Ana içeriğe atla

"İNSANLAR HASTALIKLARINA İNTERNET ÜZERİNDEN ÇÖZÜM ARIYOR"

Anadolu Üniversitesi öğrencilerine Sosyal Medya Kulübü tarafından, sosyal medya kullanımı hakkında bilgi vermek amacıyla bir etkinlik gerçekleştirildi.

Sosyal Medya Kulübü (SMK) tarafından Anadolu Üniversitesi (AÜ) Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Sosyal Söyleşi” etkinliğinde alanında uzman kişilerle sosyal medya kullanımı hakkında konuşuldu. Google Eski Hukuk Danışmanı Burçak Ünsal ve Sosyal Medya Uzmanı Esra Öz’ün katıldığı ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte sosyal medya kullanımı, sosyal medya hakları ve sosyal medya haberciliği konuları üzerinde duruldu. sağlık haberciliği ve internetin sağlık üzerinde etkisi üzerine konuşan Sosyal Medya Uzmanı Esra Öz, sağlık haberciliğinin gelişmesi gerektiğini söyledi. Öz, “Sağlık haberciliği ülkemizde henüz uzmanlaşmamış ama uzmanlaşması için çalışmaların sürdüğü bir alan. Acemilik günlerinin gazeteciliği değil de, daha çok bu alana emek vermiş eğitimini alarak uzmanlaşmış gazetecilerin çalışması gerekiyor. Hatta bu alanda branşlaşmaya gidilmesi gerekiyor. Vatandaşlar sosyal medya ya da internette gördüğü sağlık haberlerine çok fazla güveniyor. Özellikle alternatif tıp ve bitkisel tedavi gibi haberlere ilgileri yoğun. Hatta sağlık uzmanları bu konudaki yanılgıyı yıkmak için uğraşıyorlar ama çokta başarılı olamıyorlar. Çünkü insanlar ilaç kullanmak yerine alnernatif tedaviyi daha çok tercih ediyor. Bitkisel tedavi ile hastalıklarını yenmeye çalışıyorlar. Bu anlamda yanlış algının değiştirilmesi ve zaten hedeflerden biri olan sağlık haberciliğinin yaygınlaştırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.


“İNSANLAR HASTALIKLARINA İNTERNET ÜZERİNDEN ÇÖZÜM ARAMA YOLUNA GİRİYOR”
İnsanların hastalandıkları zaman öncelikle internete başvurduklarını belirten Esra Öz, “İnsanlar hastalıklarına internet üzerinden çözüm arama yoluna giriyorlar. Ve genelde internette hastalıklar abartılı bir şekilde anlatılıyor. Yanlış bir bilgi varsa bilginin doğruluğu araştırılmadan, hemen ona inanılıyor. Bununla ilgili bir eksiklik var aslında. İngiltere’de tüm hastalıkların bütün bilgileriyle yazıldığı, insanın hastalandığı zaman girip tüm bilgilerini alabildiği bir sistem var. Hastayı korkutmadan bilgilendirme yapılıyor. İnsanlar internette okuduklarıyla korkarak, travmatik bir şekilde gidiyorlar doktora. Bu yüzden gerçekten doğru bilginin verildiği, hastaları korkutmadan ve doğru uzmana yönelmesini sağlayan sitelerin olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.



Etkinlikte konuşan Google Eski Hukuk Danışmanı Burçak Ünsal da, sosyal medyada ahlak ve sosyal değerler üzerine konuştu. Toplumun sadece sosyal medya haklarını değil genel olarak haklarını bilmesi gerektiğini ifade eden Ünsal, aklımızdaki bazı soruların peşine düşmediğimizi, bunların arkasında durmamız gerektiğini söyledi. Medyanın artık 4. kuvvet olarak adlandırılmaya başlandığını ifade eden Ünsal, “Yasama, yürütme ve yargıdan sonra medya 4. kuvvet oldu. Kabul edilen çok etkin, çok büyük bir güç. Artık bu güç dijital alanda kullanılıyor. Artık insanlar gitgide basılı medyada, televizyonda yani başkaları tarafından seçilerek sunulan şeylerden ziyade, kendi tercih ettikleri içeriğe ulaşmak açısından dijital medyayı takip ediyorlar ve interaksiyonda bulunuyorlar. Kendileri de o haberin ya da içeriğin oluşturulmasında katkıda bulunuyorlar. Bu yüzden bu dijital medyanın gücü ve avantajı oldukça fazla. Diğer bir avantajı bilgi ulaşımında eşitlik, fırsat eşitliği gibi bir takım imkanlar sağlıyor. Düşünün ki İstanbul’a yada Amerika’ya hiç gidememiş bir öğrenci, internetteki bilgilerden, sosyal medyadaki paylaşımlardan her türlü profesyonele ulaşabiliyor. Her türlü bilgi ve içeriğe ulaşabilmek gibi bir imkanı oluyor” dedi.


“HAYATLARIN BİR BÖLÜMÜ ARTIK SOSYAL MEDYA ÜZERİNDE YAŞANIYOR”
Sosyal medyanın artık kişiliğin bir parçası olduğuna dikkat çeken Google Eski Hukuk Danışmanı Ünsal, “Hayatların bir bölümü artık sosyal medyada yaşanıyor. İnsanların bir oldukları kimliği var, bir algılanan kimliği var bir de kendini göstermeye çalıştıkları kimliği var. Artık 10 yaşından itibaren herkesin elinde akıllı telefonlar, kameralar var. Her anımız bizim isteğimiz dışında kaydedilebilir. Teknoloji temyiz kuvveti gelişmemiş, iyiyi kötüden ayıramayacak olan çocukların elinde bile telefon, tablet var. Bu doğal bir şeydir, olacak ve olmaya devam edecek çünkü bunun önüne geçmek mümkün değil. Artık eğitim bile tablet dağıtımından geçiyor. Eskiden nasıl kara tahta ve tebeşir varsa bugün gelişen teknoloji ile olması gereken bunlar. Bu normal bir gidişat ben bunu iyi olarak görüyorum. Çünkü eğitimin etkinliğini, ulaşılabilecek olan birinin daha fazla olmasını ve buna erişim imkanını arttırarak bunu yorumlama imkanı veriyor. Şu anda dijitalize edilmiş tüm kütüphanelere ulaşabilirsiniz. Belki riski var ama mücadele etme yöntemi de var. Sağladığı fayda ve avantaj riskine göre çok daha fazladır. Zaten o yüzden normal ülkelerde kamu politikası olarak destekleniyor” diye konuştu.

Düzenlenen etkinlikten duyduğu memnuniyeti de dile getiren Ünsal şunları söyledi:
“Etkinlik gerçekten çok başarılı geçti. Çok güzel sorular aldık. Alımızdakileri arkadaşlarımıza bütün açıklığıyla paylaşma imkanımız oldu. Gerçekten çok geniş bir çerçevede önemli konuları çok verimli bir biçimde ele almış olduk. Öğrencilerin katılımından, soruların güzelliğinden ve interaktif bir çalışma olduğu için çok memnunum. Bu fırsatı sağladığınız için hem kulübe hem de dinlemeye gelen arkadaşlara çok teşekkür ederim.”

Kadir Arslan'ın  yaptığı röportaj.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...