Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİLİM İNSANININ ESNAF LOKANTASI

Bilim sıkıcı mı gelir size? “Bilim insanları laboratuvarlarda gayet ciddi bir şekilde çalışır” diye mi düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse sizi Harvard Üniversitesi’nde Genetik, Viroloji ve Fizik bölümlerinde doktora çalışmalarını yapmış, enerji dolu ve bilimi eğlenceli hale getiren bilim insanlarıyla tanıştırmak istiyorum. Çünkü, iştahlarını açan ve kepçelerine takılan bilimsel konuları önce kendileri araştırıp biraz baharatladıktan sonra “Bilim Kazanı”ndan servis ediyorlar.  Popüler Bilimin Esnaf Lokantası’nda Bilim Kazanı’ndan servis yapan Aysu Uygur, İlker Öztop ve Alp Sipahigil bu çalışmalarını kitap haline dönüştürdüler. Çalışmaları hakkında şunları söylüyorlar: “Bilimsel çalışmalar çoğunlukla halkın vergileriyle destekleniyor, fakat vergisini veren insanlar gerçek bilimsel gelişmeler yerine yanlış diyet tavsiyeleri ve kuruyemişlerin faydalarıyla uyutuluyordu. Biz içeriğine hakim olduğumuz orjinal yayınları takip ederek beynimize zevk taklaları attırabiliyorken, bilimsel haberler

TANINIYOR OLMAK SAĞLIK ANLATMAYA YETMEZ!

Hayatımızı medyanın yönlendirdiğinin farkında mısınız? Dizilerde ve filmlerde izlediğimiz karakterlerin gerçek hayatta da takipçisi olup, peşlerine takılıyoruz. Ne giydiler, nerede oturuyorlar, neler yiyorlar diye merak ettiğimiz için sosyal medyadan da takip etmeyi sürdürüyoruz. Mankenlikten oyunculuğa, oyunculuktan şarkıcılığa geçiş yapan ünlüler son dönemlerde sağlık alanında da eğitim verir oldu. Peki bu ne kadar doğru? Aldıkları sertifikaları ya da yurt dışında aldıklarını iddia ettikleri eğitimleri gösteren ya da gösterme gereği duymayan bu tanınan isimler, neden sağlığa yöneldi? Bu isimler kendi hayatlarında bir şeyler uygulayabilirler, uzmanların gözetiminde yaptıkları ve onlardan öğrendiklerini sanki işin uzmanı gibi insanlara anlatmaları çok mantıksız geliyor. Ancak maalesef insanlar bu duruma inanıyor. Tanınan bu isimler, beslenmeden psikolojiye uzanan geniş yelpazelerine sporu da ekliyorlar. Aslında bu branşların hepsi kendi içinde bir uzmanlık alanıdır. Diyetisyenle

KAHVE MULTİPL SKLEROZ HASTALIĞINA İYİ Mİ GELİYOR?

Kahve içmek sanırım hayatımızın önemli bir parçası. Sabahları muhteşem kokusu ve aroması ile içilen bir fincan kahve, güne güzel başlamamızı sağlıyor. Hem daha dikkatli hem de keyifli bir ruh haline kavuşuyoruz.  Kahvenin farklı etkileri üzerine araştırmalar sürerken, özellikle nörolojide yeri çok daha önemli. Geçtiğimiz gün kahve eşliğinde yaptığımız bir sohbette Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal, kahve ile ilgili yapılmış yeni bir araştırmadan söz etti ve şunu söyledi: “Günde 6 bardak, yoğun kahve tüketimi Multipl Skleroz gelişme riskini belirgin olarak azaltabiliyor.” Bu önemli konu ile ilgili sorularımı yanıtlayan Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal, hem araştırma hem de Multipl Skleroz hastalığı hakkında da bilgi verdi.  Multipl Skleroz hastalığı nedir? Multipl Skleroz (MS) beyin veya omurilikte inflamasyon(iltihaplanma) odakları ile seyreden bir hastalıktır. MS neden olur? MS otoimmün bir hastalıktır. Bağışıklık sisteminin hücreleri normalde bakterilere, virüslere karş

İDEALLERİNE TUTKUYLA BAĞLI ÇOCUKLARIN YOLLARINDAN ÇEKİLİN!

Bir çocuk yaşadıklarını anlatıyordu. Kendi ağzından kendi hayat hikayesiydi. Daha minicik parmakları, düşünceli bakışları arasında hesaplarla ve bilime olan tutkusunu dile getiriyordu. Kahraman Çocuk (The Young and Prodigious T.S. Spivet) ismiyle  yayınlanan T.S. Spivet filminde kahramanımızın yaşadıklarını izliyoruz.  Filmi özellikle farklı bir gözle seyretmenizi isteyeceğim. Neden mi? Biyolog bir anne ile kovboy bir babanın, üçüncü ve en küçük çocuğu olan 12 yaşındaki T.S. Montana'daki bir çiftlikte yaşamaktadır. Manken olmak isteyen bir ablası ile filmin ilerleyen dakikalarında bir kaza sonucu kaybettiği diğer kardeşi kendisini anlamaz.  Annesi zooloji ve botanik alanında yeni türler keşfetmeye çalışırken, babası doldurulmuş hayvanlardan oluşan bir odayı müze olarak kurgular. Bu süreçte küçük Spivet, bir bilimsel toplantıya katılır. Orada yapılan konuşmaya coşkuyla eşlik eder. Kendisini keşif yapmak için adayacağının sözünü verir. Gün geçtikte de harita yapımı ve

TAKLİT ETMEYİN, ÖZGÜN OLUN!

Günümüz insanları düşünmek, gözlem yapmak, sorgulamak ve çözüm yolları aramak gibi üretmenin güzelliği yerine yapılan işleri taklit etmeyi seçiyor.  Peki, taklit edince ne oluyor? Öncelikle orijinal çantaların yerine kullanılan taklit çanta kadar değeri oluyor. Taklit edenin değeri yoktur.  Bir şey orijinalse kıymetlidir. Ve ne kadar çok taklit edeni olursa o kadar eşsiz ve değerlidir.  Neden taklit konusuna değindiğime gelecek olursam, bilim insanları geçmişte çok büyük başarılara imza atmış. Günümüzde çalışmalar son hızda devam ederken, gelecek ile ilgili inanılmaz projeler konuşuluyorken biz ne yapıyoruz?  Hemen söyleyeyim, üretileni ürünleri en hızlı şekilde alıp, kullanma konusunda yarışıyoruz.  Hatta öyle ki üretenden daha çok ürünü sahipleniyoruz. Firma sahibi edasıyla içimizdeki özgüven eksikliğinin etkisiyle sosyal medyada paylaşım rekorları kırıyoruz.  Bilime, teknolojiye ve sanata basite indirgemek için bakıyoruz.  Üretilen ürünler yerel ka

SAĞLIK ÇALIŞANLARI CEFASINI ÇEKİYOR SÖZDE UZMANLAR SEFASINI SÜRÜYOR

Okula başladıklarında oyunlarından fedakarlık ettiler, akranlarından daha çok ders çalıştılar. Onların hedefi büyüktü, okullarında iyi dereceler alıp büyük hayallerini geliştireceklerdi. Böylece hayallerindeki mesleği yapmak için gece gündüz demeden çalıştılar.  Lise yıllarında akranları gezerken, onlar yine ders çalışıyor ve hedeflerine ulaşmak için sınavda belli bir yüzdeye girmeleri gerekiyordu. Gecelerini gündüzlerine kattılar ve zorlu sınavları geçtiler.  İstedikleri bölümleri kazandıklarında da maraton bitmedi, zaten onlar yılmayan insanlardı. Çalışmaktan yılmazlar, öğrenmeye aşıktırlar. Kendilerini geliştirmelerinin yanı sıra çevrelerine de ışık saçarlar. Eğitim hayatları sadece öğrenmek olmadığı gibi, gece gündüz demeden hastanede nöbetleri başladı. Kıdemlilerinden öğrenilmesi gerekenler, hocalarından öğrenmeleri gerekenler ve tıbbiyenin verdiği kurallarına uyarlar askeriye gibidir hayatları. Sadece çalışmanın ötesinde, boyundan büyük laf edemez, tecrübeye, bilgiye

AKILCI İLAÇ KULLANIMI İÇİN YARIŞIYORUZ

Sağlığımız hakkında bilgileri ne kadar sorguluyoruz? Medyada gördüğünüz bilgilerin doğru olup olmadığını düşünüyor musunuz? Sağlık konusunda bilgilerin güvenilir, liyakat sahibi uzmanlar ve bilimsel kanıtlar ışığından olması önem taşıyor. Sağlık okuryazarlığı bilincinin gelişmesi hedeflenirken özellikle sağlık haberleri,  uzman sağlık muhabirleri tarafından yapılmalıdır.  Bilgi kirliliği içinde kaybolduğumuz şu günlerde, güvenilir kaynaklar çöplerin arasında parlayan “Kaşıkçı Elması” gibi etrafına ışık saçıyor. Akılcı ilaç kullanımında da durum böyle, sağlık okuryazarlığı bilinci bu noktada önem taşıyor. Bilgi kirliliğinden korunmak için internette gördüğünüz, ilaç önerilerine veya komşunuzun “Bana iyi geldi, sende bu ilacı kullan” şeklindeki tavsiyelerine sakın kulak asmayın. İlaçları kullanırken çok dikkatli olmak gerekiyor, uzmanların kişiye özel olarak ilaç reçete ettiği unutulmamalı. Ayrıca, “Hekim antibiyotik yazmadı, bir şey bilmiyor” algısından da vazgeçilmeli. Bu konuda

BİLİMİN DEDİKODUSUNU YAPMAYA HAZIRSANIZ, BAŞLAYALIM!

Son dönemlerde ismini bilmediğim birçok ünlü olduğunu fark ettim. Ancak insanların aslında bilim camiasının önemli isimlerini tanımadığını anlayınca, kolları sıvadım. Değerli bilim insanlarından söz ederken, kendi şapkamı da masaya koyup başladım araştırmaya. Öğrendiklerimi sizlerle paylaşacağım, böylece bilgimiz paylaştıkça çoğalacak.  Bu arada aramızda kalsın, dedikodu en çok zamanımızı alan konuşma konularından olduğu için, bilimsel dedikodu yapacağız. Hadi kahvelerinizi alın başlıyoruz sohbete.  Rachel Carson ismini daha önce duydunuz mu?  Kendisi doğal yaşamın korunmasının kapılarını aralayan bir biyolog, yazar ve ekolog. Amerikalıların doğayla kurdukları ilişkinin değişmesini sağlayan çok önemli bir isim.  Çocukluğundan itibaren doğaya olan sevgisi, okul yıllarında aldığı burslar ve yazmaya olan düşkünlüğü ile dikkat çekiyordu. Biyoloji eğitiminden sonra Johns Hopkins Üniversitesi’nde Zooloji bölümünde yüksek lisans eğitimini yaparken, Raymond Pearl’s Enstitüsünde

ÇOCUKLARDA EPİLEPSİ TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Çocuğunuz belli aralıklarla bayılıyor mu? Bu bayılmalardan dolayı üzülüp, “Sara” oldu diye düşünüyor musunuz? Etrafınızdan çekinip, saklıyor musunuz? Peki, epilepsinin tedavisi olduğunu biliyor musunuz?  Hayatın ilk bir yılında en sık olup, yaklaşık her 100 çocuktan birinde epilepsi görülüyor. Ülkemizde yaklaşık 200 bin epilepsili çocuk, dünya genelinde de 40 milyondan fazla epilepsi hastası bulunuyor. Ateşli havalelerin daha sık olup, ülkemizde 500 binden fazla çocukta ateşli havale görüldüğünü belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kürşad Aydın ile epilepsi hakkında merak edilenleri konuştuk.  Epilepsi nedir? Beyindeki elektriksel boşalımlar sonucu, nöbetler halinde gelen bilinç değişikliği, kısa süreli dalma, boş bakma, bayılma, yüzde, kollarda veya bacaklarda kasılma, dişlerde kilitlenme, gözlerde kayma, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi bulgularla kendini gösteren bir hastal

4 ADIMDA SOSYAL MEDYADA BİLGİ KİRLİLİĞİNDEN KORUNMA

Zor günler yaşıyoruz. Bu süreçte birçok karışık duygu bir arada hissedilirken, sosyal medyada bilgi kirliliğinden korunmak önem taşıyor.  Paylaşılan bazı asılsız yazılardan korunmak için öncelikle duyarlı olmalıyız.  Gördüğünüz her şeye inanmadan şu adımları takip edin.  Öncelikle sorgulayın! Gazeteci Anthony De Rosa’nın söylediği gibi; “Gördüğünüzü ve duyduğunuzu sorgulamak, aramak ve kaynağı teyit etmek, resmi ve birincil kaynaklar ile görüşmek en iyi yöntemdir.” Evet sosyal medyada gördüğünüz bilgilere şüphe ile yaklaşın ve sorgulayın.  Belgelere bakın!  Gazeteci Steve Buttry’nin dediği gibi “Dürüst tanıklara dahi güvenmeyin. Her zaman belge arayın.” Yani güvendiğim kişi söyledi doğrudur düşüncesinden vazgeçin.  Fotoğraf Doğrulama Araçlarını Kullanın Gazeteci Okan Yüksel’in söylediği gibi, “Google Search by Image” ile sosyal medyada karşılaştığınız herhangi bir fotoğrafın ilk olarak ne zaman ve hangi sitelerde kullanıldığını öğrenebiliyorsunuz” Böylece görse

YALANLARIN ARASINDAN GERÇEĞİ BUL

Yalanların arasından gerçeği bul! Spothlight filminin sloganı olan bu cümleyi gördüğümde resmen içim açıldı. Çünkü gazetecilik mesleğini konu alması ve araştırmacı gazeteciliği irdelenmesini konu alıyor. Gazetecilerin uzun dönem araştırarak gerçekleri ortaya çıkartmak için başından geçen mücadeleleri anlatan Oscar ödüllü bir film.  Sağlıkla ilgili hurafeleri savunanların çok olması doğru olduğunu göstermez! Son dönemlerde etrafımızda detoks programları, eğitim almadığı halde kendini sağlık konusunda yazar kabul edenler, yaşadıklarını ajite ederek insanların kalbine dokunarak sömürenler… Kısacası etrafımızı sarmış olan hurafe savunucularından geçilmiyor. Medya ve bazı firmalar da bu hurafeleri destekliyor. Neden mi? Çünkü istediklerini onlar söylüyor da ondan. Gerçek bilim insanları ve gazeteciler, kanıtlar sunulmadığı sürece yazmazlar. Oysa gazete köşeleri kişisel gelişim uzmanı olduğunu iddia edenlerden geçilmiyor. Gazetelerin sağlık köşelerinin gerçek sahipleri olan gaz

HARVARDLI TÜRK BİLİM İNSANLARI “BİLİM KAZANI”NI KAYNATIYOR

Sizce bilim eğlenceli midir? Genelde verilen cevap, “hayır” olur. Ancak, aslında bilim eğlencelidir. Sizleri Genetik, Viroloji ve Fizik bölümlerinde doktora çalışmalarını yapmış Harvard Üniversitesi’nden, enerji dolu ve bilimi eğlenceli hale getiren bilim insanları ile tanıştırmak istiyorum. Çünkü iştahlarını açan ve kepçelerine takılan bilimsel konuları önce kendileri araştırıp biraz baharatladıktan sonra “Bilim Kazanı”ndan servis ediyorlar.  Harvard Üniversitesi’nde çalışmalar yapan üç Türk bilim insanı, Bilim Kazanı isimli bir kitap yayınladılar. “Bilim kazan, biz kepçe” sloganıyla bilimi eğlenceli şekilde anlatan Aysu Uygur, İlker Öztop ve Alp Sipahigil, kitapta çok farklı konulara değiniyorlar.   Kendilerini bilim camiasının Robin Hood’ları olarak tanımlayan bilim insanları, bilgiyi akademinin zengin fildişi kulesinden alıp halka sunuyorlar. Popüler Bilimin Esnaf Lokantası’nda Bilim Kazanı’nda nelerin piştiğini ve sunulduğunu öğrenmeye hazır mısınız?   Bilim Kazan

HER KANAMA HEMOROİD MİDİR?

Beslenmemiz hayatımızı nasıl etkiliyor? Yediklerimiz sürekli katı ise, su içmiyorsak vücudumuzda neler olur? Peki tuvalet alışkanlığını doğru biliyor muyuz? Genelde konuşmaktan çekinilen konulardan biri olan hemoroid şüphesi olduğunda ne yapmanız gerekir?  Yakın çevremiz de dahil olmak üzere bazı sağlık sorunlarını dile getirmekten çekiniyoruz. Bunlardan birisi de hemoroid olarak bilinen basur.  Hastaların sıklıkla dışkıda kan gelmesi şikayetini ihmal ettiklerini söyleyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Kuzu, hemoroid ile ilgili önemli noktalara dikkat çekerek soruları yanıtladı. Hemoroid nedir? Bazı kişilerde makat (anüs)  ve kalın bağırsağın son bölümü (rektum) çevresinde bulunan hemoroidal damarlar aşırı derecede genişler ve makattan dışarıya taşarlar. Örneğin kabızlık şikayeti olan bireylerde dışkı sertleşir ve dışkılama işlevi zorlaşır. Birey bu sert dışkıyı boşaltmak için aşırı ıkınma gereği duyar ve zorlanı