Ana içeriğe atla

ANKARA’YA YENİ ÖZEL KADIN DOĞUM HASTANESİ

Ankara’nın ilk Kadın Doğum Hastanesi, HRS medikal SPA’dan hormon doğrulama cihazına birçok farklılığıyla dikkat çekiyor.

2008 yılının Haziran ayında hizmet vermeye başlayan, Ankara’nın tek özel kadın hastalıkları hastanesi Health Research System (HRS) Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi, 19 yatağı ve 14 odası ile butik hastane olarak hizmet veriyor. Özel hasta portföyünün daha ağırlıklı hizmet aldığı, hastane yanında otelcilik hizmetlerindeki beklentileri de karşılamak üzere tasarlanan hastane, SGK hastalarına da hizmet vermeye başladı. 4 bin metre karelik alanda, 9 katlı binası ile hizmet veren HRS hastanesi, 120 personeli ve İki ameliyathanenin yanında açılacak olan tüp bebek merkezi ile branş hastaneleri arasında yerini alıyor.

Fitness’tan Medikal Spa’ya
Hastanenin içerisindeki tüp bebek merkezinin donanımlı bir alt yapı ve deneyimli bir ekip ile çalışacağını dile getiren HRS Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Genel Müdürü Dr. Semih Baykara, “Hastanemizde pek rastlanmayan bir şey olan medikal spa bölümümüz var. Hastalar medikal hizmet aldıktan sonra rehabilitasyon ile ilgili faydalanabilecekleri fitness, sauna, havuz ve yoga salonundan oluşan bölümde, diyetisyen, fizyoterapist yardımından faydalanıyorlar. Ayrıca mikrobiyoloji, biyokimya laboratuarımız, radyoloji ünitemiz, Acil ve Doğumhane birimleri, ameliyathaneler bulunmaktadır” dedi. Yetişkin ve çocuk yoğun bakım ünitelerinin bulunduğunu kaydeden Baykara, hastanelerini genellikle misafir hekimlerin tercih ettiğini ve kullandığını ifade etti.


SGK İle Anlaşma Yapıldı
Otelcilik hizmetine ağırlık verdiklerini vurgulayan Baykara, odalarının hasta yanında refakatçilerin de konforunu düşünerek planlandığını, hem refakatçinin hem de hastanın kullanabileceği televizyondan, buzdolabından kasaya kadar otel konseptinde hizmet verdiklerini kaydetti. Katlarda az sayıda oda olduğu için yardımcı sağlık personelinin az sayıda hastaya daha iyi hizmet verme şansına sahip olduğunu işaret eden Baykara, 4 poliklinik odasından günlük yaklaşık 80 poliklinik yapıldığını söyledi. Zor bir karar olsa da SGK ile anlaşma yaptıklarını, herkese yönelik kaliteli hizmet sunmayı planladıklarını kaydeden Baykara, SGK ile anlaştıktan sonra hasta sayısının artmaya başladığını dile getirdi. Baykara, bu yoğunluk içerisinde randevu sistemine geçmeyi planladıklarını sözlerine ekledi. “Hastanemizde doğum yapmayı tercih eden hasta sayısı her geçen gün artıyor. Anne adaylarına medikal spa birimindeki hizmetler ile tedavi öncesi ve sonrası ihtiyaç duyacakları her şeyi karşılayabiliyoruz. Anne adayına gereken diyet programı, ruhsal ve fiziksel rehabilitasyonu ile ilgili gerekenler yapılıyor. Hamilelikte yoga seansları ciddi talep görüyor” diyen Baykara, suda doğum konusunda enfeksiyonla ilgili verilerin netleşmemesinden dolayı hastanelerinde uygulamadıklarını kaydetti.


Maç Yapılırken Kurallar Değişti
Aynı zamanda Ankara Sağlık Kuruluşları Derneğinin Genel Sekreteri olan Baykara, sağlıkta yaşanan süreci yakından takip ettiğini ve hastalardan alınacak farkın üzerine bir üst sınır getirilmesinin yanlış olduğunu dile getirerek, bu farkların hastaları bilgilendirilerek alındığına ve kaliteli hizmet vermek için fark ücretinin alınmasına ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. “Sağlık hizmetini kaliteli vermek maliyeti çok arttırıyor. Örneğin laboratuarlarımızda hormon doğrulama cihazı bulunuyor. Bu cihazdan hastaların haberi yok ancak yapılan tahlilden şüphe duyulduğunda diğer cihazla doğrulanıyor ve bu maliyet hastaya yansıtılmıyor. Normalde bu cihaz çok özel laboratuarlarda bulunuyor ve bu tür cihazların hastanede bulunması bir kalite ölçüsüdür. Bir hizmet 1 liraya da 5 liraya da mal edilebilir. Kamu hastalarına hizmet verirken dikkat edilmesi gereken şey, daha pahalıya yapılan işler ve kalifiye elemanın hastaneye getirdiği mali yükü karşılayabilecek fiyat politikasını iyi belirlemektir. Aksi halde Hastaneler bir süre sonra kapanmak zorunda kalacak” şeklinde değerlendirme yaptı.




İngiltere’den Daha İyi Durumdayız
“2000’li yılların başında devlet, özel hastaneleri kurulması için teşvik etti. Kamu hastalarının özel hastanelerden yararlanabilmesinin sağlanacağını söyledi. Bu getirilen yeniliklerle hastaneler planlarını ona göre yaptı. Yatırımcılar bu alana hızla sağlık alanına yöneldi ve bu süre içinde yüzlerce hastane açıldı. Vatandaşta bu hastanelerden faydalanmaya başladı. Tam bu duruma alışılmışken özellikle son bir yılda kurallar değiştirildi ve sağlık kuruluşlarının yaşamını sürdürebilmesi neredeyse olanaksız hale geldi. 1990’lı yılları hatırladıklarında, kalp ameliyatı için gün alınıyordu. Randevu alınamıyordu, devlet hastanelerinde kuyruklar vardı. Şimdi SSK’lılar, Bağkur’lular, aynı gün muayene olabiliyor, tahlilini yaptırıyor. Şu anda İngiltere’den daha iyi durumdayız. İngiltere’de bile birçok işlem için aylar sonrasına randevu verilirken, ülkemizde vatandaşın bu işlemleri aynı gün içinde yaptırabilme şansı var. ” diyen Baykara, örneğin MR veya Bilgisayarlı Tomografi tetkiki için aynı gün içerisinde randevu verildiğini söyledi. 200 bin kişinin özel sağlık kuruluşunda çalıştığına dikkat çeken Baykara, bu sayının önümüzdeki günlerde giderek azalacağını ve yeni hastane yatırımlarının neredeyse durma noktasına geldiğini belirtti. Yatırımcının bir hastane açmak için milyon dolarlar harcadıktan sonra hizmet vereceği hasta portföyünün ne olduğunu bilemez hale geldiğini ifade eden Baykara, “Bu sektör tamamen tıkandı. Önümüzdeki yıl birçok yer kapanacak. Oturan bir sistem vardı, herkes tüm hastanelerden faydalanıyordu. Serbest piyasa ekonomisine göre yapılıyordu. Hastanelerin devlet kontrolü altında ve etik ölçülerde çalışması gerekliliğini kimse tartışmıyor ancak vermiş olduğu hizmetin maliyetinin altında çalışmaya zorlanmasını kabul etmek mümkün değil” dedi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...