Ana içeriğe atla

MUCİZELERE İNANMALI MIYIZ?

İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olaylar olabilir hayatta. İmkansız denilen olduğunda da bir mucize oldu, gerçek oldu deriz. Peki sağlık haberlerinde her gün gördüğümüz mucizelere inanmalı mıyız?  Sosyal medyada dolaşırken ne kadar çok sağlık ile ilgili yazılarla karşılaşıyoruz değil mi? Bazı sağlık haberlerinde mucize tedaviler, her derde deva bitkilerden söz ediliyor. Peki, bunlar doğru mu?

Mucize kelimesi geçen haberleri okurken çok dikkat etmelisiniz. Özellikle haberde “mucize” kelimesi geçiyorsa durup bir düşünmelisiniz! Her derde deva diye başlayan tedavi her ne ise, ona da “Acaba mı?” diye yaklaşmak gerekir. Sağlımızdan olmamak için okuduklarımızı, sorgulayıp, şüphe süzgecinden geçirmeliyiz. Sonrasında “Hayatımızda uygulayabilir miyiz?” diye düşünebiliriz. Eğer bu tür haberlere bu şekilde yaklaşmazsak kaybedeceğimiz şey sağlığımız, belki de hayatımız olacak. 

Haber Şüphe Süzgecini Kullanmaya Ne Dersiniz? 
Mucize haberlerinden sonra hayatımızda neler değişiyor? Uygulayıp sağlığından olanların sorumluluğu kime ait olacak? Üzücü olaylarla karşılaşmamak adına önlem almak en doğrusu aslında. İşte her haberde izlenecek yol haritası:
Haberlerde yer alan “uzman” unvanını taşıyan kişi gerçekten o alanda mı uzman?
Her konuda konuşan sözde uzmanlardan uzak durun!
Medya kuruluşlarının ve gazetecilerin yanlış ve etik dışı tutumlarına dikkat edin! Geri bildirimde bulunun!
Önerilen tedavi gerçekten size uygun mu? Doktorunuza danışmadan denemeyin!
Her haberi okumayın, siz tıklamaz ve tepkinizi koyarsanız o alanda bir adım atmış olursunuz!

Sağlık Haberlerinde Mucize Tedaviler
Bu konuda yapılan bir çalışmadan alıntı yapmak istiyorum.  “Sağlık Haberlerinde “Mucize Tedavi”ler”  başlıklı bir makale var. Makalede elde edilen verilerde konunun ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.  Sonuç bölümünden bir iki cümle aktarıyorum: “Çalışmadan elde edilen veriler, basın ahlak ilkelerinin “umut verme, özellikle de mucizevî tedaviden bahsetme” ifadesi ile çelişir nitelikte bulunmuştur. Bu çerçevede özellikle de kaynağı belirsiz yazılara dikkat edilmesi, köşe yazarlarının ve muhabirlerin de “mucize” kavramının kullanımında daha özenli davranmaları gerektiği ortaya çıkmıştır.”  Basın mensuplarına düşen görevlerin olduğu ortada, sağlık okuryazarlığı açısından herkese düşen bazı önemli noktalarda da iş hepimize düşüyor. 

Hayatımızdaki Değişim İçin Bir Adım da Siz Atın! 
Sağlıklı sağlık haberleri okumak, bu tür haberlerin size yol göstermesini istiyorsanız seçim sizin. Her haberi okumayın, seçici olun hayatınızdaki her şeyde olduğu gibi…  Sağlıklı günler dilerim. 

* KAYA, Asuman, Erkan Yüksel, Pelin Öğüt(2011); "Sağlık Haberlerinde Mucize Tedaviler" Selçuk İletişim Dergisi, cilt:7, sayı:1, ss:49-64

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...