Ana içeriğe atla

SES Genel Başkanı Aydın: “RADYOLOJİ MERKEZLERİNİN YÜZDE 44’Ü RUHSATSIZ”

SES Başkanı Köksal Aydın, “Ortada bir hak gaspı var. Biz bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Köksal Aydın, açtığımız davada radyoloji servislerinde görev alanların çalışma süresini 5 saatten 9 saate çıkaran genelgenin yürütmesinin Danıştay’ca durdurulmasının sağlık çalışanları açısından büyük sevinç yarattığını söyledi. “Ortada bir hak gaspı var. Biz bu hak gaspının hukuksal çerçevede değerlendirilmesinden yanayız” diyen Aydın, yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ile ilgili kararın derhal hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Sağlık Dergisi Muhabiri Esra Öz’e açıklamalarda bulunan SES Genel Başkanı Köksal Aydın, sendikalarının sağlık çalışanların sesini özgürce duyurabildiği nadir örgütlerden biri olduğunu da kaydetti.

Radyoloji merkezleri tehlike saçıyor
AB ülkelerinde çalışma saatlerinin denetimli ortamlarda en fazla 7,5 saat olarak belirlendiğini dile getiren Aydın, ülkemizde ise bunun bile üstünde bir çalışma süresi belirlenmeye çalışıldığını ifade etti. Aydın “Ülkemizde radyoloji teknikerlerinin yüzde 44’ü ruhsatsız , havalandırmasız, kalibrasyon ölçümleri ve kontrolleri yapılmayan ortamlarda çalışmaktadır. Siz bu şartlar altında insanları çalıştırırsanız, kanser olmasının yolunu açmış olursunuz. Radyasyon vitamin değildir. Tehlike saçan bir ortamda önlem almadan uzun süreli işçi çalıştırmak iş yasaları gereği de suçtur” şeklinde konuştu. Aydın, tehlike saçan bazı radyoloji merkezlerinin sendikaları tarafından tespit edilerek TAEK’e bildirildiğini belirtti. SES Genel Başkanı Köksal Aydın, buna örnek olarak İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesini gösterdi. Burada sendikalarınca yapılan incelemelerde radyoloji ruhsatlarının bulunmadığı tespit ettiklerini kaydeden Aydın, geçtiğimiz günlerde söz konusu merkezin TAEK tarafından kapatıldığını söyledi.

TAEK yetersiz kalıyor
Aydın şöyle devam etti: “Türkiye’deki tıbbi alanlarda bulunan radyoloji cihazlarının tamamının TAEK tarafından onaylanması ve birimin ruhsatlandırılması gerekiyor. Ancak bu kurumun denetimleri son derece yetersiz. Şu anda sistem bu koşulları tam olarak içinde sağlayamıyor. Bunda ana neden ise personel sayısı, örgütlenme yapısı ve denetim yapısında ortaya çıkan eksiklikler. Tabi burada en çok mağdur olan hasta ve bu ortamlarda çalışan teknikerler. Hastanın ve çalışanın ne kadar radyoaktiviteye maruz kaldığının ölçme şansı yok. Bu da kanser riskini önemli ölçüde arttırıyor. AB ülkelerinde Radyoloji bölümünde günlük 15-20 işlem yapılırken, bu rakam ülkemizde 80-90 işlemi buluyor. Ayrıca çalışan kişi sayısı az ve iş yükü oldukça fazla. Buda sürenin uzamasına ve çalışanların daha fazla radyasyona maruz kalmasına sebep oluyor”

Çalışanlar bilinçli davranmıyor
Ellerinde bir takım bilgiler olmasına rağmen meslek hastalıklarına uğrayanların sayısal verileri hakkında her hangi bir istatistiğin bulunmadığını açıklayan Köksal Aydın, yakın tarihte böyle bir çalışma başlatacaklarını da dile getirdi. Aydın, çalışanların bilinçli davranmadıklarını şu örnekle anlattı: “Bir çalışan, meme kanseri olduğu halde hala konunun önemini anlamıyor. Yaptığı işten dolayı bu hastalıkla karşı karşıya kaldığını dile getirmiyor. Biz bu konuda radyoloji tenikerlerini de bilgilendirmeye yönelik çeşitli çalışmalar yapmaya başladık”

Aile hekimliği verimli bir sistem değil
SES Genel Başkanı Aydın, Aile hekimliği ile istenilen toplumsal sağlık düzeyinin oluşamayacağını da belirterek “Aile hekimliği sisteminin uygulandığı hiçbir ülke istenilen kaliteli sağlık hizmetini tam olarak ulaşamamıştır” diye konuştu. Aile Hekimliği sürecinin özellikle kırsalda hasta hakları ihlallerine dönüştürüldüğünü, koruyucu sağlık hizmetlerinin ihmal edildiğini vurgulayan Aydın, bu uygulamaya başlanılan pilot illerde istenilen başarının sağlanamadığına değindi. “Aile Hekimliği kavramı anlaşıldığından çok farklı uygulanıyor” diyen Aydın, getirilen sistemle sağlık bütçesinin önemli bir yük altına girdiğini belirtti. Aydın, harcamaların sağlık bütçesiyle örtüşür olması gerektiğini söyledi.

Tam güne şartlı destek veriyoruz
Kamuda tam gün yasasını geçmişten bu yana savunduklarını belirten Aydın söz konusu yasayla ilgili tüm tarafların görüşlerinin alınması gerektiğini dile getirdi. Dünyanın birçok yerinde Avrupa Birliği Sosyal Şartı'nın gereği olarak çalışma süresi azaltılırken Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın çalışma süresini arttırmak istemesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Aydın, konunun iş verimliliği açısından değerlendirilmesi gerektiğini, gerçek anlamda kamusal bir sistemde, iş güvenceli çalışma, ekonomik ve özlük haklarında iyileştirmeyle tam günün uygulanmasını savunduklarını vurguladı.

Genel sağlık sigortası sistemi eşitsiz
Genel Başkan Aydın, temel olarak tam gün çalışma sistemine karşı olmadıklarını ancak; denetim, çalışma şartları ve ücretlerin uygun bir standarda çekilmesi gerektiğini belirtti. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa tasarısı ile ilgili TBMM’de yapılan toplantıların sosyal yapıya karşı bir tutum olarak algılandığını kaydeden Aydın, “Biz konu hakkında komisyona görüş belirttik. Ancak görüşlerimiz değerlendirilmedi” diye konuştu. Aydın, genel sağlık sigortası sisteminin sağlıkta eşitsizlikleri artıracağını belirterek, “ABD’de yüksek sağlık harcamalarına rağmen sağlık düzeyi ölçütleri başarılı değildir. Herkesin eşit sağlık hizmeti almasını sağlayamamıştır. Bu sebepten dolayı biz bütçeden finanse edilen, herkesin eşit şekilde faydalanabileceği bir sağlık sisteminin uygulanması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...