Ana içeriğe atla

SAĞLIK HABERLERİ ‘SAĞLIKLI’ BİLGİLER VERİYOR MU?

Her gün çeşitli medya organlarından sağlık haberleri okuyorsunuz. Peki dikkatinizi celbeden bu haberlerin içerikleri ne kadar doğru? Bu soruyu hiç sordunuz mu? 'Sağlık Haberlerine Farklı' bakış isimli kitabın yazarı Esra Öz, sizi okuduklarınızı sorgulamaya itiyor.

Bilgi çağında bilgi kirliliğinin en çok arttığı dönemdeyiz. Sağlık konusu da 7’den 70’e tüm insanların buluşma noktası olarak yanlış bilgilere, uzman olmayan kimliklerin sömürüsüne çok açık bir alan. Sosyal medyadan, radyodan, televizyondan, gazetelerden edinilen bu bilgilerin ‘sağlıklı’ olup olmadığını sorgulayan bir toplum haline gelmek için sağlık okuryazarlığı hakkında farkındalık oluşturulması gerekiyor. Kokuyla Keşfet ve Sağlık Haberlerine Farklı Bakış kitaplarının yazarı Esra Öz, konunun önemine değinerek, okuyuculara ışık tuttu.

Öz, sağlık haberciliğinin sağlıklı bir toplum ve gelecek açısından önemli bir unsur olduğunu belirterek, “Gazeteciler haberlerini kurgularken akıllarındaki ilk mesaj, işledikleri konunun haber değeri taşımasıdır. Bunda da insanların tepkilerini harekete geçirmeyi hedeflerler. Acı, korku ya da umut dolu bir haber olmalıdır ki, öncelikle haber müdürünün onayını alıp, yayınlanabilmesini sağlayabilsin. Ardından da okunma ya da izlenme rekorları kırıp, sosyal medyada gündemi değiştirebilsin. Bunlar medyanın arka bahçesi olduğu için herkes bilmeyebilir, ancak olayları ele alırken algılarımızla oynanmasına engel olmak adına bu işin arkasındaki mantığı iyi anlamakta fayda var. “Gözümle gördüm, daha ne olsun” diyenlere, bilimin vereceği cevaplar bizleri çok şaşırtabilir. Henri-Louis Bergson'un dediği gibi; gözler, sadece zihnin kavramaya hazır olduğu şeyleri görür.” dedi.
GÖRMEK VE BAKMAK-OKUMAK VE SORGULAMAK
Görsel algı ve haberler konusunda Öz şunları söyledi: “Daniel Simons ve Daniel Levin ise, dünyayı ne kadar doğru olarak algıladığımızla ilgili çok farklı çalışmalar yapıyor. Çalışmalarından bir tanesi şöyle: İçinde tek bir oyuncunun yer aldığı bir kısa film izlediğinizi düşünün. Adam omlet yapıyor. O pişirmeyi sürdürürken kamera aniden başka bir açıdan çekmeye başlıyor. Yeni sahnede oyuncu farklı biri olsaydı, fark eder miydiniz? Gözlemcilerin üçte ikisi fark etmiyor. İşte buna “Değişim Körlüğü” deniyor. Dikkatli bakmamız olayları nasıl yorumladığımızla alakalı. David Eagleman'ın dediği gibi “Görmek, bakmaktan fazlasını gerektirir.” Bakabiliriz, ancak olayları net şekilde görmeyebiliriz. İşte bu nedenle haberleri daha farklı bir düşünce ile incelemek gerekiyor. Size sunulan kadarını öğrendiğiniz olayların arkasında aslında olanlar, anlatıldığı gibi mi?”

Bilimsel çalışmaların Türkiye’de yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizen Öz, medyanın da bilim dünyası hakkında daha fazla haber yayınlaması gerektiğine dikkat çekti.

HABERCİNİN GÖREVİ NEDİR?
Medyanın artık insanların hayatını yönlendiren bir sistem haline geldiğini vurgulayan Öz, şunları söyledi: “Çünkü medya aslında sizin hayatınızı yönlendiriyor, düşüncelerinizi, yaşama şeklinizi, alışverişinizi, insanlarla iletişiminizi kısaca siz farkında olmadan sizi yönetiyor. Bu nedenle medya ile iletişiminizde mutlaka bir süzgeç kullanmak, kendi kararlarınızı almanızda size yardımcı olacaktır. Gazetecilerin bakış açısı ile hayata bakmak aslında farklılıkların farkına varmayı sağlıyor. Bu anlamda da haberler aslında hayatımıza ışık tutuyor. Bunu çok kolay bir şekilde elektrik devre sistemi ile anlatabilirim. Bilim insanı ve sağlık çalışanı bilgi kaynağı olarak elektrik devresinin “pil” görevini görür. Çünkü, yakıta ihtiyaç vardır ve yakıt için bilgi gerekir. Gelen bilgi “anahtar görevi” gören gazetecinin sayesinde habere dönüşür ve “lamba” yanar. Lambanın ışığı ile etraf aydınlanır. Aslında medya tam olarak bunu yapar, bilgi ile dünyayı aydınlatır. Mustafa Kemal Atatürk ‘ün bu konudaki sözü de kulaklarda çınlar: “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” Sağlık Haberlerine Farklı Bakış kitabının yazarı Öz, sağlık okuryazarlığı alanında halka ve sağlık profesyonellerine eğitimler veriyor.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...