Ana içeriğe atla

AVRUPA ANTİBİYOTİK FARKINDALIK GÜNÜ

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği tarafından düzenlenen, ‘Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü’ basın toplantısında, antibiyotiğin yanlış ve gereksiz kullanımı üzerinde duruldu. Vatandaşların antibiyotikleri bilinçsizce kullanmaya devam etmeleri halinde bunun tüm toplumu etkileyeceğine dikkat çekildi

18 Kasım tarihinde Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği’nde düzenlenen basın toplantısında Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdal Akalın ve Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal, ‘Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü’ dolayısıyla konuşma yaptı.

Prof. Dr. Akalın, bakteriyel olduğundan emin olunmayan hastalıklarda bilinçsizce antibiyotik kullanılmaması gerektiğini dikkat çekerek, nezle gibi hastalıklarda antibiyotiklerin hiçbir etkisinin bulunmadığını söyledi. Doktora danışılmadan antibiyotik kullanılmaması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Akalın, ''Nasıl bir tansiyon veya kanser hastasının ilacını doktorun verdiği reçeteyle kullanması gerekiyorsa, antibiyotiğin de doktor kontrolünde kullanılması gerekir'' dedi.

En Basit Bakteriyel Enfeksiyonlar Bile Ölüme Neden Olabilecek
Antibiyotiklerin bilinçsizce kullanımıyla bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç kazanmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Akalın, “Antibiyotik kullanılması gereken durumlarda da bu ilaçların etkisiz kalabiliyor. Bu sorunun ciddi şekilde ele alınmaması ve antibiyotik kullanımının bu hızla devam etmesi halinde bütün Avrupa'nın antibiyotik öncesi dönemleri hatırlatan bir sonuçla karşı karşıya kalınacak. Böylece en basit bakteriyel enfeksiyonlar bile ölüme neden olabilecek” şeklinde konuştu. Türkiye'de geçen yıl yüzde 16.2 ile en çok antibiyotiklerin kullanıldığını, Avrupa'da ise antibiyotik kullanım sıklığının 4. sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Akalın, ''Uygun olmayan ve yaygın antibiyotik kullanımı toplumun sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiştir. Vatandaşlar antibiyotikleri bilinçsizce kullanmaya devam ederse bunun etkisi toplumun bütüne olacaktır'' diye konuştu. Prof. Dr. Akalın, Türkiye'de kullanılan antibiyotiklerin de en çok solunum yolu enfeksiyonları için tercih edildiğini, bunun da çok yanlış bir uygulama olduğunu belirtti.

Solunum Yolları Enfeksiyonlarında Antibiyotik Kullanılmaz
Vatandaşların ateşli hastalıklarda dahi antibiyotik kullandıklarını ancak antibiyotiklerin ateş düşürücü olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ünal, ateşli hastalıkların ancak bakteriyel olduğu gözlemlendiğinde antibiyotik kullanılması gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Ünal, vatandaşların da doktorlara antibiyotik yazmaları için baskı yapmamaları gerektiğini söyleyerek hekimlerinde bu baskı altında her hastaya geniş spekturumlu antibiyotik yazmamaları gerekliliğinin altını çizdi. Antibiyotiklerin sadece bakterileri öldürdüğünü, virüs, parazit veya mantarlara etkisinin bulunmadığını belirten Prof. Dr. Ünal, solunum yolları enfeksiyonlarında da antibiyotik ilaçların kullanılmaması gerektiğini, solunun yolu hastalıklarının yüzde 95'inin viral olduğuna dikkat çekti.

Enfeksiyona Neden Olan Canlıların Yüzde 85'i 2 -3 Antibiyotiğe Dirençli
Antibiyotiklerin 1940'larda Dünya Savaşı'nda mucize ilaçlar olarak geldiğini ancak o günlerin eskide kaldığını ifade eden Prof. Dr. Ünal, “Çünkü siz gözle görülmeyen küçük canlılarla savaşıyorsunuz, onlar da yaşamak için kurgulandığı için bu ilaçlara karşı savaş geliştirir. Hastalık enfeksiyonuna neden olan bu canlıların yüzde 85'i en az 2 ya da 3 antibiyotiğe dirençlidir''dedi. Antibiyotiğin gerçekten gerekli olduğunda reçeteye yazılması gerektiği ve antibiyotiğe başlandığında doktorun belirttiği süre ve ölçüde kullanılması gerektiğini Prof. Dr. Ünal,''İngiltere'de, Amerika'da vatandaşlara yönelik antibiyotik eğitimleri yapılıyor. Türkiye bu basamağa geldi, geçti bile. Vatandaşların bu konudaki eğitimleri son derece yetersiz'' diye konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...