Ana içeriğe atla

"MEME KANSERİ HASTALARINI SAHİPSİZ BIRAKMAYIN"

Med-Index ve Senatürk işbirliği ile internet üzerinden canlı yayın ile gerçekleştirilen "Meme Kanseri Tanı ve Tedavisi" eğitimi büyük ilgi gördü. “Meme Kanserinde İhmal Edilen Yöntem: Rekonstrüksiyon” başlıklı sunum yapan SENATURK Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Departmanı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bayramiçli, “Meme kanseri hastası tek bir cerrahın ameliyat edip sonra da duruma göre medikal veya radyasyon onkologlarına yolladığı bir süre sonra da düzenli takiplerin aksadığı sahipsiz kalan bir hasta olmamalıdır” dedi.

 Med-Index ilk toplantısında alanında önde gelen kurumlardan olan SENATURK ile işbirliği yaparak, meme kanseri konusunu ele alındı. Bu ilk sanal on-line toplantıda alanında uzman 17 öğretim üyesinin katılımı ile toplam 6 ayrı oturumda meme kanseri tedavisinde tartışmalı olan konular güncel veriler ışığında tartışıldı. 

SENATURK Senoloji Akademisi, meme hastalıkları alanında innovatif eğitim yöntemleri kullanarak hekimlere ihtiyacı olan sürekli eğitimi sağlamayı hedef edinmiş bir kurumlardan biri. Meme kanseri Türkiye'de kadınlarda en sık rastlanan kanser türüdür. Bu kanser türünün tedavisinde cerrahi, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi, radyoloji, ve patolojinin de içerisinde bulunduğu birçok branş rol alıyor. 

SENATURK Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Departmanı Bölüm Başkanı ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bayramiçli, Med-Index’in sorularını yanıtladı. 

Meme Kanserinde İhmal Edilen Yöntem: Rekonstrüksiyon hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Meme kanserinin sıklığı bu hastalığın tedavisinde çok hızlı değişimlerin yaşanmasına yol açıyor. Artık, kanser tedavisi yapılırken bir organ olarak memenin korunması ve kayıpların da onarılması öne çıkan yaklaşımdır. Bu yaklaşım doğal olarak meme rekonstrüksiyonunu meme kanseri tedavisi sürecinin bir parçası haline getirmiş, plastik cerrahlar meme hastalıklarıyla uğraşan çalışma gruplarının içinde yer almaya başlamıştır. 

Bu alandaki yenilikler nelerdir?
Bundan 10-15 yıl önce meme kanser tedavisi nedeniyle çok kolaylıkla meme feda edilebiliyordu. “En önemli yenilik nedir?” diye sorulduğunda sanırım bunun cevabı memenin bir organ olarak öneminin ortaya çıkması ve meme kanserinin bu organın tümünü feda etmeden de tedavi edilebilir olduğunun kabul edilmesidir. Bu yeni yaklaşım sayesinde meme koruyucu cerrahi yaklaşımlar ve memenin kaybı kaçınılmaz olduğunda da hastaya bu organın kaybını mümkün olduğunca hissettirmeyecek şekilde eşzamanlı "yeniden meme yapımı" ameliyatları öne çıktı.

Bu alanda çalışanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Bu alanda hastaya yararlı olacak başarılı bir tedavi süreci için en önemli tavsiye uyumlu bir ekip çalışmasıdır. Meme kanseri hastası tek bir cerrahın ameliyat edip sonra da duruma göre medikal veya radyasyon onkologlarına yolladığı bir süre sonra da düzenli takiplerin aksadığı sahipsiz kalan bir hasta olmamalıdır. Meme hastası, tanı, tedavi ve takip aşamalarının tümünde farklı disiplinlerdeki uzmanların aynı hedefe yönelik olarak ortak çalıştıkları bir "Meme Ekibi" tarafından sahiplenilmeli, onarımı işini üstlenen cerrah bu ekibin bir parçası olmalı ve onarım basamağı tedavi süreci içinde planlanmalıdır.

Yurt dışında durum nedir? Ülkemiz ile yurt dışında farklılık var mı?
Yurt dışında ne tanı ne de tedavi aşamalarında Türkiye'de olmayan bir yöntem yok. Zaten tıp alanında ortaya çıkan birçok yeni yöntemin yaratıcıları arasında Türkiye'de çalışan hekimler de bulunuyor. Bununla birlikte, farklılık olarak söz edilebilecek en önemli konu tıp alanında daha organize ülkelerde "ekip çalışması" daha yaygın ve kuralları belirlenmiş bir uygulama. 

Bu alandaki durumun önceki yıllardakinden farkı nedir?
Meme onarımı önceki yıllara kıyasla hem memenin onkolojisi ile ilgilenen genel cerrahi uzmanları arasında hem de onarımı yapan plastik cerrahlar arasında daha ciddi ve üzerinde ayrı eğitim alınması gereken bir alan olarak belirginleşti. 

http://mdndxtoplantilari.com/main 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...