Ana içeriğe atla

SAĞLIKTA ŞİDDET VE SOSYAL MEDYA

Sosyal medya, Web 2.0’ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Ayrıca sosyal medya; kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünüdür. (1) Sağlık alanında sosyal medyanın kullanımı ile hem sağlık profesyonelleri hem de hasta ve hasta yakınları etkin şekilde kullanmaya başladı. Bu da grupların aralarında iletişim kurulmasını kolaylaştırdı.
 
Facebook ülke olsaydı dünyanın üçüncü büyük ülkesi olurdu. 2014′ün ilk çeyreği itibarıyla elde ettiği rakamlara göre; Twitter’ın aylık olarak 255 milyon kullanıcısına ulaştı.(2)
Sağlık profesyonelleri, sağlıkta şiddet konusunda bilinç oluşturmak adına farklı kampanyalar yürütürken, sağlık şiddet haberlerinin nasıl ele alınması gerektiği ile ilgili yapılan bir röportajda Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel, “Şiddet konusunda haber yaparken temel değerlerin “şiddeti haklı göstermemek”, “özendirmemek” ve “kışkırtmamak” olduğunu bilmemiz gerekiyor” dedi. (3)

 Konuyu SWOT Analizi ile ele almak gerekirse,
Güçlü yönler:
• Birinci ağızdan ve haber kaynağıyla anında iletişim,
• Farkındalığı artırır,
• Bilgiyi ve bilinci artırır,
• Tutum ve davranışları etkiler,
• Sosyal medyada olumlu-olumsuz yorumları dinleyebilir, yanıt yazabilirsiniz. Böylece hakkınızda konuşulanları herkesten önce siz duyarsınız.
• Sosyal medya insanlarla ilgili araştırmalar yapmak için kullanabilir, demografik analiz yapabilirsiniz. Hastaların ve sağlık çalışanlarının ne istediğini önceden öğrenebilir, çözüm üretebilirsiniz.
 
Zayıf Yönler:
• Bilgi kirliliği,
• Sınırlı kitle,
• Sağlık hizmetlerinde destek ve talebi artırır.
• Düşük kaliteli sağlık hizmetini ve yanlış tedaviyi ortaya çıkartabilir.
• İnsanların hayatını doğrudan etkiler.

Fırsatlar :
• Hasta ve hekimlere iletişim teknikleri,
• Etkili iletişim, kurum ve kuruluşlara hızlı erişim,
• Çift taraflı iletişim ile geleneksel medyanın size sunamadığı fırsatları sunar.
• Katılımcıdır: İnsanlar kendi içeriğini kendileri üretir. Yaş, dil, din, cinsiyet ayrımı yoktur.
• Şeffaftır: Hangi bilginin kimler tarafından üretildiği ya da paylaşıldığı görülebilir.
• Ulaşılabilirdir: İnternet bağlantısı olan herkes, kolaylıkla sosyal medyayı takip edebilir.
• Sorunlar sosyal medyadan çözülebilir.
 
Tehditler:
• Yanlış bilgilenme,
• Kişisel etkileşimlerin hekimleri hedef alan şekilde yorumlanması.
• Yalan yanlış bilgilerin aktarılması sonucu bilinç seviyesi gittikçe düşüyor.
• İnternette doğru ve güvenilir kaynak sıkıntısı yaşanıyor.
• Yapılacak hatalı ya da eksik bir haberin yaratacağı etki tekzip yayınlayarak düzeltilemiyor.
• İnsan hayatını tehlikeye sokabilen, iyileşmeyecek ruhsal yaraların ya da korkuların oluşmasına neden olabiliyor.
 
Hedef Kitle Belirlenmeli
Halka yönelik:
• Basit ve anlaşılır dil olmalı
 • Genel sorunlar ele alınmalı
 • Doğru ve etkili iletişim hakkında bilgi verilmeli
Sağlık Profesyonellerine yönelik:
• Hasta ile etkili iletişim teknikleri öğretilmeli
• Hekimlerin yaşadığı sorunlar ele alınmalı
 • Hekimlerin yalnız olmadığı gösterilmeli.
 
Dünyada Sosyal Medya
 Dünya Sağlık Örgütü, şiddet ile mücadelede sosyal medyayı kullanmaya başladı. (4)
İspanya Miguel Hernandes Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre hastaların % 90’ı doktora gitmeden önce gideceği doktor ile ilgili bilgileri internetten arıyor. Aynı araştırmada 2011 yılında Facebook’ta kronik hastalıklarla ilgili, hasta topluluklarının oluşturduğu bin 200 sayfa bulunuyor. (5) JAMA (The Journal of the American Medical Association)’da yayınlanan araştırma sonucuna göre Twitter’daki hekimlerin %48’i bloglarına link veriyor ve bu sayede birçok tıbbi bilgiyi ve sağlıklı yaşam önerilerini Twitter üzerinden iletebiliyor.

 Cleveland Clinic’in İş Bütünlüğü Şefi Don Sinko; “Sosyal medyanın en büyük risklerinden bir tanesi sosyal medyanın görmezden gelinmesidir. “Sosyal medya her yerde; siz sevseniz de sevmesiniz de insanlar onu kullanıyor. Neyi bilmediğinizi bilmiyorsunuz. Kurumumuzun dijital kimliği sizin kimliğinizdir” (6)
 
Sonuç
İnsanlarla etkili iletişim ve eğitimde sosyal medya olmazsa olmaz hale geldi. Bu alan hem hastalar hem de sağlık çalışanları açısından doğru kullanıldığında sağlıklı iletişim sağlanacaktır. Günde ortalama 4.9 saatimizi kişisel bilgisayarlar üzerinden, 1.9 saatimizi mobil cihazlar aracılığıyla internette harcıyoruz. (7) Bu zaman diliminde hedef kitleye ulaşılarak doğru kelimelerle istenilen iletişimin kurulması sağlanabilir.
 
“İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar; birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır.” Martin Luther King
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi