Ana içeriğe atla

HER GÜNÜNÜZÜ DOLU DOLU YAŞAMAK İSTER MİSİNİZ?

Ufak Tefek Cinayetler dizisini izliyor musunuz? Dizi, çeteleşmiş kötülerin, iyileri öğüterek yok etmek için canla başla çalışmasını konu alıyor.  İyiler ise, iyilik saçmak için uğraşıyorlar etraflarındaki çamurlara inat.

Dizide unutulmuş bir kelime vurgulanıyor: Erdem! Şu replik ise çok şey anlatıyor aslında: “İyi hep iyi, kötü de hep kötüdür belki de. Erdem sizi ilgilendiren bir şey mi ona bakmak lazım. Kötüler hiç etkilenmez çünkü, erdemden. Bir tek menfaat dengesi vardır onlarda. Herhangi bir şeyin kendilerine dokunduğu zaman değeri vardır sadece.”

Erdemli olmak nedir?
Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı olarak tanımlanıyor. Hani gün geçtikçe yitirilen değerlerin yerini, hastalıklı bir kıskançlığın aldığı günümüzde iyiliklerle cezalandırın kötülükleri.

Yolunuzu değiştirin, kötülerle irtibat kurmayın. Çünkü, onlar sadece çalarlar, zarar verirler ve hedeflerine ulaşmak için her yolu mubah görürler.

Hayatımızı erdemli şekilde, dolu dolu yaşamak için neler yapılabilir?
  •         Birbirimizle sohbet edelim, dinleyelim.
  •         Hayatımızı medyanın yönetmesinden çıkartıp, kendimiz seçim yapalım.
  •         Sosyal medyada hayat yarıştırmak yerine, kendimiz olup özelimizi saklayalım.
  •         Mahremiyet, unutulsa da günümüzde sakınalım kem gözlerden sevdiklerimizi.
  •   Mutluluğumuzu, acımızı, heyecanımızı paylaşalım gözlerinin içine bakarak sevdiklerimizin.
  •         Kitaplara ayıralım günün bir kısmını.
  •         Yürüyelim, sağlığımız el verdiğince.
  •        Gülümseyelim her şeye inat hayata.
  •          Koruyalım sevdiklerimizi tehlikelerden, uzak duralım kötü niyetlilerden.
  •         Bir çiçek yetiştirelim, kokusu sarsın evimizin dört bir yanını.
  •         Hediyeler alalım, sürprizlerle renklendirelim günlerimizi.
  •         Şakalaşmanın, gülüşlerle şenlenmesini sağlayalım.
  •         Bazen ağlayalım, içten gelince tutmayalım.
  •         Yaslarımızı, hedeflerimizle sınırlayalım. Heyecanlandıran bir amacımız olsun.
  •         Birilerinin hedefi için çalışırken, kendi amacımızdan şaşmayalım.


Sağlığınız yerinde mi? Sevdikleriniz yanınızda mı? İşiniz var mı? O zaman bir durup düşünün. İyiliklerle günlerinizi doldurun. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...