Ana içeriğe atla

SAĞLIK TURİZMİNDE ÖZEL VE ZORUNLU SİGORTALARIN ÖNEMİ

Sağlık Turizmini Geliştirme Derneğinin düzenlediği sempozyumda Kamu ve Özel hastanelerde yurtdışı özel sağlık sigortalarının ve zorunlu trafik sigortalarının uygulanışı tartışıldı.

Ankara’da Kocatepe Kültür Merkezinde düzenlenen sempozyum da yurtdışı özel sağlık sigortalarının ve zorunlu trafik sigortasının sağlık turizmine etkileri konuşuldu. Avrupa’da yaşayan Türklerin, trafik kazalarındaki kazazedelerin, ülkemizi ziyaret eden turistlerin ve ülkemize uzun süreli yerleşen yabancıların tedavi bedellerinin tahsilinin ele alındığı sempozyum geniş bir katılımla gerçekleşti. Sempozyumda, Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, SGK, Hazine Müsteşarlığı, Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği ve Emniyet Genel Müdürlüğünden uzman kişiler konuyu geniş anlamda ele alarak tartıştı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Dursun Aydın, Avrupa’da yaşayan 5 milyon’u aşkın Türk vatandaşının ülkemize özellikle yaz aylarında her dönem giriş-çıkış yaptığını ve Türkiye’nin sağlık alanında birçok ülke ile ikili sözleşmelerin olduğunu belirterek, bu sözleşmeler çerçevesinde her iki ülke çalışanın bir diğerinin ziyaretinde sağlık hizmetlerini alabildiğini ifade etti. Aydın, her gün bir çok trafik kazasının yaşandığını, kazazedelerin tedavi bedellerinin zorunlu trafik sigortasından ödenmesi gerektiğini ancak pratikte genellikle tedavi bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumunca ödendiğini, Sosyal Güvenlik Kurumunun ise zorunlu trafik sigortasından bu paraları çoğunlukla alamadığını belirterek şunları söyledi: “ Dernek olarak ülkemizde sağlık hizmetlerinin GSS kapsamı dışındaki ödeme kalemlerini çok önemsiyoruz. Çünkü GSS kasasından ödenmeyip diğer kaynaklarca karşılığı ödenerek alınan sağlık hizmetleri, özel ve resmi sağlık kurumlarının önemli bir gelir kaynağı olacaktır. Ülkemizi yılda 20 milyonu aşkın turist ziyaret ediyor. Bu açıdan, kamu ve özel hastanelerde turistlere gerektiğinde sağlık hizmetinin iyi bir sunumla verilmesi çok önemlidir. Yurtdışından gelen vatandaşların ülkemize geldiklerinde sağlık problemlerinden dolayı gelmek istemiyorlardı. Şuan ise bu yavaş yavaş tersine dönmektedir. Yazın 20 milyon turist ülkemize gelmektedir. Tatile gidilen yerlerde turistlere de çok iyi hizmet verecek duruma geldik.”


İlk On Dakikada Vakalara Ulaşım Yüzde 90’lara Ulaştı
Sağlık Bakanlığı Müsteşar yardımcısı Doç. Dr. Turan Buzgan ise sağlık, turizm ve trafiğin birbiriyle ilişkili olduğunu belirterek “Sağlık alanında gelişmiş ülkeleri yakaladık, bazı bölümlerde gelişmiş ülkelerle rekabet edecek durumdayız artık. Hekim sayımız bu ülkeye nazaran çok yetersiz olmakla beraber birçok alanda sunduğumuz hizmetin büyüklüğü onların sunduğu hizmet kadar. Kaynakları verimli kullanılması büyük önem taşıyor. 1. basamak sağlık hizmetleri bir yıldır artık herkes için ücretsiz, acil sağlık hizmetlerimizde çok önemli gelişmelerimiz oldu. Hizmet kalitesi arttı, vakalara ulaşma sayımız arttı, ilk on dakikada vakalara ulaşım yüzde 90’lara ulaştı. Bu Avrupa’da gelişmiş ülkelerin ortalamasıdır. Zorunlu trafik sigortası artık günümüzde düzgün işler hale geldi. Yurt dışından ülkemize ameliyat olmaya gelenler var, hekim sayımızın yetersizliği var ama bu sayıyı arttırma çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Türkiye Hollanda Vakfından Dr. Kemal Aydın Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşların 7 ülkenin toplam nüfusuna eşit olduğunu söyleyerek, bu potansiyelin iyi değerlendirilemediğini ve orada yaşayan vatandaşların haklarına sahip çıkamadığımızı söyledi.


Sosyal Güvenlik Sözleşmesini İmzalayan Ülke Sayısı 22
Sosyal Güvenlik Kurumu Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünden Ataman Yılmaz, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik olan mevcut 62. maddenin tamamen devlete bir sorumluluk yüklediğini söyledi. Söz konusu maddede yabancı ülkede çalışan Türk vatandaşların sosyal güvenliklerinin sağlanması için gereken tedbirlerin alınması görevinin tamamen devlete ait olduğu belirten Yılmaz, “Devletimizde bu görevi birçok ülke ile yaptığı sosyal güvenlik sözleşmeleri ile yerine getirmektedir. Sosyal güvenlik sözleşmeleri de tamamen uluslar arası sözleşmeler gibi uygulamaya konulmakta ve kanun niteliği taşımaktadır. Fakat bu sözleşmelere bağlı olarak yapılan idari sözleşmeler var. Bugün itibarı ile ülkemizin sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığı ülke sayısı 22, bunlardan 13’ü ile sadece kısa vadeli olarak sigorta anlaşmamız mevcut. Uzun vadeli sigortalar emeklilik sigortası, kısa vade sigortalar ise iş kazası, meslek hastalığı hastalık ve analık sigortası ile ilgili düzenlemelerdir. 9 ülke ile ise sadece emeklilik sigortası uygulamamız mevcut. Bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’ye geldiklerinde sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarına sahip diğer ülkelerde ve sözleşme yapılmayan ülkelerde ise sağlık hizmeti verilmesi mümkün değildir. Türkiye’de yaşayan bir vatandaşımız hangi haklara sahipse sözleşme yapılmış ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız da aynı haklara sahip oluyor” dedi.

Sempozyum sonrası düşüncelerini aldığımız Dr. Dursun Aydın şöyle konuştu: “Sempozyumumuz gayet başarılı geçmiştir. Amacımız kamu ve özel hastanelerde GSS kapsam dışı gelir kaynakları hakkında yöneticileri bilgilendirmek ve bu konu üzerine dikkatleri çekmekti. Dernek olarak her yıl uluslar arası kongre düzenlemeye devam edeceğiz. İlki 14-17 Mart 2008’de Antalya’da düzenledik. İkincisini 27 Şubat – 2 Mart 2009’da yine Antalya’da düzenleyeceğiz. Ayrıca sürekli olarak yılda 3 kez spesifik konularda belli alanlarda sempozyum düzenleyeceğiz. Amacımız sağlık turizmini ülkemizde geliştirmek, sektör temsilcilerini bilgilendirmek potansiyelimiz dünyaya tanıtmaktır.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi