Ana içeriğe atla

DİJİTAL SAĞLIKTA BÖLGESEL LİDER: İSTANBUL


Amerika ve  Avrupa odaklı dijital araştırmalar ışığında kendi modellerimizin oluşturulduğunu belirten GSK İlaç MEA/CIS Bölgesi Terapi Alanı Medikal Direktörü Dr Burkay Adalığ ,  “Bugün geldiğimiz noktada pek çok ilaç firması İstanbul’u bölgesel üs olarak kullanmaya başladı ve “Ortadoğu – Afrika – CIS” bölgesine rehberlik eden, stratejik yardım sağlayan bir konuma geldik” dedi. 

Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Digital Health Summit 2014 İstanbul Park Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi. Sağlık sektörüne vizyon kazandıracak yenilikçi dijital sağlık çözümleri başta olmak üzere birçok farklı konunun ele alındığı zirvede, ilaç sektörünün uluslararası alandaki başarılı projeleri ve dijital mecralarda hukuksal sınırlar konuları da diğer dikkat çekici başlıklar arasında yer aldı.
Her şey 2000’li yılların ortalarında başladı. Akıllı telefonlar ceplerimize girdi, tanıtım uzmanlarımız tablet kullanmaya başladı ve hatta küçücük çoçuklar annelerine gidip “ipad parmağım uf oldu” demeye başladı. Özellikle 2008’den sonra çok hızlanan bu süreci tüm sektörler kucaklarken ilaç sektörü hep şüpheci yaklaştı. Dijital dünya ne kadar rahatsa, ilaç sektörü de bir o kadar kurallara bağlı çalışmak durumundaydı.  “Dijital Sağlıkta Bölgesel Lider: İstanbul” başlıklı sunumunda GSK İlaç MEA/CIS Bölgesi Terapi Alanı Medikal Direktörü Dr Burkay Adalığ, şunlara değindi:  “Son 6-7 yılı kapsayan bu süreçte elbette önemli adımlar attık; Amerika ve  Avrupa odaklı dijital araştırmalar ışığında kendi modellerimizi oluşturduk ve hatta Türkiye spesifik veriler üstünden konuşmaya başladık. Bugün geldiğimiz noktada pek çok ilaç firması İstanbul’u bölgesel üs olarak kullanmaya başladı ve “Ortadoğu – Afrika – CIS” bölgesine rehberlik eden, stratejik yardım sağlayan bir konuma geldik. Bu bölümde bölgenin dijital sağlıktaki yerini inceleyecek ve dijital sağlıktaki “coğrafi” ufkumuzu genişleteceğiz.”

GSK İlaç MEA/CIS Bölgesi Terapi Alanı Medikal Direktörü Dr Burkay Adalığ, konu ile ilgili soruları yanıtladı. 

Dijital Sağlıkta Bölgesel Lider neden İstanbul?
Türkiye ve ekonomik merkezi olan İstanbul, son 5-10 yıllık süreçte çevre coğrafyalardaki önemini giderek artırdı ve rol modeli olarak takip edilen bir merkez haline geldi. İş dünyası olarak önemli artılarımız olması nitelikli işgücü, global iş disiplini anlayışı, genç ve eğitimli bir nüfus  nedeniyle yalnızca ilaç sektörü değil inşaat, IT, hızlı tüketim maddeleri gibi pek çok iş kolunda uluslararası firmalar Türkiye’yi bölgesel yapılanmalarının yönetim merkezi olarak belirledi. Türkiye ilaç sektörünün ve iş modellerinin matüritesini (olgunluğunu) göz önünde bulundurduğumuzda her türlü medikomarketing aktivitesinde ve özellikle dijital sağlık uygulamaları ve çoklu kanal yönetiminde de Türkiye’nin çevre ülkelere katacağı çok şey olduğunu düşünüyorum.

Bu alanda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
İlaç sektörü oldukça regüle bir sektör; yapılan her türlü dijital sağlık projesinin geleneksel tanıtım yöntemlerinden farklı kompliyans, uyum ve legal sorumlulukları yarattığını bilmek gerekiyor. Kişisel verilerin korunması, doktorlara farklı dijital kanallarla ulaşırken rızalarının alınması, e-posta olsun, web sitesi olsun ilaç tanıtımı yapılan bir mecrada sağlık çalışanı olmayan kimsenin bulunmadığından emin olunması üzerinde düşünülmesi gereken ayrıntılar. Türkiye lider konumunu bu noktada da gösteriyor, zira 2011 yılında bir AİFD projesi olarak hazırlanan İlaç Sektörü İçin Dijital İletişim Rehberi, yalnızca çevremizde değil dünyada bu alandaki ilk özdenetim uygulaması ve sektöre pek çok açıdan rehberlik ediyor.

Yurt dışında sağlık sektöründe bu alanda uygulamalar nelerdir? Ülkemizle karşılaştırmasını yapabilir misiniz?
Bağlayıcı regülasyonlar ve ilaç tanıtım sınırlamaları nedeniyle dijital dünyayı ilaç sektörünün diğer sektörler kadar sahiplenemediğini biliyoruz. Her ne kadar büyük adımlar atılmış olsa da şu anda pek çok sektörün gerisindeyiz. Bu Türkiye değil dünyanın geri kalanı için de geçerli. FDA’in bile konuyu hala tam nasıl ele aldığını göremiyoruz; geçtiğimiz aylarda yayınlanan 3 taslak rehber dijital dünya ile ilgili bazı kurallar koyuyor ama hala yüzde 100 geçerli diyebileceğimiz bir kural seti yok, kuralların olmadığı bir ortamda da pek çok firma el yordamıyla ilerlemek durumunda kalıyor. Türkiye dijital dünyaya çok hızlı adapte olmuş bir ülke ve yalnızca sağlıkta değil her türlü dijital pazarlama aktivitesinde dünya standartlarında işler çıkıyor. 


İlaç sektörü sosyal medyayı sizce nasıl kullanmalı?
İlaç sektörü ve sosyal medya ilişkisi 2009 yılından beri yakından incelediğimiz bir alan. İlk zamanlarda özellikle yan etki bildirimleri konusuyla bizleri meşgul etmiş olsa da bu sorunun çözüldüğünü ve özellikle Twitter ve Facebook’u daha iyi tanıdığımızı düşünüyorum. Sosyal medya ile ilgili en önemli ayrıntı halka ve paylaşıma açık olması. Bu nedenle ilaç firmalarının ilaç tanıtımı yapmaması çok çok önemli. Sosyal sorumluluk projelerinin paylaşılması, firma ile ilgili güncel haberlerin iletilmesi, firmalarımızın tanıtılması, sağlık konularında farkındalık artırılması, nitelikli insan kaynağının firmalara çekilmesi gibi konularda sosyal medyanın çok faydalı olduğuna inanıyorum.

İlaç sektörünün mobile bakışı nasıl olmalı? 
Pek çok sektörde olduğu gibi ilaç sektörü de mobil teknolojilerden heyecan duyuyor ve efektif kullanmaya çalışıyor. Akıllı telefonlarımız artık hayatımızın tam odağında yer aldığı için bunun olması çok doğal. Özellikle kronik hastalık yönetimi, diyabet, hipertansiyon gibi  ve sağlığın iyileştirilmesi, sağlıklı yaşam, sigara bıraktırma, aşılama, obeziteyi önleme gibi  alanlarında mobil teknolojilerin çok faydası olacaktır.

Hastalar sağlık alanında sosyal medyadan nasıl etkileniyor?
Son 10 yılda e-hasta kavramını konuşur olduk. Hastalar artık doktorunu tek otorite sahibi olarak görmüyor ve kendi de hastalığı hakkında araştırma yaparak teşhis ve tedavi kararlarında müdahil olmak istiyor. Bunun için 2 önemli bilgi kaynağı da web siteleri ve sosyal medya. Facebook’ta “şu ilacı aldım ama iyi mi ettim” diye soran veya “bana şu konuda iyi doktor önerebilir misiniz” yazan arkadaş ve akrabalarınız mutlaka vardır. Çağ açık ve hızlı iletişim çağı ve sosyal medya insanların bilgi alma modellerinde radikal değişikliklere neden oldu.  

Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlık haberciliğini çok önemsiyorum. Konu insan sağlığı olduğu için halka doğru bilginin verilmesi, sahte beklentiler yaratılmaması, yol gösterici davranılması çok önemli. “Şu belirtiler varsa şu uzmana en kısa zamanda gidin” demek erken tanı açısından çok önemli ve bu noktada habercilere çok büyük iş düşüyor. Yabancı bir web sitesinden 1 paragraflık bir haberi Türkçe’ye çevirip, allayıp pullayarak “Kanserin çaresi bulundu” başlıklı bir haber yapmak hiç etik değil ve bu tür haberler gördüğümde çok üzülüyorum. 

Sağlıklı iletişiminin olmazsa olmazı size göre nedir?
Sağlık iletişimin olmazsa olmazı doğru bilginin, doğru kişilere, doğru zamanda iletilmesi. İnsan sağlığı en hassas konulardan biri; eksik bilgi verirseniz insanlar size güvenemiyor ve kafalarında soru işaretleri kalıyor, fazla bilgi verirseniz kafaları karışıyor ve daha fazla soru işareti oluşuyor. İşte bu dengeyi tutturabilmek çok önemli.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Hacettepe İngilizce Tıp Fakültesi mezunuyum. Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlığımın üstüne yine Hacettepe Üniversitesi’nde Finansman ve işletme Yönetimi Sertifika Programını tamamladım ve sektöre geçtim. 2 sene ürün müdürlüğü yaptıktan sonra yaklaşık 12 yıldır medikal departmanlarda farklı görevler alıyorum. Son 2 yıldır GSK Ortadoğu/Afrika/CIS İstanbul bölgesel ofisinde terapi alanı medikal direktörü olarak görev yapıyorum. Kariyerim sırasında uzun yıllar AİFD’de aktif görevlerde yer aldım ve İyi Tanıtım Uygulamaları rehberinin güncellenmesi ve Dijital İletişim Rehberi’nin yazımıyla birebir ilgilendim. İlaç sektöründe kompliyans, regülasyonlar, medikomarketing, sosyal medya, geleceğin medikal departmanları gibi ilgi alanlarımda eğitimler veriyor ve sektör dergilerine makaleler yazıyorum. İletişim benim için çok önemli, özellikle de dijital sağlıkla ilgilenen profesyoneller olarak web sitesi yönetmek, sosyal medyada aktif olmak, teknolojiyi yakından izlemek gibi sorumluluklarımız olduğuna inanıyorum. Şu sıralar www.burkayadalig.com sitemde ve hobi olarak sürdürdüğüm blogum www.meleklerinpayi.com üstünde aktif paylaşımlarda bulunmaya gayret ediyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge