Ana içeriğe atla

HEDEF HASTANIN SAĞLIĞI

Kurulduğu günden bu yana ortopedi ürünlerinde kalitenin takipçisi olan Kifidis, hastaların sağlığı için getirdiği yeni ürünleri ile yine aranan adres olmayı başardı.

1919 yılında kurulan ve Türkiye’nin ilk ortopedi firması olan Kifidis, ülkemizde doğru ve kaliteli malzemenin öncüsü oldu. Türkiye’ye ilk basınçlı varis çoraplarını getirdiklerini kaydeden Kifidis Ortopedi Eğitim Koordinatörü Mustafa Aypolat, ortopedi alanında en kaliteliyi ve hastalar için en iyisini ülkemize sunduklarını, inanmadıkları ürünleri asla satışa sunmadıklarını dile getirdi.
Ürünleri arasında yer alan korselerde önemli olanın, hastanın vücudunda iken sürekli aynı gerginlikte durması olduğuna dikkat çeken Aypolat, “Korsede amaç vücut duruşunu desteklemektir. Kalitesiz bir kumaştan imal edilmiş korse kullanmışsanız, kumaş kendini salar ve gövdeyi desteklemez. Patoloji ilerlemeyi sürdürür. Piyasadaki bazı marka korseleri mankene giydirmeden önce mezura ile uzunluğunu ölçün. 15 gün sonra çıkarıldığında, korseyi en az 5 santim daha uzun bulacaksınız. Bu kalitesiz kumaşın sürekli gergin durmaya dayanamayarak kendini salmasından kaynaklanır. Kendini salan korse ise bize büyük gelir ve belimizi desteklemez. Ancak bizim ürünlerimizde böyle bir sorun ile karşılaşmazsınız” dedi. Satışta üretime değil de al-sat modeline ağırlık vermelerinin nedenini Aypolat şöyle açıkladı, Avrupa Birliği ülkesinde bir firma, vertebra üzerine bir ürün geliştirildiğinde, devlet üreticiye belli destekler veriyor, ödenek sağlıyor, ürünün kurum ödemelerini sağlıyor. Ancak biz araştırma yaparken destek göremiyoruz, geliştirdiğimiz ürünün kaydını yaptırıp, hastanın kurumdan ödeme almasını sağlayamıyoruz. İşte bu sebepten Ar-Ge çalışmalarını geride tutup, Avrupa da geçerliliği ve fayda sağladığı bilimsel olarak kanıtlanmış Ar-Ge departmanlarına çok ciddi yatırımlar yapan firmaların ürünlerin ithalatını yapıyoruz.
Ortopedik ürünlerde kullanılan hammaddenin çok önem arz ettiğini ifade eden Aypolat, hastaların ölçülerine göre imal edilen tabanlıkların hasta üzerinde 1 hafta prova edildiğini, prova sonuçları hakkında, doktoruna bilgi verilmeden son teslimin yapılmadığını, ancak insanların internet üzerinden tabanlık aldıklarına dikkat çekti.

Ödem Çözücü
Kanser hastalarının aldığı ilaçlardan dolayı yada lenflerindeki problemden ötürü kolları ve bacaklarının şiştiğini ve bu tip hastalara ödem çözücü kompressor cihazının kullanılması tavsiye edildiğini kaydeden Aypolat, ancak hekimlerin cihazın yanında manşonu reçete etmediğini ancak cihazın kullanılması için gerekli aparatıda yazmasının gerektiğini aksi taktirde ürünün kullanılmadığını ve devletinde ödeme yapmadığını belirtti. Lenf ödem sistemlerinde getirdikleri yeni bandaj sistemi hakkında Aypolat şöyle konuştu: “Genelde göğsü alınan bayanlarda ve ileri derece varis hastalarında ödem problemi oluşuyor biz bunun için yeni bir bandaj sistemini öneriyoruz. Mobiderm isimle bandajımızı kullanırken sargının, sarılma şeklini çok önemlidir, sıklık veya gevşeklik gibi etkenler ürünün işlevselliğini etkileyebilir. Civa basıncı üzerinden ölçülen farklı basınçlarda bandajlar vardır, düşük, orta ve yüksek gibi. Bunun için Biflex ödem bandajlarımızın üzerinde dikdörtgenler var bandaj gerilip bacağa sarılırken dikdörtgenler kare olur. İşte bu kareler bize gösterge olur. Böylece tüm uzva aynı basıncı uygulamış oluruz. 16-17-23 ve 24 civa basıncını hassas bir şekilde ayarlamış oluruz. olur.

“Sargı Bezi İle Bandaj Ayrımına Varılmalı”
Fransa ve Almanya’da bu konuyla ilgili eğitimi aldığını ve bilinçli olarak satış yapıldığını kaydeden Aypolat, her varis ameliyatından sonra bacağa belli bir basınçta bandaj uygulanması gerektiğini söyledi. Hastanelerde yaptığı presentasyonlar sonucunda, hekimlerin ameliyat sonrasında Biflex bandajları kullanmaya başladığını ve çok etkili sonuçlar aldığını anlatan Aypolat, ülkemizde sargı bezi ile bandaj ayrımına varılması gerektiğini belirtti.

“Fil Hastalığına Etkili Bandaj”
Mobiderm Ödem çözücü bandaj ve Biflex Basınç bandajlarının kombine kullanımının lenf sistemi içerisinde özel bir basınç oluşturarak birçok farklı hastalıklarda ödem sorununu ortadan kaldırdığını kaydeden Aypolat, bu sistemin Fil hastalığında da kullanıldığını vurguladı. Üçüncü günden sonra ödemlerin ortalama yüzde 25 oranında azalmaya başladığının üzerinde duran Aypolat, “Fransa’dan alınan görüntüler ve tıbbi literatürlerde, Fil hastalığında ödem tedavisinin birinci ayından itibaren dramatik derecede ilerlemeler kayıt edildiği ve hastanın sarkan derileri toparlaması için estetik cerrahi uzmanlarına teslim edildiğini belirtti.

Boynunuza Özel Boyunluk
Hastaların boyun yükseklikleri dikkate alınmadan piyasada tek yükseklikte boyunlukların bulunduğunu dile getiren Aypolat, burada önemli olan boynunun, hekimin istediği pozisyonda sabitlemek olduğunu söyledi. Hastaların anatomik duruş pozisyonunda köprücük kemiği ( sternum ) ile çene ( mandibula) arasındaki uzunluğun ölçülerek, hastanın boyun ölçüsüne göre uygun yükseklikte boyunluk verilmesi gerektiğine dikkat çeken Aypolat, üç farklı boyda boyunluklarının bulunduğunu ve çocuklar içinde özel boyunlukların satışa sunulduğunu dile getirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...