Ana içeriğe atla

ORGAN BAĞIŞINDA ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ BAŞLIYOR

Uluslararası kapsamda organ bağışı işbirlikleri yapılması için hayata geçirilen Internaional Transplant Network for Developing Countries projesi kapsamında, yenilikler ve neler yapılacağı üzerine kararlar alınacak.

Bazı üniversite ve mesleki sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek oluşturulan platform, Türkiye Organ Nakli Vakfı öncülüğünde Internaional Transplant Network for Developing Countries projesini gerçekleştiriyor. Platform, Türk profesyonellerin sahip olduğu klinik deneyimi, sistem, organizasyon ve eğitim deneyimini International Transplant Network projesi çerçevesinde paydaşlarla paylaşmak ve uzun süreli sürdürülebilir bir işbirliği oluşturmak adına bu projeye ev sahipliği yapıyor.

International Transplant Network (ITN) toplantısı  11-13 Haziran tarihlerinde uluslararası katılımla İstanbul’da gerçekleştirildi. 11 farklı ülkeden organ nakli temsilcilerinin katıldığı toplantıda, organ nakli alanında yapılan çalışmalar anlatıldı. Yeni işbirlikleri ve çözüm önerilerinin de konuşulduğu toplantıda, kadavradan nakil yapmayan ülkeler Türkiye’nin çalışmaları hakkında örnek olan çalışmaları olduğu üzerinde durdu.

Organ nakli ve bağışı gibi bilimsel yönü kadar sosyal yönün de çok önemli bir konuda uluslararası alanda işbirliğini sağlamayı planladıklarını söyleyen ITN Proje Koordinatörü Dr. Ata Bozoklar, “Son dönemlerde organ yetmezliği nedeniyle hayata tutunmayı bekleyen 1 milyon civarındaki hasta için en iyi tedavi seçeneği olarak organ nakli, bilinen tüm tıp uygulamaları içinde zirvedeki yerini halen koruyor. Buna rağmen tüm dünyada organ kıtlığı sınırlayıcı bir faktör olarak organ naklinde önemli bir problem. Her yıl dünya genelinde yüz binden fazla hasta uygun bir organ bulunamadığı için veya organ nakli hizmetine erişemediği için hayatını kaybediyor. Gelişmekte olan ülkelerin, yasal düzenlemeler, ulusal organizasyonlar, eğitim aktiviteleri ve klinik transplantasyona ilişkin çeşitli seviyelerdeki teknik yardım ihtiyaçları olduğu bilinmektedir. Bu noktadan hareketle gelişmekte olan ülkelerde organ bağışı ve nakli hizmetlerini başlatmak, geliştirmek ve iyileştirmek için bir uluslararası transplant ağı oluşturmak ve sürdürülebilir bir teknik yardım programını uygulamak üzere bu proje hazırlandı. Yakın gelecekte projeye katılan ülkelerin önereceği kuruluşlar ile bu platform uluslararası temsil niteliğini alacak” dedi.
Katılımcı ülkelerin organ naklindeki uygulamalarını değerlendiren Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Eyüp Kahveci, şu bilgileri verdi: “Projenin birinci fazı olan çalıştayda birinci grubu ağırlıyoruz. Davet edilen 14 Kafkas ve Orta Asya ülkelerinden 11’i katıldı. Diğer ülkelerle ilgili bürokrat işlemler devam ediyor. Organ nakli konusunda bizden farklı seviyedeler, ancak gelişim için teknik yardım ve desteğe bizim gibi iş birliğine açık bir ülkenin mutlaka desteğine ihtiyaçları olduğunu gördük. Maalesef ülkelerin genel sağlık düzeyini göz önüne aldığımızda organ naklinin sınırlı olduğu ülkelerde çok fazla sayıda hastanın hayatını kaybettiğini gördük. Tüm ülkeler organ nakli işlemlerini geliştirmekte oldukça heyecanlı.”

Toplantıya katılan organ nakli temsilcilerinin anlattıklarından yönlendirici bir uygulama görmediklerini dile getiren Kahveci, bazı farklılıklar tespit ettiklerini ve bunların uygulanabilirliğini tartışacaklarını dile getirdi.

Organ kaçakçılığı ile ilgili oluşan yanlış algısının giderilmesi için yapılan uygulamalarda, ülkemizdeki mevzuatlarda her hangi bir eksiklik olmadığını belirten Kahveci, “Uluslararası bir konsensüs dökümanı olan İstanbul deklarasyonunun da ülkemizde yapılmış olması bizim bu konuda yeterli seviyede farkındalığımızın olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda yasal düzenlemelerimiz organ kaçakçılığı konusunda oldukça katı ve diğer ülkelerden de edindiğimiz izlenimde organ trafiğinin önlenmesi noktasında ciddi bir gayret içinde olmalarıdır” diye konuştu.

Bazı ülkelerde uygulanan nüfus cüzdanı üzerine işaret konması uygulaması hakkında Kahveci şu yorumda bulundu: “Nüfus cüzdanına işaret konmasından yana değilim. Bu biraz daha gönüllüyü deşifre edebiliyor. Açık alanlarda bu işaretin görünmesi insanları tedirgin edebilir. Sağlık Bakanlığının veri tabanına kaydedilmesi ve gerektiğinde kullanması daha faydalı olacaktır.”

İnsanların bağış yapması için teşvik etmenin faydalı olacağını düşündüğünü söyleyen Kahveci, ancak bunun kesinlikle maddi olmadan bir takım avantajlar sağlanarak yapılmasının önemli olduğunu kaydetti. 
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge