Ana içeriğe atla

ADOLESAN DÖNEMİ HER BRANŞI İLGİLENDİRİYOR

2. Adolesan Sağlığı Kongresi Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezinde yapıldı. Farklı birçok branştan hekimin yer aldığı toplantıda, çocukluktan erişkinliğine geçiş dönemi olan adolesan döneminde karşılaşılan sorunlar ve yaklaşımlar üzerinde duruldu.

2. Adolesan (Ergen) Sağlığı Kongresi 27-28 Kasım tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. 300 kişinin katıldığı kongrenin başkanlığını Prof. Dr. Tezer Kutluk ve Prof. Dr. Ömer Tarım paylaşırken, kongrede çocukluktan erişkinliğine geçiş dönemi olan adolesan dönemi, karşılaşılan sorunları ve yaklaşımları üzerinde duruldu. Adolesan döneminde gelişimi etkileyen faktörler, adolesan gebelikleri, korunma yöntemleri ve hukuki sorunlar, aşılama, HPV aşısının yeri, okul sağlığı, şiddet ve medya, hukuk, sosyoloji ve tıp gibi konular tartışıldı.

Çocuk hekimleri ile erişkin hekimlerinin arasında kalan yaş aralığı hakkında bilgi verilen toplantı hakkında konuşan Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Direktörü Prof. Dr. Tezer Kutluk, bu yaş dönemine ilişkin sorunların göz ardı edilebildiği negatif ayrımcılığa maruz kalan bir grup olduğunu kaydetti. “Bilgi üretmek, üretilen bilgileri paylaşmak ve bu yaş grubu ile uğraşan hekim, hemşire, psikolog, hukukçu gibi farklı grupları bir araya getirerek kaynaştırmak geleceğin lokomotifi olan gençlerin sağlığının düzenlenmesi için çok kritiktir. Kongrede ağırlıklı olarak, çocuk hekimleri, halk sağlığı uzmanları, kadın doğum uzmanları, hemşireler, hukukçular gibi farklı katılımcıların yer aldı.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Kutluk, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde Türkiye’nin ilk Adolesan Ünitesi bulunduğunun ve bu kongreler sonucunda Ergen Sağlığı Derneğini de kurduklarını bildirdi.

Sağlık Bakanlığının gençlik merkezleri, gençlik merkezlerine katılan gençlerin birinci basamaktaki ergen sağlığı sorunlarını konuştuk ve çözüm önerilerini yapılanması konuşulduğunu ifade eden Prof. Dr. Kutluk, bu seneki toplantıda farklı olarak adolesan şiddet ve medya konuşulduğunu işaret etti. Özellikle adolesan döneminde obezite, çok önemli ve erken dönemde engellemek gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kutluk, toplantı sayesinde farklı branşların bir araya gelerek kronik sağlık sorunlarını, endokrin, kardiyoloji, alerji ve kanser gibi farklı konuların tartışıldığını belirtti.


Adolesan Sonrası Tedavide Yaşanan Prosedür Sorunları
“Çocukluk döneminde görülen hastalıklar tedavi edildikten sonra o çocuk erişkin oluyor. Erişkin iken çocukluk hastalığı devam eden kişi, erişkin hekimlerine gidiyor. Ancak bu tip hastalıklar erişkin hastalıklarıyla uğraşan hekimlerin ilgi alanları içerisinde olmuyor. Çocukluk döneminde 10-15 yıl tedavi olan çocuk, hekiminden koptuğunda psikolojik problem yaşamasının dışında gittiği erişkin disiplini içerisinde değilse bu durumda tıbbi olarak risk alıyor. Çocuk hekimine de gidemediği için üzücü bir durum olarak ortaya çıkıyor. Bu yaşanan problemin net bir çözümü de yok” diyen Prof. Dr. Kutluk, bu durum hakkında 30 yaşına gelmiş konjenital(doğumsal) hastalığı olan bir bireyin çocuk servisine sevk ile gidilebilmesi gerektiğini ancak böyle bir durumu olan hastaların, sosyal güvencesinin karşılanarak çocuk kliniğinde yatabilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Mesela Çocuk konjenital kalp hastalığı, tedavi edilmiş çocuk, 20-25 yaşına geldiğinde erişkin kardiyolog uzmanına tedavi için gidiyor. Erişkin kardiyologlar sonradan edinilmiş kapak hastalıklarıyla ilgili uzmanlaşıyorlar. Bu durumda pediatrik kardiyolog ile erişkin kardiyoloji uzmanının iş birliği yapması gerekiyor. Ancak SGK güvence parasını ödemiyor. Başka bir örnekte yine kistik fibrozis hastalığı ile ilgili, bu alanda uzmanlaşmış erişkin hekimi çok az sayıda var” diyen Prof. Dr. Kutluk, yani çocuk hastalar büyüdükçe yeni bir sorun ortaya çıkıyor, doğumsal hastalıklar, büyünce tedavi karmaşası ortaya çıktığını ve bu bürokratik sorunların çözümlenmesi gerektiğini bildirerek konuşmasını tamamladı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...