Ana içeriğe atla

İNTANİYE KLİNİĞİ NASIL OLMALI?

Herhangi bir salgın durumunda hastaneden bağımsız şekilde hareket edilebilecek kliniğe taşındıklarının bilgisini veren Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Klinik Şefi Prof. Dr. Mehmet Taşyaran, son dönemlerde sıkça karşılaşılan enfeksiyon sorunlarının önlenmesinde ilk adım olarak dikkat edilmesi gerekenin el antiseptiği kullanımının arttırılması olduğunu kaydetti.

Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği yeni yerine taşındı. 2005 yılında hastanenin farklı bölümüne kurulan klinik hakkında bilgi veren Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Klinik Şefi Prof. Dr. Mehmet Taşyaran, “Hem hastane ile bağlantılı hem de bağımsız konumdayız. Şöyle ki, servisimizin giderleri hastane genelinden ayrı. Enfeksiyon hastalıklarında dikkat edilmesi gereken en önemli konu, hastaların uygun önlemler altında izlenebilir şartlara sahip kliniklerde izlenmesidir. Hasta odalarının havalandırılması, temizliği yanında, ayrıca hasta refakatçilerinin ve personelin sağlığının korunmasına da dikkat edilmelidir. Enfeksiyon servisindeki odalar mümkünse tek kişilik olmalıdır. Kliniğimizin yeni yerleşimi sayesinde izolasyon önlemleri ile izlenmesi gereken herhangi bir hastalığın varlığı veya artışı durumunda hastaların hastane içine girmeden kliniğimize ulaşabilmesi de sağlanmıştır.” dedi.
Solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonlar, fekal oral bulaşan enfeksiyöz hastalıkların önlenmesi açısından servisin özelliklerin önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Taşyaran, dört adet tek, dört adette iki kişilik olmak üzere toplam sekiz oda da 12 yatak ile hizmet verdiklerini kaydetti.

Moleküler Mikrobiyoloji Laboratuvarı
Rutin laboratuvarlardan ayrı bir laboratuvarın klinik içerisinde bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Taşyaran, “Hastanemiz mikrobiyoloji laboratuvarında Türkiye genelindeki hastanelerden farklı olarak serolojik tetkikler, kantitatif HBV DNA, kantitatif HCV RNA testleri çalışılmakta, tüberküloz PCR tetkiki yapılmaktadır. Ayrıca hepatit B enfeksiyonunda ilaç direnci sonucunu da verebilmekteyiz. Ankara’nın merkezindeki bir hastanenin enfeksiyon kliniğine ait hasta yatağı sayısı çok fazla değil, ancak kliniğimiz enfeksiyon hastalarının izlemi açısından uygun koşullara sahip oldu.” şeklinde konuştu.

Her Odaya El Antiseptiği
Bir şef yardımcısı, altı uzman ve beş asistan ile kendi klinikleri dışında hastane enfeksiyonlarının önlenmesi ve kontrolü, bu konuda personel eğitimini de yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Taşyaran, sağlık çalışanlarının el hijyenine dikkat etmelerinin son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Her hastaya temastan önce ve sonra mutlaka ellerin su ve sabunla yıkanması veya susuz el antiseptikleri ile ovulması gerektiğini de kaydetti. Enfeksiyon hastalıkları servisinde yatan hastaların taburcu olduktan sonra, yerine yeni hasta yatmadan önce alınması gereken önlemlerin de olduğunu belirtti. Personelin bu konuda bilgilendirilmiş olması, ayrıca iyi bir denetleme mekanizmasının da olması gerektiğini vurgulayan Taşyaran “Hastane Enfeksiyon Kontrol Komitesini faaliyetlerini de yürütüyoruz. Hastane enfeksiyonu sürveyansı yapıyoruz, hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde gereken önlemleri, etken olarak saptanan mikroorganizmaları, direnç paternlerini, klinikteki diğer hastalar için alınması gereken önlemleri, hasta yakınlarının hastalarıyla temas ederken almaları gereken önlemleri biz belirliyoruz. Tüm personelin aşılarının takibinden, herhangi bir yaralanma durumunda alınması gereken önlemlerden de biz sorumluyuz. Hastanenin genelinde uyulması gereken pek çok talimatı hazırlıyoruz.” bilgisini verdi.

İzolasyon Odalı Yoğun Bakım Ünitesi
Prof. Dr. Taşyaran şöyle devam etti:”Yoğun bakımımız izolasyona imkan tanıyan, hastane enfeksiyon oranlarının düşük tutulmasını sağlayacak şekilde organize edilmiş durumda. Dirençli mikroorganizmayla enfekte olmuş hastayı tespit ettiğimizde tek kişilik odada yatırma imkanımız mevcut.” El antiseptiğinin her odada bulunmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Taşyaran, merkezi sterilizasyon ünitesinin standartlara uygun yapılmasının da önemli olduğunu kaydetti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...