Ana içeriğe atla

“BAKANLIK HASTANELERİNDE SES HASTALIKLARI İÇİN GEREKLİ ALET VE EKİPMAN BULUNMALI”

Dünya Ses Günü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürsel Dursun, “Sağlık Bakanlığı hastanelerine KBB uzmanları için, ses hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılacak video laringoskop, mikrolarengeal cerrahi ve diğer gerekli alet ve ekipman altyapısını oluşturmalıdır” dedi.

Her yıl 16 Nisan tarihinde tüm dünyada ses sağlığının önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Dünya Ses Günü toplantısı Ankara Rixos Grand Hotel’de yapıldı. Dünya Ses Günü toplantısı çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında sağlık muhabirleriyle bir araya gelen Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürsel Dursun ve Profesyonel Ses Derneği İkinci Başkanı İpek Böler ses sağlığı ve eğitimi konusunda bilgi verdi. Prof. Dr. Dursun “KBB hekimlerinin uzmanlık ya da uzmanlık sonrası eğitimlerinde bu konu ile ilgili bilgiler ve cerrahi becerisi mutlaka yeterli düzeyde verilmeli, gerekirse bu konuda kurumlar arası eleman değişimi ve rotasyon ile ilgili kurumlarca planlanmalıdır” dedi.


“Nasıl Bir Cerrah İçin Elleri Çok Kıymetliyse, Bazı Meslekler De Seslerini Kullanarak Yapar”
Sesin, insanların birbiriyle iletişimi için vazgeçilmez bir fizyolojik olay olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gürsel Dursun, “Ses çıkarma sayesinde konuşur ve duygu ya da düşüncelerimizi diğer insanlara aktarabiliriz. Hatta toplum içinde bazı meslekler vazgeçilmez şekilde sesin kullanımına dayanır. Yani nasıl bir cerrah ameliyatlarını eliyle yapıyor ve bu nedenle elleri çok kıymetliyse, bazı meslekleri de insanlar seslerini kullanarak yaparlar. Bu nedenle ses telleri ve gırtlak çok kıymetlidir. Profesyonel Ses Kullanıcısı olarak da adlandırdığımız bu grup insanlar seslerini kullanarak mesleklerini yaparlar ve bu sayede yaşamlarını sürdürürler” diye konuştu.
Profesyonel ses kullanıcılarının öğretmen, öğretim üyeleri ve eğitimciler, ses sanatçıları, spiker, sunucu, medya çalışanı, siyasetçiler, sendikacılar, yönetici, şirket ve işyeri sahipleri, satış elemanları, ürün yöneticileri, pazarlamacılar, avukatlar, imam veya müezzin gibi din görevlileri, çağrı merkezi çalışanları, telefon santral çalışanları, pazar esnafı ve spor antrenörleri gibi kişiler olarak sıralayan Prof. Dr. Dursun, bu şekilde iş yapan insanların sayısının milyonları bulduğunu ifade etti.


“Sağlık Bakanlığı Hastanelerine Gerekli Alet ve Ekipman Bulunmalı”
KBB hekimlerinin uzmanlık ya da uzmanlık sonrası eğitimlerinde bu konu ile ilgili bilgi ve cerrahi becerinin mutlaka yeterli düzeyde verilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Dursun şunları söyledi: “Gerekirse bu konuda kurumlar arası eleman değişimi ve rotasyon ilgili kurumlarca planlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı, kendine bağlı tüm hastanelerde, her ilde ve ilçede en az bir birimde olmak üzere, ses hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılacak video laringoskop, mikrolarengeal cerrahi ve diğer gerekli alet ve ekipman altyapısını oluşturmalıdır. Ses analiz sistemleri ve bunları kullanabilecek elemanlar temin edilmelidir. Aynı hususlar tüm tıp fakülteleri hastanelerinde de yapılmalıdır.”


“Sağlık Bakanlığı Ses Kaybını Mesleki Hastalık Olarak Değerlendirmeli”
Bu kişilerin ses sağlıklarındaki bozulma nedeniyle seslerini kullanamamaları sonucu mesleklerini yapamaz duruma gelmelerinin önemli işgücü kaybına ve dolayısıyla ekonomik kayıplara yol açtığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Dursun “Bu nedenle; öncelikle Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde başlatılmış olan meslek hastalıkları ile ilgili yasa düzenleme çalışmalarında bu tarz mesleklerde ses kaybı meslek hastalığı olarak değerlendirilmelidir. Söz ettiğim bazı meslekler ve eklenebilecek diğer bazı işkolları “Profesyonel Ses Kullanıcısı” olarak kategorize edilmelidir. Ses kaybının yol açacağı mağduriyet sonucu gerekebilecek malulen emeklilik ya da kurum içi/dışı görev yeri değişikliği gibi bazı hususların yasal düzenlemeler ile açık kurallara bağlanması gerekir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Gürsel Dursun, profesyonel ses kullanıcılarının ses sağlıklarını koruma ve bilinçlendirme doğrultusunda görsel ve yazılı medyada ses hijyenine yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmasının önemine değinerek Sağlık Bakanlığı’nın da bu çalışmaları desteklemesi gerektiğini ifade etti.


KBB Hekimleri ve Ses Terapistleri için Eğitim Öğretim Altyapısı Kurulmalı
Ses sağlığını koruyacak KBB hekimleri, ses terapistleri ve konuyla ilgili çalışan sağlık elemanlarının yeterli bilgi ve birikimine sahip olmaları için gerekli eğitim ve öğretim altyapısının kurulmasının gerekli olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Dursun, “YÖK; ses ve konuşma bozuklukları ile ilgili eleman yetiştirecek yüksek okulları çeşitli üniversiteler bünyesinde faaliyete geçirmek için gerekli onay ve desteği vermelidir. Bu sayede yaklaşık 10 bin kişi civarında bir grup ses eğitmeni için iş sahası oluşturulmuş olacaktır. Ülkemizde bu kişilere gereksinim ortaya çıkmıştır. Bu nedenle iş bulma sorunları olmayacaktır” dedi.

Mobil Ünitelerle Tarama Çalışması Yapılmalı
Çeşitli yerleşim merkezlerinde mobil tanı üniteleri oluşturarak taramalar yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Dursun, toplum bireylerinin ses hastalıklarının zamanında tanınması ve böylece daha kolay ve az maliyetle tedavisi yoluna gidilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Dursun, çeşitli kamu kuruluşlarında bu mesleklerden insanların işe alınmadan önce ses muayeneleri yapılmasını istedi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi