yerini alıyor. Bundan dolayı bütün sağlık çalışanlarına da polislik mesleğinde olduğu gibi fiili hizmet zammı (yıpranma payı) verilmelidir.

-Kadın sağlık çalışanları, duygusal tükenmeyi erkek çalışanlara göre daha fazla yaşıyor. Yaş ilerledikçe tükenmişlik düzeyleri düşüyor. Tükenmişliğin en yoğun yaşandığı sağlık kurumları arasında üniversiteler ilk sırada yer alıyor. Bunu Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler ile 112 Acil sağlık hizmetleri takip ediyor.

-'Hangisi olsaydı daha mutlu olurdunuz' sorusuna 'Adil yöneticiler' diyen sağlık çalışanlarının oranı yüzde 23 iken, 'Değer ve saygınlık' diyenlerin oranı yüzde 18.6 olarak yer aldı. 'Daha anlayışlı hasta ve hasta yakınları' diyenlerin oranı ise yüzde 14.1 oldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi